Baekhyun, Kyungsoo ile mesajlaştığı sırada onunla beraber olan Suho, olayı öğrendiğinde beraber gitmeyi teklif etmişti. Baekhyun da Kris olmadığından kabul etmişti ve hemen yola çıkmışlardı.
Fakültenin önü kalabalıktı. Baekhyun ve Suho arabadan inip, kalabalık tarafından fark edildiğinde etraflarında bir hareketlenme oldu.
Yanlarında korumalar yoktu ve o kadar insanın arasından itile kakıla da olsa geçmek zorundaydılar.
Arabadan adımlarını atar atmaz güvenlik görevlileri yanlarında bitiverdi.
Baekhyun arkasındaki Suho ile,delirmiş gibi çığlık atan kalabalığın arasından geçip fakültenin güvenlik dolu kapısına ilerledi. İçeri girdiğinde bekleyen görevlilerden biri ile yukarı kata çıktılar.
Birkaç dakika sonunda bir odaya girdiklerinde Byun Baekhyun'un gözleri direk bir köşede oturan, endişeli ve ürkmüş kardeşini bulmuştu.
Do Kyungsoo, kısa, zayıf, kocaman gözlere ve büyük dudaklara sahip güzel biriydi.
Baekhyun kardeşini o şekilde ürkmüş görünce sinirlendi. "Kyungsoo!" Kendinden emin ve otoriter sesi odada yankılandı. Odadaki dikkatleri üzerine topladı fakat tabi ki umurumda değildi.
Kyungsoo abisini görünce oturduğu yerden fırlayıp ona sarıldı. Baekhyun da ona sarıldı. "İyi misin?"
"İyiyim hyung."dedi Kyungsoo boğuk bir sesle. Ardından telaşlı ve hızlı bir şekilde konuşmaya devam etti. "Biraz dikkatsiz davrandım. Jongin tutmasaydı düşecektim. Menajer hyung dikkatsiz olduğum için bana çok kızdı. Jongin de bana kızdığı için ona bağırdı. Luhan hyung da geldiğinde menajerin üstüne yürüdü. Jongin ile tutmasaydık hastanelik olacaktı adam."
"Niye tutuyorsun adamı ha? Bıraksaydın da ben gelmeden halletseydi işini!"
"Kyungsoo araya girmeseydi halledecektim."dedi Luhan.
Xiao Luhan. Baekhyun'dan uzundu. Zayıf, beyaz tenli, pembe saçlı, parlak gözlü ve kadın sanılacak kadar güzel biriydi.
Kadın sanma kısmı sadece onu tanımadan önce geçerliydi tabi ki. Luhan oldukça kavgacı ve sert karakterliydi. Haksızlığa tahammülü olmazdı. Yanındaki kişilere her zaman göz kulak olurdu. Ve Kris'in kuzeniydi. Baekhyun, Luhan ve Kris beraber büyümüşlerdi. Baekhyun bu yüzden onu Kyungsoo'nun yanına göndermişti.
Xiao Luhan duvara yaslandığı yerden doğrulup onlara doğru ilerledi. Yanlarına geldiğinde saygıyla eğilip selam verdi. "Hoş geldiniz Bay Byun, Bay Kim."
"Kris ile olacağınızı sandığımdan onu aramıştım aslında. İzinli olduğunu ama hemen geleceğini söyledi."
Baekhyun işin içinde Kyungsoo olmasaydı eğer Tao'nun gazabından korkabilirdi. Ama işte Kyungsoo vardı olayda.
"Gelsin. Menajer olacak pislik herif nerede?"diye sordu. "Onu geberteceğim."
Geldiğinden beri Kyungsoo dışında bir şeyi umursamamıştı.
Oda da göz gezdirdi. İlk görüş acısına giren kişi Oh Sehun idi.
Uzun, sarışın, sivri çeneli, beyaz tenli, geniş omuzlu ve yakışıklı biriydi.
Hemen yanında Zhang Yixing duruyordu. Baekhyun ile hemen hemen aynı boydaydılar. Siyah saçlı, beyaz tenliydi. Güzel bir çocuk gibi görünüyordu. Tabi Baekhyun'dan iki yaş kadar büyüktü.
Bir yanlarında duran kişi Kai. Kim Jongin. Uzun, sarı saçlı, esmer, zayıf fakat kaslı ve yakışıklıydı.
Birbirlerine sarılmış duran Byun Baekhyun ve Do Kyungsoo'yu şaşkın bir şekilde izliyorlardı.
Tabi onlara eşlik eden birisi daha vardı.
Odadaki herkesten daha uzun, ince yapılı, siyah saçlı yakışıklı genç.
Park Chanyeol.
Ona bakan diğer şaşkın bakışlara eşlik ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Love Me
FanfictionBaekhyun: Beni nasıl öylece engelleyebilirsin ha!? ParkChanyeol: Sen kimsin? Baekhyun: Asıl sen kimsin!? Ha. Ben de bunu sormanı bekliyordum. Ben Baekhyun. (Mesaj iletilmedi. Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.) "Ne? Park Chanyeol. Seni pislik!" Baekhy...