Justin ayrılıktan haftalar sonra Instagram profilindeki fotoğrafımızı sildiğinde ilişkimizin son zerresi de yok olmuş oldu.
Komikti çünkü her şeyin tamamen bittiğini tam olarak o an fark etmiştim.
Kendi kendime ilişkimizin tamamen bittiğini, geri dönülemez olduğunu zaten söylüyordum ama o fotoğraf oradayken kocaman bir izi duruyordu. Ve şimdi o da gitmişti.
Üzgün hissetmedim, sadece derin bir iç çekme ihtiyacı duydum.
Ufacık bir iç çekmenin arasına kaç tane çığlık sıkıştırdığımdan emin değildim.
Aşmaya başlamam gerektiğini biliyordum ama düşüncelerim dönüp dolaşıp beni ona geri götürüyordu.
Beynime yayılmış bir virüs gibiydi.
Sabah okul kafeteryasının bahçedeki kısmında saçlarım tepeden toplu, üzerimde basit bir tişört, bir kot pantolon ve uykusuz gözlerimi kapatmak için kullandığım güneş gözlüğü ile otururken Justin'in fotoğrafı silmesinden diğerlerine de bahsetmiştim.
"Biliyorsun, bu mantıklı ve senin için daha iyi bir şey olmuş," dedi Skylar destekleyici bir şekilde kolunu omzuma atıp. "Artık önüne bakmana yardımcı olur."
"Ben asla kızlarla Instagram'a fotoğraf koymam." Jim sabah kahvaltısı olarak bir paket şeker yerken bir yandan da bizimle konuşuyordu. "Olası taliplerimi engelliyorlar."
"Ve bunun konumuzla alakası ne?" Skylar ona azarlayıcı bir şekilde benim söylemek istediğim şeyi söylemişti.
Jim omuz silktiğinde Marc ayağa kalkıp elindeki şeker paketini aldı. "Ver şunları bana, sen yeterince yedin."
Marc'ın oturup onları kendinin yiyeceğini düşünürken bana uzattı. "Al," dedi sevimli bir çocuk gibi. "Bir yerlerde kızlar için depresyona iyi geldiğini okumuştum."
"Depresyonda değilim," diyerek karşı çıktım.
"Cosmopolitan mı okuyorsun?" dedi Jim şok olmuş gibi.
"Cosmopolitan olduğunu bildiğine göre sende okuyorsun." Marc kendini savunmaya geçerken gülmemize neden oldu.
"Annem bazen mutfak masasının üzerinde bırakıyor, bende bir göz atıyorum."
Onlar aptal atışmalarına devam ederken Marc'ın elinden şekerleri aldım ve yemeğe başladım.
"Elsa ne düşünüyordum biliyor musun?"
Skylar'ın konuşmasıyla ağzıma bir şeker daha attım ve ona baktım. "Dave Franco'nun ne kadar ateşli olduğunu mu?"
"Bu da nereden çıktı?" derken gerçekten yüzünde anlam veremiyormuş gibi bir ifade vardı.
"Üzgünüm," dedim. "Ben onu düşünüyordum da."
Skylar gözlerini devirdi ama bu konu hakkında yorum yapmadı. "Benim düşüncem okul çıkışında bir yerlere gitmekti."
"Gelemem." Bir bahane düşünürken ağzıma birkaç tane şeker tıktım. "Mia'yı veterinere götüreceğiz, hamile."
"Mia hamile mi?" Bu Jim'i Marc'ın Cosmopolitan okunmasından daha fazla şok etmiş gibi görünüyordu.
Kafamı salladım. "Bizde sürtük her hafta bahçe kapısından kaçıp nereye gidiyor diye merak ediyorduk."
"Kapa çeneni." Skylar koluma sertçe vurunca birkaç şeker paketten fırlayıp kucağıma düştü. "Kedin hamile falan değil, sen asosyal bir gerzeksin."
"Teşekkürler, en yakın arkadaşım."
Kucağımdaki şekerleri yemek için elime aldığımda bir tanesine yapışan tüyü gördüm ve yüzümü ekşitip onları önümdeki masaya bıraktım.