5. Seni Ölesiye Seviyorum...

29.3K 1.3K 236
                                    


5. Seni Ölesiye Seviyorum...

Alya'dan...

Babamı ikna etmem sandığımdan zor olmuştu. Dün gece o elbiseyle beni gördüğünde ağzını açıp gözünü yummuştu adeta. Bana kızması zoruma asla gitmemişti. Sonuçta giyerken bunları göze almıştım. Ama anneme sen müsaade ettin diyerek çıkışmasına kızmıştım. Sesini az da olsa ona yükseltmişti. Ama annem bunun altında kalır mıydı? Asla kalmazdı, kalmadı da zaten. Sonrasında annem babama yüzünü asmasıyla kazanan taraf biz olmuştuk. Babam benim elbisemi dahi unutmuştu. Tabii sonrasında annem onu affettiği zaman o elbiseyi bir daha üzerimde görmek istemediğini güzel bir şekilde vurgulamıştı.

Babam anneme kıyamıyordu. Annenize bir şey için çok kızdım demişti bir keresinde ama o şeyin ne olduğunu asla söylememişti. Merak etmiştim ama ısrar da etmemiştim. Aralarında özel bir durum olduğunu düşünüyordum. Onun dışında hiçbir zaman gerçek anlamda anneme kızmamıştı. Ona kıyamıyordu.

"Bebeğim hazır mısın?" Annemin tatlı, beni her zaman mutlu eden sesiyle odadan çıktım. "Hazırsın..." dedi beni gördükten sonra kafasını eğip ardından beni süzerken. "Bu sefer babanın gönlü rahat edecek!" Babamın dünkü tepkisiyle dalga geçtiğini anlamıştım. Onun gülen yüzüyle bende gülümsedim.

"Kesinlikle annem! Geldiğinde söylersin Alya bir kot bir tişört giydi diye..." Anne kız babamın homurtusunu tahmin edip, kıkırdarken Aras'ın odasının kapısının açılmasıyla o yöne döndük.

"Hayırdır nereye, Alya?" diyen Aras'a gözlerimi kısıp baktım. "Abla yani..." Bana abla demiyordu. Çok takmıyordum ama babam bu konuda Aras'ı sinirlendirmek için ısrar ettiği için bende üzerinde duruyordum.

"Bizimkilerle çıkıyorum," dememle birlikte Aras'ta annemin yanına giderek onun yanaklarını sıktı.

"Oğlum uslu dur," dese de annem Aras'ın onunla şakalaşmasını seviyordu. "Aras!" diye sesini yükselten anneme, "Sultanım!" diye karşılık verdi, Aras Bey. Neşesi bugün iyiydi.

"Ben kaçtım," dedim saatime bakarak. Ana-oğul aşkını kıskanmıyordum ama bazen gözüme çok battıkları olabiliyordu. "Akşam geç gelmemeye çalışırım. Zaten Arda yanımızda. Babam bir sorun çıkarırsa ararsınız. Öptüm sizi!" Merdivenleri onlara el sallayarak indim. Arkamdan Aras bir şeyler söylemişti ama onu duymamıştım.

Evden çıktığımda herkesin hazır olarak beni beklediğini gördüm. Kerem yaslı durduğu arabasından uzaklaşarak bana doğru geldi. "Hadi geç kalmadan gidelim." Uzattığı eli tutmak için elimi kaldırdım ama onun elini tutamadan başka bir el tarafından hapsedildi.

Arda, "Sizin araba kalabalık. Bizimle gelse daha iyi olur," dedi yapmacık bir gülümsemeyle Kerem'e bakarak. Ondan hoşlanmamış olmalıydı.

"Ne münasebet? Arabada Alya için yer var," diye çıkıştı, Kerem. Bir Arda'ya bir Kerem'e baktım. Sonrasında arabanın içindeki Cenk'i gördüm. En sonda yanımıza gelen Aslı'ya baktım. Seçim yapmak istemiyordum. Çünkü saçmaydı.

"Alya bizle gel. Abime yolu sen tarif edersin. Ben hatırlayamadım da."

"Önde ben olacağım, Aslı. Arayı uzatmadığımız sürece bizi kaybetmezsiniz."

Saçma bir tartışmaya doğru giden bu konunun verdiği huzursuzlukla keyfim kaçmaya başlamıştı. O yüzden daha fazla uzamaması için Kerem'e dönerek," Biz senin arkandan geliriz. Arda yolu karıştırabilir," dedim derin bir nefes alarak.

Kerem memnuniyetsizce Arda'ya ardından bana bakarak arabasına bindi. Aptal gibi davranmıştı. Kerem'in saçmalığını takmayarak Aslı'ya baktım. Bakışların da çözemediğim bir neden vardı. Ama ben çözmek için onu incelerken gözlerini benden kaçırdı. Boğazımı temizleyerek arabaya doğru yürüdüm. Nasılsa Aslı benden bir şey gizleyemezdi.

İnci Düşüm | Kitap Oldu!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin