Uzun yada kısa hiç bir fikrim yok, nasıl olduğunu da bilmiyorum... Şimdiden iyi okumalar 💗 😘 😍 💗
Ali; "yaylanın başındaki depoya gel".....
👉Bölüm-61
Hızır telefonla konuştuğu için mesajın geldiğini farketmez,
Hızır; "aloo, ilyas ordamısın?"
İlyas; "bu-burdayım abi, bende birazdan onu aricaktım"
Hızır; "iyi bari, noldu sesin bi kötü geliyo"
ilyas; "yok abi, kolumu kapıya çarptım da, neyse var mı bi isteğin?"
Hızır; "Yok aslanım dikkat et, hee buarada yarın değil sonraki gün gelin buraya"
ilyas; "tamam abi, görüşürüz" der telefonu kapatırlar. İlyas napıcağını bilmeden Alparslanı arar, tek çalışta açar,
Alparslan; "amca"
ilyas; "Alparslan o haberlerin yalan olduğunu söyle"
Alparslan; "malesef amca"
ilyas; "lan ne demek bu, Çakırbeyliler battı ne demek, etmem kabul etmem Alparslan"
Alparslan; "amca burda durumlar çok karışık, kırmızı alarm senin anlicağın" kırmızı alarm diyince ilyas tehlike olduğunu anlar, aralarında şifredir bu.
İlyas; "hangimiz?"
Alparslan; "Hızır amcam"
ilyas; "bi boktan haberim yok lan benim, abim orda yalnız"
Alparslan; "sen yarın gündüz oraya geç amca" der, ilyas sinirli olduğu için telefonu kapatır,
-ALPARSLAN-
Okan; "eee Çakırbeyliler de bitti"
Alparslan; "kes sesini"
okan; "hata yaptınız, önce beni kaçırıp, sonra bütün ticareti bozmakla en büyük,aptallığı yaptınız" o sırada Alparslanın telefonu çalar,
-NEVZAT/FAHRİ-
Fahri; "Çakırbeylileri bitirmek ne demek nevzat bey?"
nevzat; "bizim ticaretimizi bozup, adamımızı kaçırmak ne demek fahri"
fahri; "size adam mı yok?"
nevzat; "evet ondan başka adam yok"
fahri; "Hızır Reisin bişeyden haberi yok, ne istiyorsunuz söyleyin"
nevzat; "Çakırbeyli ailesi yok edilecek"
Fahri; "nevzat bey, bak beni germe, ne yok edilmesi"
nevzat; "ben diyeceğimi dedim fahri, gerisi ünal beyle Çakırbeylilerin arasında" der göz kırpar, göz kırpmasının sebebi hızıra her an suikast kurulma ihtimalidir. nevzat gider fahri telefonunu çıkarıp Alparslanı arar bi yandan da arabaya koşar, Alparslan telefonu açar,
Fahri; "Alparslan çabuk gidiyoruz"
Alparslan; "nereye abi noluyo"
fahri; "Reise suikast kuracaklar orda acele et, gelip alacam seni" der telefonu kapatır.
-ALPARSLAN-
telefon kapanır kapanmaz okana dönüp boğazına yapışır,
Alparslan; "şimdi bana çabuk söylüyosun, amcama orda dokunabilecek kim var"
Okan; (zorda olsa konuşur) "ali, ali var sadece ünalla gizli ortaklığı olan tek kişi ali, ahmetin hiç bişeyden haberi yok."
Alparslan; "Allah hepinizin belasını versin lan" der sinirden okana yumruk atar. sonra evden çıkıp, arabayla galeriye geçer, orda olan adamlarla konuşur, korumalarla, toplam 5 araba olur, fahri ve Alparslan da dahil, 20 kişi toplanırlar, fahri gelir, herkes arabalara atlayıp, memlekete doğru yola çıkarlar..
-ESİL-
İlyas şoktadır, hala napıcağını bilmiyordur, esra gelir.
Esra; "ilyas noldu canım?"
