XI | 10 Ocak 2006

1.9K 324 25
                                    

10.01.2006

Uzun bir sürenin ardından okula gittiğimde birçok şeyin değişmiş olduğunu gördüm. Sanem ile konuşmayı bırakalı zaten sınıftakiler benimle konuşmuyordu. Ama böylesine düşman kesileceklerini bilmiyordum.

Sınıfa girerken omuz çarpan mı ararsın, sırama uhu süren mi, garip garip laf atan mı... Aman Allah'ım dedim, cehenneme dönmüştü sınıf. Kendilerince Sanem'e yaranacaklardı, ben bu popüler işleri sadece Amerikan filmlerinde olur zannederdim ama bizim okullara bile sıçramıştı.

Aman benden uzak olsunlar diye, ağzımı açıp bir şey demedim.

Molly.

Yalnız ve arkadaşsız kalmak çok zor, bunca yıl boyunca Sanem'e bel bağladığımı ancak şimdi farkediyorum. Yani aslında benimle konuşanlar, hep Sanem ile arkadaş olduğum için benimle beraberlerdi. Onun için arkadaşmışız gibi davranıyorlardı. Hepsi onun içindi aslında.

Yani ben hiç kendiliğimden arkadaşlık kuramamıştım.

Hep mi yalnızdım yahu?

Nasıl bir şeydir çözemedim. Kimse benimle konuşmuyor, yüzüme bakmıyor ama doğru... Her zaman konuşma cümlelerimiz, "Mine, Sanem'e şunu söyler misin?" "Ay nolur Sanem'in gelmesini sağla," gibi şeylerden oluşuyordu. Hatta ilkokulda "Sanem oynamazsa sende oynayamazsın," diyen bile vardı.

Evet, bunu şimdi farkediyorum.

Hep yalnızdım.

Sadece Sanem'in beni önemsediğini sanıyordum oysa ki, o bile beni öylesine yanında tutuyormuş. Çoktan başka kişilerle arkadaş olup beni unuttu bile.

Merak ediyorum acaba çocukluğumuzu özlüyor mudur?

Küçükken mahallede bir köpek vardı. Sanem ve ben onu çok severdik. Bir gün kar yaydığında Sanem çok ağlamıştı, soğukta kalırsa ölür diye. Ben de E.T filmini yeni izlemiş bir çocuk olarak dahiyane bir fikir bulmuş ve köpeğin başına başörtüsü, üstüne de hırka ve etek giydirip kollarından tutarak binaya sokmuştuk. Bir biz akıllıyız ya sanki.

Ama kapıcı durumu anlamamıştı, yaşlı bir kadın sanmıştı. Sanemlerin evlerine gidince kapıdan içeri girer girmez annesi çığlığı basmıştı. Köpek de barınağa gönderilmişti. O akşam çok seviyorum diye kakaolu süt getirdiğini hatırlıyorum. "Sen benim en iyi arkadaşımsın," demişti. "Başka kim köpeği büyükanne kılığına sokmayı akıl ederdi ki?"

Şimdi beni hiçumursamadığını gördüğümde kötü hissediyorum. Buğra'yı kaybetmenin yanında en iyi arkadaşımı da kaybetmiştim. Ne acı ki!

Günlerce okula gelmememin ardından beni hiç merak etmediğine içerlerken, eski Sanem olsa dünyayı önüme sererdi derken teneffüsten dönüşte kakaolu süt buldum. Tıpkı çocukluğumuzdaki gibi.

Moralim bozuk ya da hasta olduğumda hemen kakaolu süt getirirdi. Kafamı uzatıp Sanem'e baktığımda onunda merakla beni izlediğini gördüm. Aylardır göz göze bile gelmemiştik. Bana baktı bir süre, gözlerinde dolu dolu özlemler gördüm ama yanıma da gelemiyordu.

Anlıyordum.

Çünkü aynı durumdaydık. İkimizde birbirimize kırgın, yorgun ve suskunduk.

Ama yine bazı şeyler hiç değişmiyor be, Molly. Mesela çocukluk arkadaşın en sevdiğin sütü küs de olsan masana bırakabiliyor ve yalnızlığın çikolata gibi yavaşça eriyor.

Arkadaşlarla küs de olsan, var olmaları güzel.

Hayal BilyeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin