-Taehyung-
Önümde ki birayı kafama dikip gözlerimi kapattım. Daha çok içimden Jimin'e sövüyordum. Gelmek istemememin bir nedeni vardı elbet.
Masamızda oturan ve birinin hala bana baktığını hissedebildiğim iki kızdan da hoşlanmamıştım. Hayır yani, ben de Jimin gibi iki gülsem bu gecenin sonu yatakta biterdi.
Ben mi doğru kızları bulamıyordum, doğru kızlar mı beni bulamıyordu anlamış değildim.
Gözlerimi yavaşça açtığımda gòrüş hizama yine aynı kız girmiş, bu sefer daha da sırıtarak yanıma gelmişti. "Kaynaştılar gibi."
Bu sefer Jimin ve adını bilmediğim kıza çevirdim bakışlarımı. Dediği gibi baya kaynaşmışlardı. Öpüşme ve elleşme aşamasına geçtiklerinde ben bu yanımda ki kızla başbaşa kalacaktım.
Şuan için istemiyordum. Sonra başıma bela oluyorlar, bir geceden fazlasını istiyorlardı. O da yetmiyor onlarla oynadığım için tokat yiyordum.
Tanrı aşkına, hangi erkek sevdiği kadını ilk günden yatağa atıp sonradan buluşma nedenini sadece yatak kısmına bağlardı ki?
Bana kızmalarının mantığını bir türlü çözememiştim.
Geriye doğru yayılıp bacaklarımı biraz daha açtığımda kız elini yavaşça bacağıma koymuştu.
Jimin'le hala adını bilmediğin kız ayaklanınca Jimin bana göz kırptı.
"Seni sikeyim Jimin." Sadece dudaklarımı oynatsamda attığı kahkahadan beni anladığını biliyordum.
Ama ibnelik kanına işlediği için beni umursamadan zaten elletmediği yer kalmayan kızı biraz daha ellemek için yanımızdan ayrılmışlardı.
Ve onların gidişiyle kız kendinden geçerek elini yavaşça aletime getirdi. Hızla elini tutup zararlı bölgeden uzaklaştırdığımda büzdüğü dudakları kaşlarımı çatmama neden olmuştu.
Pekala, yakışmıyordu. Bazı kızlarda sevimli dursada bu kızda itici duruyordu. "Benim bir sevgilim var."
"Ama Jimin yok dem-"
"Bilmiyor o benim sevgililerimi." Mantıksız bir yalan olabilirdi. Amaç kurtulmaktı.
Kız tekrardan bir hamle yapacakken görüş açıma giren bir başka bedenle durmuş ve benim gibi o da yanımîza gelen bedene bakmıştı.
Bu kızın burada ne işi vardı?
Anlamsızca ona baksamda onun tek yaptığı parmaklarıyla oynamak ve amaçsızca onları izlemekti.
Bir şeyler söylemek istiyor gibi bir hali vardı. Onu zor durumda bırakmamak için ayağa kalktığımda bileğimden tutulmamla sinirlerimin gerildiğini hissedebiliyordum. "Ne var?"
"Beni yalnız mı bırakacaksın?"
Dalga geçer gibi gülüp ona doğru eğildim. "Bu kîz benim sevgilim, senin yanında mı durmalıyım?"
Bileğimde ki tutuşu önce hafiflemiş, sonra tamamen yok olmuştu. Beni rahat bırakmasıyla geri beni bekleyen bedene dönebilmiştim.
Pekala, Yun benim sevgilim değildi. Ama ufak bir yalandan da zarar gelmezdi.
Adım atmaya başladığımda uslu bir çocuk gibi peşime takılmıştı. Daha bu sabah karşıma çıkma derken şimdi neden kendisi karşıma çıkmıştı, anlam veremiyordum.
Lavaboların olduğu bölüme girip biraz da olsa müziğin sesinden kurtulmaya çalıştım.
Adımlarımı durdurup ona döndüğümde o da durmuştu. "Ne konuşacaksın?"