İlyas; "E-esra, bittik"
Esra; "ne-ne demek bittik? birine bişi mi oldu İlyas"
ilyas; "olmadı ama olacak, a-abim"
Esra; "ilyas noldu anlatsana adam akıllı"
ilyas; (esraya dönüp, gözlerinin içine bakar) "Çakırbeylilerin hepsi battı, devlet herşeye el koydu"
Esra; "n-ne diyceğimi bilmiyorum ilyas" der, ilyasın gözleri dolar, esra sarılır,
esra; "bitanem, sevgilim, ağlama biliyorum ben düzeliceksiniz, koskoca Çakırbeylileri hemem bitirmek ne demek, siz o kadar güçsüz müsünüz?"
İlyas; "değiliz dimi esra"
Esra; "değilsiniz tabi, sen, Hızır abi, Alparslan varken herşey düzelir, kimse bişi yapamaz, hızır abiye de bişi olmicak.. bak eğer ağlarsan, herkes sizi güçsüz sanar..."
ilyas; (esradan ayrılır gözlerini siler, esraya bakar) "haklısın, haklısın kimse bişi yapamaz" o sırada ilyasın telefonuna mesaj gelir, açar bakar...
Alparslan; "Amca, biz adamları topladık Hızır amcamın yanına geçiyoruz, sanırım tehlike büyük, sende yarın sabah gelirsin, bizde sabaha orda oluruz" ilyas mesajı okuduktan sonra derin nefes alır, etrafa bakar, esra kalkıp odaya gidicekken,
ilyas; "nereye?"
Esra; "e bu durumda dışarı çıkıcak halimiz yok, üstümü değiştiricem"
ilyas; "yok öyle bişi hadi çıkıyoruz en azından bi sahil havası alalım"
Esra; (pek istemese de) "peki" der birlikte dışarı çıkarlar.
-MEMLEKET-
Hızır telefonu kapatır, içerde koltukta gözlerini kapatmış tek başına uzanıyordur, herkesi yatmış bilir, Meryem uyumamıştır, içeri gelir,
Meryem; "Hızır?"
Hızır; "uyumadın mı sen?"
Meryem; "hayır uyumadım?"
Hızır; "uyusaydın"
Meryem; "uyumadım işte Hızır" Meryemin ayakta kaldığını farkeder, koltukta az kenara çekilir, eliyle işaret eder, kenara da meryem oturur, hızır elini tutar,
Meryem; "gene başlıyoruz" der güler,
hızır; "karışma bana, böyle mutluyum"
Meryem; "iyi bakalım öyle olsun ama az daha kay bakıyım"
Hızır; (hızır kayar, Meryem arkası dönük uzanır, hızır elini Meryemin karnına koyar sarılır, saçlarını kokluyodur) "seni seviyorum"
Meryem; "emin miyiz?"
Hızır; "o nasıl soru kız öyle?"
Meryem; "bilmem"
Hızır; "evimize sağsalim dönelim de, orda bakarız duruma"
Meryem; (elini hızırın elinin üstüne koyar, Hızır da eliyle Meryemin karnında parmaklarıyla çizgiler çiziyordur 😍😍) "sen heryer de aynısın eve gerek yokki" der güler...
Hızır; "madem aynıyım, bana dön o zaman" Meryem zorda olsa, hızıra döner, burun burunadırlar.
Meryem; "ben geri mi dönsem"
Hızır; "yok yok böyle çok iyisin, hatta yakından bakılınca daha güzelsin" Hızır meryeme yaklaşır, önce meryemin yanağına burnunu koyar, kokusunu içine çeker,
Hızır; "beni şu kokunla her seferinde çıldırtıyosun"
Meryem: "senin çıldırmanı seviyorum"
Hızır; (geri çekilip Meryemin dudağına bakar) "biraz daha çıldırtabilirsin o zaman" Meryem hızırın dudağına yaklaşır, Hızır da meryeme yaklaşır, birbirlerini öpmeye başlarlar, Meryem ne zaman geri çekilse, hızır daha çok ona doğru gider, biraz daha geri gitse düşücektir 😄😄💕 Meryem hızırdan ayrılmadan hızırın omuzlarından koltuğa iter, vücudunun yarısı hızırın üstündedir, hızır da meryeme belinden sarılmıştır, Meryem hızırın durmicağını anlar, hızırın dudağını ısırır, Hızır yine bırakmaz, 😂😂😂😂 Meryem bu sefer hızırın kucağına çıkar, hızır mecbur ayrılır,
Hızır; "hem diyosun ki olmaz, hem de gelip üstüme çıkıyorsun"
Meryem; "anca öyle ayrılıyosun" der güler.. Hızır Meryeme yaklaşıcakken Meryem omuzlarından hızırı iter.
