Bölüm 6

35 5 0
                                    

"Tahtada ki şiiri kim okumak ister?"

Beni şaşırtmayacak şekilde Gamze, "Ben okurum hocam." diye zıpladı ve kabul etmemi beklemeden şiiri okumaya başladı.

"I

Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye


II

Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
Haklarını helâl ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.


III

Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzgar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
'Ölüm Allahın emri,
Ayrılık olmasaydı.'"

"Teşekkür ediyorum Gamze. Arkadaşlar, şiiri okuduğunuz zaman gözünüze ilk çarpan şey nedir? Bana fikirlerinizi söyler misiniz?"

Sınıfın çalışkanlarından Burcu, "Hocam, benim gözüme ilk olarak şekil değişikliği çarpıyor. Ayrıca, diğer şiirlere nazaran daha önce görmediğimiz kelimeleri şiirde kullanmış. Mesela 'nasır'." Oradan Oktay, "Hocam sanki sokaktaki herhangi gördüğümüz bir olayı bize aktarıyormuş gibi. Süleyman Efendi, bizim kapıcımız gibi." diyerek yorum yaptı.

"Güzel, peki başka bir yorumu olan?"

"Hocam hikaye gibi ama sanki 3-5 satırlık bir hikaye. Bir de, daha önce gördüğümüz Milli Edebiyat şairleri gibi toplumda yaşanılan aksaklıkları anlatmıyor. Ya nasıl desem, daha çok bireye dönük."

"Evet arkadaşlar, bu söylediklerinizin hepsi doğru. Şimdi sizden, teker teker bu düşüncelerinizi tahtaya yazmanızı isteyeceğim." Çocuklar kalktığı zaman ben de kitaptaki etkinliklere bakıyordum. Tahtaya yazmaları bittikten sonra bende birkaç şey ekledim ve konuyu toparlamaya başladım.

"Arkadaşlar, Orhan Veli Garip akımının kurucusu ve hayatının sonuna kadar da temsilcisidir. Sonuna kadar diyorum çünkü zaten çok uzun yaşamış bir şair değildir. Onun için 'Garip yaşadı garip öldü.' derler. Gerçekten 36 yaşında belediyenin açtığı çukura düşmüş ve birkaç gün sonra yattığı hastanede hayatını kaybetmiştir. Onun en önemli özelliği Garip akımının kurucusu olmasının yanı sıra şiire farklılık getirmesidir. Onun şiirlerinde, bireyden topluma yöneliş vardır. Bireyden hareket eder ve sonunda topluma varır. Şiirinde arkadaşınızın da dediği gibi, günlük hayattaki kelimeleri kullanır. Çünkü onun sanata bakış açısı şiirin Haşim gibi sadece estetiği baz alması değil, hayatta gördüğümüz her şeyin şiirde yer almasıdır." Dersi bu şekilde toparlayarak işlemem gereken yerleri bitirmiştim. Yoğun edebiyat bilgisine maruz kalan öğrencilerden bir kaçı sıkılınca, hemen haylazlığa vurdular ve konuyu dağıtmak için,

"Hocam o kadar şarkıcısınız ama biz sizin hiç şarkı söylediğinizi görmedik." dediler.

"Peki, o halde size işlediğimiz konuya da yönelik olarak sözleri Orhan Veli'ye ait, müziği Murat Özyüksel'e ait bir şarkıyı size söyleyeyim. Aklınıza şu soru gelebilir arkadaşlar, biliyorum. 'Orhan Veli şarkı yazmıyor, sadece onun şiirini müziğe uyarlamışlar."

"Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.

Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire."

Birdenbire oldu her şey, o defter elime birdenbire geçti. Birdenbire değişti hayatım. Birdenbire arar oldum.

11 Temmuz 2015

Saat sabah 6, ilk otobüsle evime dönüyorum. Evet, bu saatte otobüsteyim. Yorgunluk vücudumu esir almadan bütün yaşadıklarımı anlatmak istiyorum.

Çarşamba günü ilk kemoterapime girdim. Muhtemelen bugünden sonra yataktan kalkamayacağım ama hiçbir şey bugün yaşadığım mutluluğu bana unutturamaz. Hafızam hiçbir şeyi hatırlamasa dahi hissettiklerim yüreğimde kalacak. Yaklaşık 3 saat önce yanından ayrıldım. Yanından demek ne kadar doğru olabilir bilmiyordum ama aslına bakarsam pek de umursamıyorum. Çünkü benim için onun yanında olmak gerçek anlamda onun yanında olmak demek değil. Sesini duymak, beni asla görmeyecek olan gözlerine bakmak, hatta soluduğu havayı soluyor olmak benim için onun yanında olmak. Evet, saplantıya çevirdim, farkındayım. Ama elimde değil. Yaşadığım şu zaman diliminde beni böylesine mutlu eden, böylesine ihtiyaç duyulu hale getiren tek şey O. Benim olmayacağını bildiğim halde varlığına bile razı olduğum tek şey, O. Nasıl bu hale geldim, en ufak bir fikrim bile yok ama bugün onu gördüğümde gözyaşlarıma engel olamadım. Nedenini bilmiyorum ama onun sesi... O ses...

O ses bütün yaşadıklarımı unutturuyor bana. Mesela Çarşamba günü kemoterapiye girdiğimi, yavaş yavaş onun etkilerinin vücudumu ele geçireceğini, belki yataktan kalkamayacağımı, her şeyi unutturuyor.

Evet, Çarşamba günü kemoterapiye girdim. Doktorlar artık zamanın geldiğini söylediler. Beynimdeki ur gittikçe büyüyor. Durdurmak için yoğun ilaçlara tabii tutuluyorum fakat internette gördüğüm konser takvimi bunlara rağmen beni buraya gelmekten alıkoyamadı. Annemlerin tüm karşı çıkmalarına rağmen elime geçen fırsatı değerlendirmeliydim. Daha önce yapmadığım bir şeyi yapıp onlara karşı geldim. Bağırındım, çağırındım, evi dağıttım ama sonunda istediğime ulaştım. O konsere gittim.

O karanlık o loş yerde onun ışığıyla aydınlandım. Karşımda, fötr şapkası, elinde gitarı, oturduğu taburede mikrofonundan kalbime dokunuyordu. Biliyorum, asla görmeyecekti, asla benim gibi hissetmeyecekti. Bir köşeye sinmiş yüzündeki her bir mimiği inceliyordum. Bir insan ancak yaptığı işten bu kadar keyif alabilirdi. Şarkılara ruhunu katıyordu. Mutluydum, delicesine mutluyum. Bu yaşadığımı her yere kazımak istiyorum, dünyaya haykırmak istiyorum. İlk olarak da en arka koltuğuna oturduğum şu otobüsle başlayacağım. Artık ellerim titriyor. Yazım bulanıklaşıyor ama son bir gayret. Önce oraya, sonra buraya...

Bugün seni izledim Timur Tunalı...

Bugün seni izledim Timur Tunalı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin