Canım Öyle İstedi.

37 8 14
                                    

"eylül"

"Efendim burçin" eğer burçin tatlı bir sesle eylül diyorsa  bunun altında kesin bişey vardır.

"Size gidelim ben çok yoruldum" aslına bakılırsa bende yorulmuştum ama burcu yüzünden bir oraya bir buraya gidip duruyoduk.

" ya, daha geziyoduk nereye? "

"Bize gidelim? "

" yemek varmı? Varsa gelirim biliyorsun , ay sizde acıkmadınız mı? "

" acıktık, hadi gidelim. "

############

Kapıyı açıp içeri girmiştik. Salona doğru giderken sesler gelmeye başlamıştı. Bir an televizyonu açık unuttup gitmiş olabileceğim aklıma gelse de arel ve Arkadaşlarını görünce sesin nedenini de anlamıştım.

Onlarda bizi görünce tamamen herkesle göz teması kurmuştuk. 

"biz gitse iyi olur " dedi boranın yanında ki çocuk.

Evet sadece borayı ve arel'i biliyordum.
Arel bize kısa bir bakış atıp, koltuğa biraz daha yayıldı.

" oturun lan daha yeni geldiniz hatta burda kalın siz bu gece" arkadaşları tam konuşucakken aras sözlerini kesmişti.

"anıl bence boraya benim ne kadar inatçı olduğumu söyle" dedi. Anılın boraya bakmasıyla mesajı almış gibi kafa sallamıştı bora.

"Bizde burdayız yalnız, insan selam verir. " diyip içeri girdi burcu.

Bu kızı anlamakta bir tek ben zorluk çekmiyorumdur heralde.

" selamünaleyküm " dedi anıl sırıtarak sonra saçlarını karıştırarak burcuya döndü.

" aleykümselam, yemek varmı? "

" allah aşkına ben bu kızı her gördüğümde niye yemek istiyor?  "

" sanane bora sen kendi işine baksana neyse ya yeğmicem yemek felan"  biraz duraksayıp tekrar konuşmaya başladı.
"Ben tatlı yiğcem. "

Herkes anırdı.
Ben yarıldım.

Normal olduğumu kim söylemiş, ben mükemmel, tatlı, güzel, bir o kadar da anormal bir kızdım.

" bence de tatlı yemeliyiz. "
Anılı'da kaybettik.

Burcu ve anıl tatlı yemeye gidince  biz de 4 kişi kalmıştık.

Arel, ben, Burçin ve bora
Hiç birimiz konuşmuyorduk. Açıkcası sıkılmıştım ben öyle sessizliğe felan gelemezdim. Üstümdeki siyah hırkaya biraz daha sarılarak koltuğa oturdum.

Burçin her zaman ki gibi telefonuyla ilgileniyordu. Borada parkelere bakıyordu.

Aşk mı yaşıyosun allah aşkına?

Neyse Arel desek kollarını birleştirmiş yastığa kafasını koymuş yatıyordu.

-----------

Burcu 'nun ağzından

Önümde ki tatlıyı yerken aşk yaşıyordum.

Acaba hollandaya gidip yemeklerle mi evlensem ?

Durun durun jelibonlar aşkına, ben brownimi bırakıpta yemeklerle evlenemezdim ama kuma alabilirdim.

Ben içimden böyle saçmalarken , flaş sesi patlamıştı. Gözlerim anılınkiyle buluşunca çatılmıştı.

Ne halt ediyordu bu?

"ne yapıyosun be" diye cırladım.

Evet, evet cırladım ne var yani hiç cırlayan biri görmediniz mi?

" fotorafını çekiyorum sen? "

" sil çabuk!  Ya da dur ilk bakıyım güzelse instagrama atarım bari bir işe yaramış olursun an-"

"Bir sus be kızım ne çenen varmış senin"
Fotorafı açıp telefonu gösterdi bana.
Burnumun ucunda hafif çikokalata vardı bunun yanı sıra saçlarım dağılmış hevesle tatlı mı yiyodum.

Aslında tatlı çıkmıştım. Tabiki de deterjanlı ekmek arası yerken de fotoraf çek demedim.
Ben öyle bir insanmıyım?

"Deterjanlı ekmek arası yerken de çeksene "

" şaka yapıyorum de"

"Tamam, jelinonlu ekmek arası olsun seni mi kırıcam. "

Anıl yüzüme on saniye bakıp güldü. Sonra hiç cevap vermeden mutfaktan çıktı.

Acaba kötü bişey mi dedim diye düşünürken çikolatalı pasta bana göz kırptı.

Anılı sonraya bırakarak çikolatalı pastaya gömüldüm.

----------------

Eylül'den devam

Saatlerdir oturmuş sohbet ediyorduk. Öyle ümitlenmeyin ayrı ayrı yerlerde sohbet ediyorduk.

"Kızlar siz de kalın bu gece"

"olur " dedi hemen burcu.

" olmaz biz gidelim ben bu bora meymeletsiziyle aynı evde kalmam"

Burçin sakin yavrum.

" ya nolucak sanki yiğcekler"

"istemiyorum " dedi Burçin üstüne bastırarak.

" ha bu ara da yiğcek demişken ben bir mutfağa gidiyim"

"siktir git"

"siktir git"

Burçin le aramız da kısa bir bakışma geçip gülmüştük.

" Bende bir lavobaya gidip geliyim "

Burçin'de gidince oda da tek başıma kalmıştım. Kızların yokluğunda üstümü değiştirip saçlarımı topladım. Dudağımda ki ruju silip yatağıma geri oturdum.
-----------
Burçinin ağzından

Lavobanın önüne gelince kapıyı tıklattım. Kötü bir şey olsun istemezdik değil mi?
Bence istemezdik.

İçerden ses gelmiyince lavobaya dalmıştım.

"lan ne oluyor!  "

" Bir de  bana sapık dersin, ne yapıyorsun küçük hanım burda? " sizde tahmin etmişsinizdir heralde içerde kimin olduğunu, evet bora evet sapık olan.

" Kapıyı tıklattım o kadar neden cevap vermedin?  " diye bağırdım.

" Canım öyle istedi" alaylı bir şekil de söylemesi daha çok sinirlerimi bozmuştu.

O anlık bir sinirle yüzüne yumruğu bastım.

"neden vurdun lan! "  dedi bora,
gülerek konuştum. Tabi bu gülüş mutlulukdan çok uzak bir gülüştü,Sonra konuştum.

"Canım öyle istedi."

Bölüm sonu. Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum

İNANIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin