N

1K 46 15
                                    

Böyle bir şeyi ilk defa düşünmüyordum. Annem öldüğünden beri geziniyordu bu düşünceler kafamda. Bazen güçleniyor bazen de neredeyse kaybolmuş gibiler di. Ama asla tamamen yok olmamışlardı ve olmicaklardi da , bununla yaşamak zorundaydım , artık benden bir parça olmuş lar dı. Herşeyin başlangıcı abimin kendisini öldürdüğünü görmek ile olmuştu. Etrafimda herkes küçük yasimla bunu hatırlamak imkansız olduğunu söyleseler de , hatırlıyorum. Hayatım kocaman bir yalandan ibaretti. İçinde yaşamak zorunda kaldığım bir yalan ve sanki hiç bir şeyden haberim yokmuş gibi yapmam gereken bir yalancı hayat. Ama artık yolunun sonuna vardığımı hissedebiliyordum , tükemiştim. Binanın çatı katı çok soğuk tu ama artık böyle şeyler benim için bir önem tasimiyordu. Herşey önemini yitirmişti. Abimle ve Annemle olan mutlu hayatımı nerdeyse hiç hatirlamiyordum artık. Tek hatırladığım , evin sıcaklığı ve aydınlığı dı ama artık o anılar bile kayıp olmaya başlamıştı.  Annemin bizi birakmasi ile hayatıma karanlık çökmüştü. Gitmesi ile hayatımı da yanına almıştı. Ozamanlar daha fazla birşey anlamıyordum. Abimin ipte asılı , sağdan sola sallanmasını bile anlamamıştım ozamanlar ama şimdi..herşeyi anlıyordum. Hatta bazen bile fazlasını..çok fazla. Abimin beni bırakıp gitmesini anlıyordum artık , beni düşünmeden bırakıp gitmesini. Kimsenin umrunda olmadığımı anlıyordum artık. Ne amcamın ne de teyzemin umrundaydim , çünkü onlar beni ozaman istememişti. Yurda vermişlerdi. Kimsenin umrunda olmadığım icin , artık bende kimseyi düşünmüyorum. Uzun bir süredir hiç kimse ile tek kelime bile konuşmamıştım çünkü konuşmak isteyen yok tu. Acaba konuşmayı biliyormuydum daha? Ama artık bunun bile önemi kalmamıştı. Artık zamanım gelmişti , burda bitmesi gerekiyor du.  Elveda demenin zamanı gelmişti. Kimden ve neden bu kadar zor ayrılıyorum ki? Kimse yoktu. Abim de zamanında benden veda etmemişti. Ben niye yapıyordum? Yine gözyaşlarıma hakim olmadım ve neredeyse son bir adım beni aşağıda bekliyen kaldirimdan ayırıyordu , ama yakınlardan gelen bir ses dikkatimi çekti. Çatı katın diğer tarafında ağlayan bir oğlan vardı , neredeyse benim yaşımda.. belki biraz daha genç. Hayatına son verememişti çünkü yerde yüzünü kapatarak ağlıyordu. O kadar sesli ağlıyordu ki yavas adımlar ile yanına gittim. Bunu neden yapiyorum , bilmiyorum..

" İyi misin? "

" Sende kim sin!!? "

"Önemsiz biri."

Bana şaşkın bir şekilde bakıyordu sanki söylediğim çok anormalmiş gibi , sadece gerçekleri konuşuyordum.

" Ben...burda yaşıyorum , peki sen? "

"Hmm. Bende "

Yerden kalkıp , siyah kot pantolonunu tozdan kurtarmaya çalıştı. Yüzünü buruşturarak bana bakıyordu.

" Seni neden hiç görmedim bura - dur bi sen o musun!?  "

" Kim? "

" 134 de oturan  "

Kısaca düşünmem gerekiyordu ama sonra bir keresinde aldığım bir not aklıma geldi , ' bay 134 , yaşıyor musunuz ?' yazıyordu üzerinde.

" Evet 134'de ben kalıyorum "

" Biri sana kapının altından Not yolladığı oldu mu? "

" Yoksa o sen miydin? "

Yanağında ağlamaktan kalmış ıslaklığı silip gülümsedi ve kafası ile onayladı. Bana gülümsemesi hoşuma gitmiyordu , tuhaftı. Hiç bir şey olmamış gibi de konuşması daha da tuhaftı. Sanki kahve içmeye buluşmuşuz gibi bir havası vardı. Bir kaç dakika önce kendisini öldürmeye çalışan biri olduğuna inanmak gerçekten zordu. Hareketi ve gülümsemesi çok fazla mutluluk saçıyordu etrafa.  

" Taehyung. Kim Taehyung "

Bembeyaz dişleri ile bana gülümsüyordu.

" Min Yoongi "

Biri ile konuşup adımı söylemek çok tuhafıma gidiyordu. Çok uzun bir süre sonra konuştuğum ilk varlık Taehyung olmuştu. Herşey sanki çok normal gidiyordu , sanki hiç birşey olmamış gibi. Taehyungun birşey söylemek istediğini fark ettim ama kendisini tutuyordu. O konuşmazsa ben sorarım.

" Neden kendini atmadın? "

" Sana ne! "

Böyle bir soru sormam hoşuna gitmemişti anlaşılan ama bu umrumda da değildi açıkçası. Bir şey beni rahatsız ediyordu ama ne olduğuna anlam veremedim. Konuşması , hareketi ve sonrada cevap verme şekli hiç birbirine uymuyordu. Belki de sadece dikkat çekmeye çalışıyordu emin değildim. Gerçeklik kaybı mi yaşıyordu yoksa şizofren miydi? Açıkçası sinirlenmeye başlamıştım. Neden yapmaya çalıştığım hiç bir şey yolunda gitmiyor du? Yine biri sayesinde asıl yapmaya çalıştığımdan alı koyulmuştum.
Oğlanın bana hala baktığını fark ettiğimde omzuna sert vurup yanından geçtim.

" Nereye gidiyorsun?! "
diye arkamdan bağırıyordu ama ben arkamı bile dönmeyi düşünmüyor dum. 134 ' e yürürken yine kafamı gereksiz sorular ile meşgul ettim.



❌❌❌❌


Biri kapıma vuruyor ve birşeyler söylüyor du. Yine o Oğlan. Lanet olsun! Ne istiyordu benden!?

" Hey sen! Orda mısın ? "

...

" Hayır! "

" İçeri girebilir miyim? "

" Hayır  "

Taehyung un ayak sesleri uzaklaşıyordu. Sesli bir şekilde nefes verdim ,gerçekten sinir ediyordu beni. Benden ne isteyebilir ki ? Beni tanımıyordu bile , içeriye girip ne yapacaktı sanki. Sanırım bu çocuk benden de sıkıntılı olmalıydı. 
Yine bir Not kapının altından içeriye girmişti , hemen kapıyı açtım ama kimse yoktu.

' sana sadece yardım etmek istedim.. '
yaziyordu. Aslında niyeti kötü değildi , belki de çok sert ve soğuk davranıyordum. Ama birinin bana bu kadar ilgi göstermesi beni ciddi anlamda rahatsız ediyordu .  Kafam yine karışmıştı ve bundan nefret ediyordum. Kendimi koltuğa atıp üzerimi ince bir battaniye ile örttüm. 
Ne adam gibi yastığım vardı ne de yatağım. Etrafa bakındım , yalnızdım.  Gerçekten yalnızdım.

Boy meets Evil | TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin