Offf bugün yine lanet okuldayim ve canım çok sıkıldı. Herkes bir havalarda hıh kendini beğenmişler. Kimseyi sevmiyorum işte. Hepsi bir sevgili yapmış. Gözüme sokuyorlar. Aman banane ya.
Hoca içeri girdi. Biz de hocayı selamlayip yerimize oturduk. Ben tabi dersi dinlemicem. Her zamanki gibi. Kafamı gömdüm sıraya tam uykunun tatlı yerinde hocanın gıcık sesi tarafından uykum bölündü.
Hoca: "Hadi şu uykucular bi kalksın bakalım. Sınıfa yeni biri geldi. "
Ufff kim geldi gine ya başka sınıf mı kalmadı. Niye hep bizim sınıfa gonderiyorlar.
Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım. Ama kaldirmamla gözlerim faltasi gibi açıldı. Yuhhhh lan bu çok yakışıklı .
Çocuk kendini tanıttı. Adı Jin miş. Busan dan gelmiş. Bi de pembe giymiş. Iyk hiç sevmem(!) . Hem bu çok Şirin. Şirin çocuk da sevmem ki ben (!)
Jin sınıfa göz gezdirirken benimle göz göze geldi. Hala bana bakıyor ve hala ve hala. . Yeter lan.
Hoca: İstediğin bir yere oturabilirsin
Hala gözleri bende lan bunun. Bi dakka bana doğru mu geliyor. Ahh olamaz . Geldi ve yanıma oturdu . İnsan bi sorar oturabilir miyim diye.
Jin: Ben oturdum böyle ama rahatsız olmazsın dimi.
Ben: Oturdun artık bana mı sordun sanki
Dedim ve göz devirip kafamı yine sıraya gömüp gözlerimi kapadım.
....
Gözlerimi yavaşça araladim. Bir de ne görem. Jin kafasını bana dönük bir şekilde aynı pozisyon uyuyor. Ve şu an burun burunayiz diyebilirim.
Hemen kalktım. Oha lan çok tatlı uyuyor. Bir insan uyurken bile bu kadar tatlı olabilir mi ya.
Ben: Ne diyon kızım kendine geel
Ay dışımdan söyledim hem de bağırarak . Uyandı mi . Off al işte kalktı.
Jin: Okul da kapanacak biz baya uyumusuz sanırım.
Vallaha ya kimse de kaldirmamis. Yanlış mı anladilar acaba. Böyle uyuyunca sanki birbirimizi izlerken uyumusuz gibi oldu.
Ben: Haklısın ben gidiyorum.
Jin: Dur beni bekle
Sınıfın kapısının önünde onu bekledim.
Ben: Hadi ama ya ağaç oldum burda.
Jin: Özür dilerim beklettim seni.
Buda hiç alınmıyor arkadaş. Kizilmiyor ki buna.
Okuldan çıktık ve yürümeye başladık.
Jin: Ben acıktım. Bir yere oturup yemek mi yesek.
Ben: Iyi tamam bende acıktım zaten.
Küçük bir yemek dükkanı na geldik. Ekmek arası bir şeyler sipariş ettik.
Jin yemekler gelince kocaman ısırıp yemeye başladı. Bu hep böyle mi ya. Nasıl zayıf kalmış bu çocuk.
Ben: Yavaş ye bogulucaksin.
Jin: Napıyım çok acıktım.
Diyip gülümsedi. Allahım bu nasıl bir gülüş ya. Ne kadar eşsiz bir gülüş .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
En sonunda yemeklerimiz bitti. Jin iki ekmek arası yedi. Sonrada koca tabak çorba içti. Daha da doymadim diyo bide.
Yolda giderken Jin dondurma da alalım diye tutturdu.
Ben: Sen de bi doymadın ya.
Jin: Napıyım çok lezzetliler.
Ben: Kilo alırsan kızlar beğenmez sonra seni ama.
Jin: Sadece sen beğen yeter bana
Ben: Hı
Jin: Ah tamam neyse boşver dondurmayı gidelim artık.
....
Eve geldim ve gün boyu jinle yaptığımız şeyler i düşündüm . Aklımdan çıkmıyor ki. Noldu lan bana .
....
Sen her gün bunları düşünmüştün . Sonradan sen Jin e aşık olduğunu fark etmiştin. Aylar sonra ancak açılabilmistiniz birbirinize . Artık sevgiliydiniz ve her şey çok güzel gidiyordu .
