04. Bardaki adam

18 0 0
                                    


Savaş kendi iç hesaplaşmalarını yaşarken; kapının dışında büyük bir hayal kırıklığı ve sinirle asansöre binmişti bile. "Karga" dedi sinirle adamın ses tonunu taklit ederek. Ah kendini beğenmiş zengin züppesi önce onu tanımamış daha sonrada kendiyle dalga geçer gibi "karga" yı hatırladığını üstüne basarak belirtmişti.

Asansörün kapısı açıldığında hışımla dışarı attık kendini. Bu sırada danışma da duran "aptal sarışın" nada ters ters bakmayı ihmal etmedi.

Kocaman döner kapıdan çıktığında ilk yaptığı şey çantasına yönelip telefonunu aramak oldu. Neden bu kadar büyük ve karman çorman bir çanta taşıyorum ki? Diye sinirlendi telefonunu bulamadığı her saniyede.

Telefonunu bulup çantasından çıkardığında " ah iste burdasın" diyerek zafer turu attı adeta havada tutuğu telefon için.

Numarayı çevirirken bi anda duvara tosladı ve henüz geçen hafta aldığı telefon ellerinden kayıp sert kaldırıma doğru yöneldi.

Her şey üst üste gelmek zorundaydı zaten!!! Artık sıkılmıştı bu durumdan. Yepyeni telefonu kaldırım ile buluştuğunda ağızından bir küfür savuşturmuştu bile Serra.

"Hey özür dilerim. Sakin ol!" Dedi saniyeler önce tosladığı duvar ve böylece canlı bir varlığa çarptığını anladı.

Karşısında duran adama bağıracaktı ki kafasını kaldırıp adamı görmesiyle.

"Ö ö ö nem llii diiil," demesi bir oldu. Az önce kekelemişti. Ama karşısında duran yakışıklı bir yunan tanrısının hayat bulmuş hali durarken düzgün konuşmasıda beklenemezdi dimi? . Konuşamadı sarı kıvılcık saçları masmavi gözleri ve gömleğinden fışkıran kasları ile adeta bir heykel gibi dimdik karşısında duruyordu. Eğilip yerdeki telefonu aldı ve Serra'a uzattı..

"Bir şey olmamış galiba. Ama telefonun diğer ucundaki sizi bekliyor" dedi ve biraz önce Serra'ın çıktığı döner kapıdan bu sefer bu tanrı girmişti.

Telefonu kulağına tutuğu anda karşıdaki cırtlak kadın sesini duyması bir oldu. Bu bağırış kendine getirmişti ve az önce berbat geçen görüşmeyi hatırladı.

"Sus ve beni dinle kızım! Sinirim tepemde zaten. Az önce resmen iş görüşmesinde kovuldum. Henüz işe başlamadan. Bir rekor daha kırdım. Beni hatırlamıyor ama karga demesini biliyor aptal!!! Bide neymiş Adam'a Cuma gününü unutmamasını söyleyecekmişim. Oldu canım başka emrin?? Sebastian mıyım ben?."

"Kızım delirdin mi sen? Hiç bir şey anlamadım. Baştan anlatsana şu işi"

Serra arkadaşının haklı olduğunu anladı ve bu gün olanları tek tek anlattı. Konuşması bitincede karşısından gelecek tepkiyi beklemeye başladı.

"Hahaha!!! Neden bu kadar sinirlendin? Adam seni niye hatırlasın? Sakin oll!!!"

Bu gün "sakin ol!" Cümlesini ikinci defa duyuyordu.

"Neden mi hatırlamalı? Adam resmen en değersiz şeymişim gibi baktı bana. Ayrıca insan en yakın arkadaşının kızkardeşini unutur mu canım" dedi karşısındakinin görmeyeceğini bildiği halde omuz silkti.

"Unutur canım unutur bal gibide unutur. Onu bunu boşver iş çıkısında her zamanki yerde buluşalım konuşalım" dedi.

Arkadaşı telefonu kapattığında ne yapacağını şaşırdı. Hala sinirliydi ve bu Emma'nın çıkış saatine kadar oyalanmalıydı.

İzmir'e geldiğinden beri en keyif aldığı şeyi yapmaya karar verdi. Kemeraltı'a gidip kaybolmayı dert etmeden sokaklarda dolaştı.

Eskicilere girdi tek tek antikalara baktı büyük hayranlıkla,

Karga ile...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin