Kaşının üzerine atılan dikişten sonra elime aldığım pamukla yüzünde ki yaraları temizlemeye başladım. Şuan birbirimize çok yakındık ve o resmen gözümün içine bakıyordu.
"Sen bu yaşta nasıl hemşire oldun?" Sorduğu soru üç yaşında ki çocuğun sorduğu sorularla eş değerdi.
"Stajyerim ben."
Beni onayladığına dair bir kaç kez mırıltı çıkardıktan sonra yanlış bir hareket yapmış olmalıydım ki acıyla inleyip gözlerini kapattı. Yine de sesini çıkarmamış ve sessizce işimi bitirmemi beklemişti.
Ben de bu süre zarfında onu inceleyebilmiştim. Kahverengi saçları bir pamuk kadar yumuşak görünüyordu ve aynı zamanda bunlara zıt bir şekilde asiliğini koruyordu. Yüzü oluşan derin yaralara rağmen muntazamdı. Boynunun sağ kısmında anlamlandıramadığım bir dövme vardı.
Siyah bir çember..
Çok alakasız gibi görünse de onun boynunda hoş durmuştu. Ayrıca bir kaç yerinde daha dövme vardı.
Özellikle sağ elinin üzerinde ki işaret ve baş parmağı arasında ki üç nokta da dikkatimi çekmişti. Genelde insanlar anlamlı dövmeler yaptırmazlar mıydı?
Üstelik yine sağ elinin bilek kısmında küçük bir üçgen dövmesi vardı. Bir anlamları olmalıydı.
Tek anlamlı olduğunu düşündüğüm dövmesine kaydı gözlerim. Bu dövme de sol bileğinde yer alıyordu. Ve ingilizce bir şeyler yazıyordu.
'I am my own piece.'
Bunun anlamını biliyordum. Bir kitapta geçiyordu ve baya anlamlı bir cümleydi.
'Ben kendimin bir parçasıyım.'
Bu cümle başkalarının doğrularına bağlı kalmamayı ve kendi hayatımızı yaşamamızı anlatıyordu bize. Bu cidden anlamlıydı ve şuan tam dibimde duran bu çocuk kendi hayatına ve özgürlüğüne oldukça düşkün olmalıydı. Yine de onda farklı şeyler seziyordum. Dövmeleri bile beni destekliyordu.
¤¤¤
"Sadece.." Ciğerlerime çektiğim sigaranın dumanını karanlık ve gürültülü ortamla birleştirdim. "Kimsin?"
Yere dikmiş olduğu bakışlarını kaldırıp bana baktı. Yüzüne alaycı bir gülüş hakim olmuştu.
"Sert görünmeye çalışan bir korkak."
***
Tae ficlerim azalınca depresyona girdim ve bunu yazdım.
Sen yazarsında ben durur muyum? colorfulside
Bu kitapta sana ithaf olsun :)