Aslında hiçbir şey yolunda gitmiyordu çocukluğundan bu yana. Sadece olması gerektiği gibi yani ailesinin istediği gibi devam ediyordu hayatı. İsyan etmek... Arkadaşlarının sürekli sorduğu kelime " Hiç isyan etmedin mi?" Etti ama ele geçen sadece hırpalanmış ve morarmış bir yüz ve yarası geçmeyecek ruh ve kalp kanaması. Alıştı aslında oyle sanmak işine geliyordu.
İnsan kendini ne güzel kandırır degil mi tıpkı Asya nın kendini olmayan huzura ve sevgiye inandırması gibi. Ta ki o geceye kadar ruhunu karanlığa gömdüğü geceye kadar hiçbir zaman bitmeyecek umutlarını hayallerini o gece gömene kadar inandir kendini. Babasının düzeldiğini düzeleceğine inanıyordu. Ailesinin sözünğ dinlerken istedikleri evlat gibi davrandığında babası gerçekten normal oluyordu fakat tek hatada yaralamaktan asla vazgeçmiyordu. Asya yorulmuştu ama kardeşi için kabul ediyordu her eziyeti mutluluk uzak değildi kardeşine söylediği umut verici cümle gibi.Aslında öyle uzaktı ki Asya bunu görmek istemiyordu. Hayatının bittiğini düşündüğü o talihsiz şanssız geceye kadar mutluydu. Mutsuzum dediğinde aslında o an hiçbir şeymiş. O gece derin yaralar bırakacaktı Asya da....Selam arkadaslar
İki yıldır burda sizin gibi bende okuyucuydum . Bu gece bir anda yazmaya başladım ve şuan eminimki yazmak çok basit bir olay değil ama inşallah beğenirsiniz:)
İyi geceler millet....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMUN SAHİBİ
General FictionSiz hiç isyanlarınızı içinize gömdünüz mü? Ya da ağlama sebebiniz olan kucaklara sığınmak istediniz mi? Ben istedim... Karanlıktan korkan ben bir gece karanlığa mahkum kaldım kendi isteğimle. Ne odamda yanan ışık ne de kalbimdeki umut ışığı beni a...