Bir şiirdi kelimelerimde dökülen
Bir sevgiydi hecelerimden sökülen
Bir umuttu gözlerimden düşen
Bir bekleyişti uzaklara götüren
Bir bakıştı beni benden eden
Oysa ne kelimeler kaldı ne gözler yerinde
Bir tek sevgim kaldı dilimde...
Yokluğun hikâyesiydi benimkisi. Daha doğrusu bulamamışken kaybetmenin hikâyesi. Mutluluğun anahtarının cebimde kapısının ömrümde olduğu bir hikâyeydi. Altını kalemle çizdiğimiz kelimeleri sonradan karalamanın hikâyesi. Elemle dolu elemli sonu olan bir hikâyeydi. Kimine göre basit kimine göre acımasız bir imtihandı. Sonu gelmeyişte başlangıcı gidişte başlamıştı. Aslında var olma yolunda yokluğun hikâyesiydi bu. Güneşin karanlık doğduğu bir günde gelmiştim ben dünya 'ya. Gözlerimi açtığımda karanlıktı her şey, gözler karanlıktı, sözler karanlıktı. Yetimhanenin duvarları arasında geçmişti çocukluğumun bir kısmı. Aydınlığa hasret karanlıktı sırdaşım. Sizin hiç anne babanız öldü mü? Benim öldü. Kör olmuştum onlar öldüğünde. Karanlık gelmişti hayat gözlerime. Acımamıştı dünya bu yetime. Acımamıştı kimse kimsesizliğime. Yalnızdım çaresizliğimle birlikte. Şimdi sensiz sessizim bu karanlık sokağımda. Hadi gel de güneşi ol sözlerimin de yüreğimin de...
Ufuk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA SENİ YAZ #wattys 2017
RomansÖnce hayatta sonra ise aşkta yetim kalmış bir hikaye benimkisi... Sessiz bir şehir düşün sensizliğin karanlığında...