channie: yine her zamanki gibi aklımı başımdan aldın baekhyun-ah~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
byunnie: sadece instagramdan takip etmiyorsun anlaşıldı. (17:52)
Channie çevrimdışı.
Baekhyun, bir anda Chanyeol'un çevrimdışı olmasını tuhaf bulsa da "kurtuldum" diye düşündü ve dışarı çıkıp hava almaya karar verdi.
Bugünkü matematik kursunu da asmıştı. Seneye üniversite için çok önemli bir sınav vardı ve o sınavda başarılı olabilmek için bu senesi çok önemliydi. Eğer 10 dakika içinde okula varabilirse kursa da yetişirdi.
Chanyeol, yan sınıfındaydı. Umursamadı. Birkaç kez konuştuğu kişinin kursa gitmesini engellemesi saçma olurdu değil mi?
Hızla odasına yönelip siyah, dar kotunu bacaklarından geçirdi. Hava soğuk olduğundan, krem rengi bir kazakta giydikten sonra artık hazırdı.
**
Hızlı adımlarla okula gitmek için yola çıkmıştı. Giyinene kadar 5 dakikası kalmıştı bile. Hatta daha az. Çünkü Baekhyun giyimine önem verirdi.
10 dakika içinde okulda olduğunda öğretmenin derse girmemiş olması için dua ediyordu. Gözlerini kapattı ve içinde dua ederek sınıfa doğru ilerliyordu. Yürürken aniden kendini yerde bulmuştu. Şişeye takılmıştı. Karşısında biri olduğunu anlamıştı. Başını kaldırdı ve o kişiye baktı.
Park Chanyeol.
"Veda zamanı ufaklık."
Baekhyun ayağa kalktı ve ne dediğini anlamadığını belirten gözlerle Chanyeol'a baktı.
"Ah, bilmiyorsun tabii."
"Bilmem gereken bir şey mi var ki? Senin hakkında bir şey bilmem gerektiğini sanmıyorum."
baekhyun umursamaz tavırlarını sürdürerek yanından geçerken Chanyeol kavradı ince bileği.
"Gidiyorum zaten kurtuluyorsun."
Baekhyun gülümseyerek karşısında durdu tekrar.
"Gerçekten mi? Tanrım, eve gidince namaz kılacağım."
Chanyeol'un yüzünde buruk bir ifade oluşmuştu. Baekhyun farkettiğinde yüzünü en azından ifadesizleştirdiğinde iyi olacağını düşündü ve yüzündeki gülümsemeyi sildi.
Chanyeol tam konuşmak için ağzını aralamıştı ki, Baekhyun'un telefonuna ard arda gelen bildirimler bunu böldü. Chanyeol'u umursamadan telefonunu açtı ve bildirimleri kontrol etti. Mesajlar Taeyeon'dandı. Taeyeon, Baekhyun'un yakınlarındandı. Baekhyun'dan hoşlandığı yakını...
Gelen mesajlara karşılık gülümsedi Baek.
"Sevdiğin birinden galiba mesajlar?"
"Kesinlikle. Senin aksine sevdiğim birinden."
Baekhyun göz kırptı.
"Baekkie!" Taeyeon'un sesiydi bu. Baekhyun sesin geldiği yöne döndü ve ona doğru koşan Taeyeon'u farketti.
Taeyeon saniyeler içinde Baek'in boynuna atladı.
"Tanrım, nerdesin sen? Öğretmene kantindeydi en son çağırayım mı dedim, iyiki gelmişsin."
Taeyeon, Chanyeol'u baştan aşağı süzüp tekrar Baekhyun'a döndü.
"Hadi gidelim hayatım."
Baekhyun, Tae'nin bu hitabından hoşlanmamıştı ama tam tersini serdi gözler önüne.
"Gidelim tabii. Güle güle Channie, iyi yolculuklar."
Chanyeol arkasını döndü ve lavaboya girdi. İçinde anlayamadığı bir his oluşmuştu. Siniri en üst boyuttaydı. Sanki kalbine iğne batırılıyormuş gibiydi. Bu duygu ona çok tersti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AH BUGÜN NELER OLDU ÖYLE KALBİM.... OF HALA İYİ DEĞİLİM SANIRIM SŞGÖSİDİAFLÜASÇİD
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
