Harry, öğle arası olmasını değerlendirerek spor salonunun arkasına gitmek için sınıftan ayrıldı. Hızlıadımlarla gidiyordu. Etrafındaki insanlara belli etmeden gittiginde Louis'in orada olduğunu gördü.
Louis, Harry'yi gördüğünde kalbinin hızlanmasını durduramadı. Sevgilisini çok özlemişti. Onu çok seviyordu. Tek yapmak istediği onu öpmekti.
Harry Louis'e yanaştı, "Merhaba Bay Tomlison." Dedi. Louis onun bu cümlesine gülümsedi. yanağını sıkarak "Merhaba en sevdiğim öğrencim." Diye cevap verdi. Uzunca gözlerine baktı, "Seni çok özledim güzel sevgilim." Dedi. Harry," Ben de seni çok özledim yakışıklı sevgilim." Diye karşılık verdi.
Louis, onun güzelliği karşısında daha fazla dayanamayıp yüzünü ona yaklaştırdı. Çenesini tuttu, gözlerine baktı. "Seni ölüm beni alana kadar seveceğim." Dedi ve dudaklarını sevgilisinin dudaklarına dayadı.
Harry, ona karşılık verdi. Bir süre sonra Louis, yanaklarına değen sularla irkildi. Kendini sevgilisinden ayırdı. Ve yüzüne baktı.
Harry ağlıyordu. Louis ne olduğunu anlamak için "Bebeğim neden ağlıyorsun?" Diye sordu.
Harry "Seni kaybetmek istemiyorum Louis. Ölmeni istemiyorum." Dediğinde Louis şaşkındı. "Neden böyle söylüyorsun Hazz. Ben yanındayım. " dedi.
Harry, " Her şeyi biliyorum Louis. Benden saklama artık. "Dedi ve Louis o an kımıldayamıyordu.
Texting devam edecek fakat bazı şeyler yazışmayla açıklanamazdı. O yüzden bunu yazma gereği duydum. Çokça sevgiler.