Meryem; "hıı uzaktan çirkinim yani"
Hızır; "çirkinsen de benimsin, güzelsen de benimsin, bence tartışıcağımız konu bu değil"
Meryem; "neymiş"
Hızır; (meryemi belinden biraz daha kendine çeker, Hızır bi bacağını Meryemin bacaklarının arasına koyar) "yeni olacak çocuğumuzun adı kız olursa ne olucak, erkek olursa ne olucak, bunu tartışabiliriz mesela"
Meryem; "fena fikir değilmiş, ama ben yoruldum ya, bunu evimizde (elini hızırın göğsüne koyar) tartışırız"
Hızır; "kabul, bana uyar, madem yoruldun koy kafanı boynuma uyu"
Meryem; "burda mı?"
Hızır; "nolmuş da?" Meryem gülümser, hafif kenara yatar, bacağını hızırın üstüne atar, kafasını da hızırın çene altına koyar, bi elini de hızırın sırtına koyar.
Meryem; "kokuna hastayım adamım"
Hızır; "ben senin herşeyine hastayım kadınım" der saçlarından öper, biraz öyle kaldıktan sonra hızırın telefonuna bir mesaj daha gelir, titreşimdedir, Hızır göz ucuyla telefona bakar 2 mesaj yazdığını görür,
hızır; "ha-hatun"
Meryem; "hıı"
Hızır; "az müsade edebilicen mi? mesaj gelmişte ona Bakıyım bi gece gece"
Meryem; "off, ne mesajı ya" der kalkar, telefonu hızıra verir, Meryem de mutfağa su içmeye gider. Hızır ilk mesajı okur, sinirlenir, ikincisi Alparslandandır,
Alparslan; "amca gece gece arayıp meraklandırmak istemedim oradakileri de ama, biz yoldayız yarın sabah orda olucaz sende biz gelene kadar mümkünse dışarı çıkma" Hızır bişi olduğunu anlar, ama tabiki de aliye geri mesaj atar,
Hızır; "bekle geliyorum" Hızır kalkar, odaya gider, meryem'de arkasından girer içeri, hızır hırkasını alır,
Meryem; "nereye ya?"
Hızır; "bi ufak işim var gülüm" der odadan çıkacakken Meryem önünü keser,
Meryem; "bana doğruyu söyle, kim çağırdı seni?"
Hızır; (Meryemin gözlerine bakar) "A-ali çağırdı"
Meryem; "hayır gitmiyorsun Hızır" der kapıyı kapatır,
Hızır; "Meryem çekilir misin"
Meryem; "hayır izin vermiyorum, ne konuşucaksa yarın gelsin burda konuşun"
Hızır; "Meryem lütfen sinirlendirme beni daha fazla sana da patlamıyım şimdi"
Meryem; "patlıcaksan bana patla, karına patla, hızır bak o gece de öyle oldu, lütfen gitme"
Hızır; "Meryemim (alnını öper) bişi olmicak konuşup gelicem, o kim bana ne yapıcak"
Meryem; "Hızır lütfen"
Hızır; "Meryem, eğer öğrenmemden korktuğun şeyler varsa, merak etme benim bilmediğim bişi yok"
Meryem; "n-ne?"
