AYKUT
Sandelyeye tutunarak düştüğüm yerden kalkıp elimin tersiyle dudağımdan çeneme doğru süzülen kanı sildim. Biraz sendeleyerek karşımda duran adama doğru hızlı bir adım atıp, iki elimle göğsünden ittirdim. Bu sırada Arya çoktan cafe'yi terk etmişti. Elimi kaldırarak;
"Sen ne yaptığını sanıyorsun lan?"
"Asıl sen ne yapıyorsun? Kız konuşmak istemiyor!"
"Bu seni.."
Kim olduğunu bilmediğim herifin yanındaki takım elbiseli adam araya girerek sözümü böldü.
"Alaz bey haddim değil ama zaman kaybetmeden.."
Son sözü kulağına eğilip fısıltı ile söylediği için hiç bir şey anlamadım.
"Bu burada bitmedi!"
"Sen kim oluyorsun?"
Söylediğimi duymamazlıktan gelerek arkasını dönüp hızla cafeden çıktı.
Kasaya yönelip hesabı ödedim. Cafeden çıkıp arabaya atladım. Telefonu elime alıp bir kaç kez Arya'yı aradım. Ama cevap yoktu. Mesaja cevap vereceğini düşünüp iletilere girdim.
"Arya çok üzgünüm. Bilmen gereken şeyler var. Bu duruma düşmek istemezdim. Lütfen mesajımı alır almaz dönüş yap."
Gönder'e bastım. Umutsuzca cevap bekleyecektim şimdi. Arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım.
Keşke kaldığı yerden onu ben almış olsaydım. Şimdi eve gitmek yerine kaldığı yere gidip bir kez daha şansımı deneyebilirdim. O değil de cafe de ki adam da kimdi? Ne diye burnunu soktu işime anlamıyorum. O olmasa Arya'ya herşeyi anlatma fırsatını yakalayabilirdim belki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİ Dokundu
ChickLitOlayın üstünden günler geçmişti Alaz arada bir mesaj atıp bir şeye ihtiyacım olup olmadığını soruyor onun dışında hiç bir şekilde rahatsız etmiyordu. Aykut ise her gün defalarca arıyor, mesaj atıyor, konuşmak için fırsat kolluyordu. Bende günlerdir...