Bugün Damon da benimle aynı arabada geldi.Hayret etmiştim.Benden nefret eden benimle gözükmekten utanan çocuk bugün niyese benimle gelmeyi kabul etmişti.Bence bunun nedeni artık herkezin beni tanıyor olmasından kaynaklanıyordu.Birbirimizle hiç konuşmadık ama bu kadar ilerleme olması beni yinede mutlu etmişti.Okula geldiğimizde Lan bizim aracın yanına doğru gelerek "-Damon günaydın.Neden bizi kardeşinle tanıştırmıyorsun?Kendisiyle biraz muhabbet etmek istedim ama çok asabi yaklaştı bana." Aptalca yüzüme doğru bakıp sırıtıyordu.Cevap bile vermeden oradan ayrıldım."-Alex bekle beni."Kevindı bu bağıran."-Günaydın Alex.Nasılsın?" "-Günaydın iyiyim teşekkür sen nasılsın?" "-Bende iyiyim.Bugün benim doğum günüm." "-Bilmiyodum kusura bakma mutlu yıllar. "-Sorun değil.Teşekkürler." Kevin çok tuhaf bir çocuktu.Sanki korunması olmayan ,oldukça korkak ve çekingendi.Her defasında konuşurken peltekliyor ve kafasını eğiyordu.Sanki onaltı yaşında değil, sekiz yaşında bir çocuk gibi davranıyordu.Sınıfa girdiğimizde Louis arkada tek başına oturuyordu. Yine o anlamsız bakışmamız gerçekleşti.Kız arkadaşı önde oturduğuna göre anlaşılan araları iyi değildi.Louis le bakışmamız onu rahatsız etti ki bana "-Oo köylü kızı, köyüne gitmişsin diye düşünmüştüm.Bu okul sana fazla gelir."Sadece tuhaf bir bakış atıp muhattap olmak istemedim.Kevinla yerimize oturduk.Louis hala bana bakıyordu.Göz ucuyla bende ona bakıyordum.Odamı acaba benim gibi hissediyordu.Garip ve oldukça enteresan bir histi bu.Ders edebiyattı. Otuzlu yaşlarda yakışıklı kumral bir adam içeri girdi."-Merhaba arkadaşlar ben yeni edebiyat öğretmeniniz William James
.Artık edebiyat derslerini beraber işleyeceğiz." Çok iyi bir hocaya benziyordu.En sevdiğim derste edebiyattı.Tanışma aşamasından sonra derse başladık.Soru sormuştu.Hiç kimse cevap vermedi ben sorunun cevabını yavaş bir sesle masada söyledim.Kevin"- hocam Alex biliyomuş." "-Kevin naptın sen ?" Edebiyat hocası William"- Alex ?" Ben "- Ernest Hemingway ın yazmış olduğu, İhtiyar adam ve deniz" Evet. Tebrikler." Nerdeyse tüm sınıf benden böyle birşey beklemiyordu.Mutlu olmuştum.Köyden bile gelsem sonuçta çalışkan olduğumu herkese göstermiştim.Louis e doğru baktım.Adeta tebrik eder gibi gülümseyerek kafasını salladı.Bende ona gülümseyerek karşılık verdim.Bu bizim ilk iletişimimiz olmuştu.Ders bitimi edebiyat hocası yanına beni çağırdı."-Alex edebiyatla ilgileniyorsun heralde?" "-Evet en sevdiğim ders diyebilirim.Hoşuma gidiyor kitap okumak, araştırmak."-Bunu duyduğuma çok sevindim.Eğer bir konuda yardım istersen çekinmeden bana gelebilirsin." "- Teşekkürler bu beni mutlu eder." Okul bitimi biraz şehri gezmek için araca binmedim.Kevin da bir süre benimle takıldı sonra yanımdan ayrıldı.Ev dönüşü yolda gelirken Lan ve diğer tuhaf çocukları gördüm.Yolumu değiştirmeye fırsat bulamadan, Lan yolumu kesti."-Vay Alex.Nasılsın tatlım?" "-Sanene bundan çekil önümden" "-Senin gibi sert kızlardan çok hoşlanırım.Özelliklede bu kadar güzelse." "-Ama ben senin gibi ahmaklardan hiç hoşlanmam özellikle bu kadar ukalasa" bana her zaman yaptığı o sinsi gülüşü bu sefer ben ona yaptım." "-Şu şapkayı çıkarsana güzelliğini gölgeliyor"diyerek şapkamı kafamdan çekerek çıkardı.Haddini yeterince aşıyor sabrımı zorluyordu."-Ver o şapkayı bana ". "-Belki bir öpücük verirsen " diyerek o aptal arkadaşlarıyla gülüştüler.O şapkayı babam almıştı bana .Sabrım taştı taşacaktı." Öpücük değilde bir yumruğa ne dersin." Üzerime yürümeye başlamıştı."- Lan!Lan! Bırak o şapkayı".İkimizde dönerek bunu kimin söylediğine doğru baktık.Louis di bu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Whisper Of The Knife(Hançer Fısıltısı)
Storie d'amore~~~~~-Seni tanımıyorum.Git burdan sana zarar vermek istemiyorum o yüzden uzaklaş şimdi bi dahada sakın buraya gelme! -Elizabeth lütfen gidelim burdan.Beni tanımadığını söyleyemessin sen .Noldu sana böyle.Beni aşkını Louisini nasıl unutursun se...