Alevler

194 13 8
                                    

Gülerek yukarı çıkıyorlardı. Mikey bile ensesine yediği tokata rağmen gülüyordu. Koridorda ilerlediler ve odaya girdiler.

Maulter sandalyeye bağlı duruyordu. Donnie de elindeki tabakla odanın kapısına yaklaştı.

- (L) Sorun çıkardı mı?

- (D) Yoo, kapıyı ve pencereyi kilitleyince, kaçış umudu yok oldu. İlk başta zehirli filan olduğunu sandı ama yine de yedi.

- (R) Hah, iyilik de yaramıyor!

Raph kaşları çatılı Maulter'a bakıyordu.

- (A) İnsanlık bizde kalsın Raph, boşver sen onu.

April güldü. Herkes gülmüştü. Çünkü içeride sadece iki insan vardı. Maulter da gülme isteğini zar zor bastırmıştı.

- (Mi) Mükemmel bir espri, April!

- (A) Teşekkürler Mikey. O tabağı alayım Donnie. Yıkayıp gelirim.

April Donnie'den tabağı aldı ve kapıdan çıktı.

- (C) April gelmeden önce sohbete başlamayız herhalde.

- (L) Elbette. Tabii Maulter istemediği sürece...

- (Mi) Değerini bil Maulter. Ra- AVVH!

Mikey ensesi ovuşturdu. Sonra da ensesine inen tokatın sahibine baktı. Raph kelimenin devamını tahmin etmişti ve Mikey'nin devam etmesini engellemişti. Başını iki yana sallayarak Mikey'ye bakıyordu.

Leo gülümsedi. Bu ikisinin arasında tuhaf bir kardeşlik bağı vardı. Gerçi Raph kiminle 'Normal bir kardeşlik bağı' kurmuştu ki?

Donnie, Mikey ve Leo birer sandalyeye oturdu. Raph ve Casey ise ayakta sohbet ediyordu.

Mikey heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor, Donnie de onu dinliyordu. Leo ise gözünü Maulter'a dikmişti.

Maulter ise hiç oralı değildi. Hâlâ neden kendisine yemek vermişlerdi, onu düşünüyordu. Evet, ilk başta o pizzanın zehirli olduğuna iddiaya girebilirdi, ama o mor bandajlı, Donnie dedikleri kaplumbağa rastgele bir dilimi yiyince, o da aç olan midesine uymuştu. Pizzanın tadında herhangi bir tuhaflık yoktu.

Peki neden ona yemek vermişlerdi? Shreeder'ın yanındayken hiçbir tutsağa yemek verilmemişti, en azından Maulter görmemişti. Gerçi Shreeder'ı biraz bile tanıyorsa, yemek vermezdi, vereni de yaşatmazdı!

- (Mi) Ee, Maulter! Tekrar sormamıza gerek var mı?

Maulter derin düşüncelerinden sıyrılmış, soruyu soran Mikey'ye bakıyordu. Sonra da odanın içinde bulunanları süzdü. Kızıl saçlı kız gelmişti, ama onun için değişen bir şey yoktu. Konuşmaya hâlâ niyeti yoktu.

- (C) Sanırım gerek varmış, Mikey.

- (R) Eh, unutkan biri galiba, en basit soruları bile unuttuğuna göre!

- (D) Bu onur sana ait, Leo.

Leo kardeşlerine baktı ve bir adım ileri çıktı.

- (L) Sensei Splint-

Herkesin şaşkın bakışları pencereye çevrilmişti. Mikey hızla kapının yanındaki sopaları kardeşlerine attı. Herkes kendi silahının düğmesine bastı ve silahları ortaya çıkardı. Casey ise April'ın önüne geçmiş, elindeki hokey sopasıyla bekliyordu.

Çünkü kırık camdan giren Food ninjalarıyla savaşabilmek için silahlara ihtiyaçları vardı.

Zaman durmuştu sanki. Herkes oldukları yerden rakibini süzüyordu.

Ninja Kaplumbağalar AKSİYON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin