Henüz 16 yaşındaydım. Anneannem, benim şiddetli ısrarlarıma dayanamayıp birkaç günü babamla geçirmeme izin vermişti. Çünkü o da biliyordu, annem gittikten sonra tek dayanağım anneannemdi ama şimdi babam da gelmişti. Ve ben onsuz geçen günlerin acısını çıkarmak istiyordum.
Yıllardır görmediğim babamla son birkaç aydır görüşüyorduk zaten, anneannemin bu konuda gönülsüz olmasına rağmen. Ama hayallerimde hep babamla, birlikte uyanabildiğimiz sabahlar vardı ve sonunda o gün gelmişti.
Erkenden kalkıp banyoda işlerimi hallettim ve en sevdiğim mor çiçekli elbisemi giydim. Saçlarıma hem kısa olduğu için hem de abartıyı pek sevmediğim için herhangi bir şekil vermedim. Siyah bandanamı takıp saçlarımın yüzüme gelmesini engelledim ve artık hazırdım.
Aşağı indiğimde anneannem her zamanki gibi koltuğunda oturmuş, izlediği programdaki kadına sesini duyurup adamın yalan söylediğini haykırıyordu.
"Günaydın" diyip yanına oturdum. Babamın gelip beni almasını beklerken anneannem göz ucuyla beni süzmüş, beğenmiş olacak ki ses etmemişti. Neyse ki çok geçmeden beklediğim an gelmişti. Telefonum sehpanın üstünde titremişti.
"Aşağıda seni bekliyorum meleğim" yazan mesaj gelmişti babamdan.
"Anneannem ben çıkıyorum" deyip yanağını öptüm.
"Aman Dünya'm dikkat et emi kuzum. Beni habersiz bırakma. O baban olacak mendebur canını sıkarsa ara hemen geleyim alayım seni emi güzel yavrum."
Sabır dilenircesine iç çektim .
"Ah anneanne babam o benim. Uzun yıllar yanımda olmamasının mutlaka bir açıklaması vardır. Sen de bu kadar katı olma lütfen" dedim
Anneannem gönülsüzce
"Peki bakalım,dediğin gibi olsun"
O sırada anneannemi öpüp hızlı bir şekilde çıktım. Babam tam karşıda ağacın gölgesinde beni bekliyordu. Hemen koşarak sarıldım ona.
"Sana harika sürprizlerim var. " deyip heyecanımı iki kat arttırdı.
Lunapark, yemek, alışveriş derken rüya gibi geçen bir günün ardından babamın evine doğru yol alıyorduk. Garip bir yerdeydi ev ama yanımda babam olduktan sonra bir önemi yoktu. Akşam yemeğini beraber hazırlayıp keyifli bir sohbet eşliğinde karnımızı doyurduk. Ne kadar da güzeldi. Hayallerimdeki gibi beraberdik.
Babamın benim için hazırladığı odaya geçip huzurlu bir uykuya yatmak için kapattım gözlerimi.
Gecenin bir yarısı içeriden gelen seslerle uykumdan uyandım irkilerek. İçimdeki dürtüye engel olamayıp sesin geldiği tarafa ilerlemeye başladım. Salona gittiğim sırada olduğum yere çivilenmeme sebep olan cümleyle kalakaldım.
"Bana paramı ver, kızı ne yaparsan yap."
Bu kelimeler babamın ağzından çıkmıştı. Devamında aynen şunları söylemişti:
"Hiçbir işim yok, çocuk bakıcılığı mı yapacağım."
Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş, ardından buz dolu kovayla tekrar ıslanmış gibi olmuştum bu cümlelerle.
Babam, beni resmen satmıştı.
Babam.
Beni.
Kızını.
Satmıştı.
"Kızımsa bana para kazandırsın." deyip, attığı pis kahkaha kendime getirmişti beni. Şimdi düşünmem gereken burdan nasıl çıkacağım.
Ya da çıkabilecek miyim?
Duyduğum sesle irkildim. Çünkü dış kapının kapandığı sesti bu.
Ve yaklaşan adım sesleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR
Teen FictionGeceleri bilgisayar ekranından kötülere kendince hakettiği cezaları verir iken aslında kendi başına açtığı beladan bihaberdi Dünya...