Yaklaşan adım sesleri üzerine ses çıkarmamaya özen göstererek odama gitmem gerektiğini idrak ettim. Neyse ki babam beni kontrol etme gereği duymamış olacak ki kendi odasına yöneldi.
Kalbim deli gibi atarken hızlıca ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Babamın uyumasını beklemek, sonra da sessizce buradan kurtulmak en iyisiydi benim için. Yaklaşık yarım saatin ardından uyuduğuna kanaat getirdiğimde dış kapıya sessiz adımlarla yürüdüm. Ayakkabımı elime alıp çıkmak için kapıya döndüğümde anahtarı kilidin üstünde görmek anlık bir sevinç yaşamama neden oldu. Anahtarı yavaşça çevirdim, çok geçmeden daireden çıkıp koşar adım merdivenleri indim.
Aşağı indiğimde ayakkabılarımı giymeyi yeni akıl edebildim. Çok geçmeden sokağın başına vardım. Doğduğum günden bu yana bitmek bilmeyen şanssızlığıma bir kez daha lanet ederek etrafta taksi aramaya başladım. Taksinin bana gelmeyeceği belli olunca daha fazla oyalanmadan tenha sokaktan caddeye doğru koşar adım ilerlemeye başladım. Nefes nefese ilerleken sert bir bedene çarpmamla geriye doğru sendelemem bir oldu.
Bu gece her bela beni buldu, diye düşünerek hızla kafamı çarptığım bedene doğru çevirdiğimde bir an duraksadım. Benim kahvelerim şimdi onun elalarıyla sert bir cenge çıkmış gibi çarpıştı. Nabzım kulaklarımda atıyordu. Kalbim bütün yılların acısını çıkarcasına damarlarıma kan değil adrenalin pompalıyordu. Beni gerçek dünyaya çeken ise karşımdakinin yarı sarhoş sesiydi.
"Nereye güzellik, gecenin bu saatinde?" deyip bana sırıtarak baktığında ne yaptığımı anlamadığım bir şekilde karşımdakini ittim. Benim güçsüz bedenime rağmen sarhoşluğun verdiği dengesizlikle yeri boyladı.
Burada daha fazla oyalanmadan kendime bile inanamadığım bir hızla anayola koşmaya başladım. Çıktığımda resmen yola atladım. Ciğerlerim nefessizlikten yanıyordu artık. İleriden gelen taksiye kurtarıcım gözüyle bakıp delicesine el kol hareketi yaparak beni görmesini sağladım. Taksiye hemen adresi verdim ve hala korku içinde gecenin karanlığın da evime, anneanneme yol aldım. Gözyaşlarım bile artık o anın etkisi ile donmuştu akamıyorlardı. Gerçi o adam için tek gözyaşım bile fazlaydı ama ben onun için değil kendi halime, ona nasıl inanıp kanabildiğime inanamadım. Bir baba nasıl bu kadar acımasız olabilir?
Düşüncelerimden taksicinin sesi ile kendime geldim
"Geldik kızım"
O an kendime gelip şöyle bi bakınca evin sokağında olduğumu ancak fark edip kendime gelebildim. Hemen taksiciye parasını ödeyip koşar adım eve çıktım. Yanımda anahtar olmadığı için kapıyı çalmak zorunda kaldım. Anneannemi telaşlandırmak istemesem de başka çarem olmadığı için yavaş ve temkinli bir şekilde kapı tokmağına uzandım. İlk çalışta kimse açmadı, sanırım anneannem ağır uykusunda. Tekrar çaldım o sırada anneannemin,
"Kim o?"
Sesini duymamla,
"Benim" bile diyemedim sesim o kadar bile çıkmadı. O da dayanamamış olacak ki dürbünden gördüğü şeye inanamazcasına ani bir hızla kapıyı açtı ve beni gördüğünde şok olmuş bir şekilde bir süre sustu ve baktı. Ardından kendine gelebildiğinde ise aklına yeni yeni sözcükler gelmiş gibi
"Dünya'm ne oldu sana, ne bu halin iyi misin?"
Ard ardına gelen soruları karşısında ağzımı açacak halim olmamasından dolayı gözlerimi kapatıp derin bir iç çekmemle anneannem yeni farkına varmış gibi hemen bana sarılıp içeri aldı. Ardından koltuğa oturtup yüzümü incelemeye başladı ne olduğunu anlamaya çalışır gibi. Bende o sırada onun dizlerine yatıp
"Sadece uyumak istiyorum anneanneciğim."
Deyip fısıldar gibi konuşunca,
"Tamam" deyip derin bir iç çekip saçımı okşamaya başladı. O kadar rahatlatıcı bir histi ki bir an gerçekten yaşadıklarımın koca bir kabus olmasını diledim. Fakat lanet olsun ki değildi koca bir gerçek olarak karşımdaydı. Bu düşünce ile huzursuz fakat anneannemin yatıştırıcı elleri ile derin bir uykuya dalabildim.
Günümüz
O günden sonra babamı hiç görmedim ve anneanneme de babamın o gece acil bir işi çıktığı için şehir dışına çıkmak zorunda kaldığını ve bütün üzüntümün ise onun aniden gitmesinden dolayı olduğunu söyledim. O ise inanmasa bile beni sıkmak istemediği için daha fazla sorgulamayıp bana inanmış gibi yaptı. O üç yıl boyunca asosyal hayatım daha da asosyal bir hâl alarak devam etti. Ve şimdi bir yıl gecikmeli de olsa üniversiteye başlıyorum. Henüz hazırlık olsa bile artık bir şekilde hayatıma devam ediyorum. Tabi kötülerin hakkından sessizce gelmeye devam ediyorum. Hacker'lık belki de beni şimdilik tatmin eden en büyük etken.Arkadaşlar bu geçmişe gitmemiz Dünya'nın iç dünyasını biraz olsun size gösterebilmek içindi.
Kurgumuz yavaş yavaş oturmakta. Daha yeni ısınmaya başladık. Bakalım diğer bölümlerde Dünya ve Yıldırım'ın yolları nasıl kesişecek? Asıl macera şimdi başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR
Teen FictionGeceleri bilgisayar ekranından kötülere kendince hakettiği cezaları verir iken aslında kendi başına açtığı beladan bihaberdi Dünya...