Hızır; "hadi çekil şimdi, bunu daha sonra tekrar konuşuruz"
Meryem; "madem o yıllar önce olan olayı biliyosun şimdi hiç gidemezsin"
Hızır; (kafasını çevirir, etrafa bakarak konuşur) "benim olan bişeye dokunamaz, gidip konuşucam, (meryeme bakar) çekil bak sinirleniyorum"
Meryem; "ya niye? olmuş bitmiş bişi, boşver"
Hızır; (Meryemin kolundan tutar, kenara çeker) "şansını zorlama istersen kadınım?" der Meryemin gözleri dolmuştur.
Hızır; "seni seviyosam, geri gelicem bu sefer, hee eğer baktın gene gelmiyorum, çocukları da alıyosun, İstanbula dönüyorsunuz, (cüzdanından bi kağıt çıkarır, bi ev adresidir) bu eve gidip beni çocuklarımla orda bekliyosun" Meryem bişi demez, Hızır silahını da telefonunu da alıp, çıkar.. Alparslan hızırdan mesaj gelmeyince arar, çalar ama açmaz, ikinci kere arar, telefonu meşguldür, ünal ahmeti aramış, hiçbirşeyden haberi olmadığı için de ünalla anlaşma yapmayı kabul etmediği için ünal onu da tehdit etmiştir, ahmet hızırı aramıştır, onla konuşuyodur,
Hızır; "siz ailecek ne istiyorsunuz benden?"
ahmet; "Hızır nerdesin sen?"
Hızır; "kardeşin gece gece eceline susamış onu öldürmeye gidiyorum, sende gel istersen"
ahmet; "Hızır yapma, yani tek başına gitme onun yanına, benim hiç bişeyden haberim yok"
Hızır; "ne olmuş ki, neyden haberin yok"
ahmet; "sen alinin yanına ünalla anlaştığı için gitmiyo musun?"
Hızır; "ne diyosun lan sen? ne ünalla anlaşması"
ahmet; "Hızır bak, oraya gitme, bize gel öyle konuşalım, sonra napıcaksan bende yanındayım, gitme"
Hızır; "önce ben oraya gidiyim sonrasına bakarız" der telefonu suratına kapatır,
HIZIR; "ULAN ALİ NE HALTLAR KARIŞTIRIYOSUN"
Meryem evde volta atıyordur, korkuyodur, Hızıra bişi yapmasından, o da mecbur ahmeti arar, ahmet açar,
Ahmet; (saygıdan) "buyur yenge bişi mi oldu?"
Meryem; "ahmet kusura bakma rahatsız ediyorum ama hızır alinin yanına gitti haberin var mı?"
ahmet; "var yenge, aradım konuştum, gitme dedim dinlemedi"
Meryem; "aliye engel ol ahmet lütfen"
ahmet; "sen merak etme yenge ben yetişicem gittikleri yeri az çok tahmin ediyorum"
Meryem; "beni haberdar et"
ahmet; "tamam yenge" der telefonu kapatır. Ahmet sakladığı silahını alır, hızırla alinin buluştuğu yere gitmek için yola çıkar. Hızır depoya varır, heryer karanlıktır, bağırır,
hızır; "şerefsiz geldim, aç şu ışıkları, konuşalım hadii" ali arka taraftadır, ışıkları açar, Hızır depoda gördüğüyle olduğu yere çakılır,
ali; "karına olan süprizimi beğendin mi?" Hızır konuşamıyodur, deponun her tarafında Meryemin her güne ait fotoğrafları vardır, en karşıda ki duvarda da bi tane tablo, hızırın gözüne bütün fotoğrafların arasından ona takılır, yavaş adımlarla tablonun önüne gider, hastane raporudur, hızır raporu okuduktan sonra aliye döner, ali ona pis pis gülmüş bakıyodur,
ali; "karın seni yıllarca kandırmış Hızır" Hızır silahını çıkarır, aliye doğrultur,
Hızır; "buraya gel" ali hızırın yanına gider, hızır silahı beline koyar, alinin gözlerine bakar,
ali; "zeyno senin kızın mı emin misin?"Kızanlar yüzde yüz var eminim 😂😂 ama beni her türlü affedersiniz siz ondan da eminim beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum 💗 💗 💗