surprise.

3.2K 235 168
                                    

3 Yıl Sonra

Elimi gelinliğimin tülünün üzerinde sanki biraz kaba davransam parçalanabilirmiş gibi nazikçe gezdirdim. Ne çok sade ne de çok gösterişliydi. Hayallerimden fırlayıp üzerime geçirilmiş gibi görünüyordu.

Arkadan fermuarını çekip gerçekten üzerimde olduğunu görene kadar giyeceğime tam olarak inanmamıştım. Bir gelin olma fikri bana çok uzak geliyordu.

Ama buradaydık işte.

Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle aynadaki yansımama bakıyordum.

Öyle güzel olmuştum ki.

Ağlayarak makyajımı bozmak istemiyordum, zaten pek bozulacak bir makyaj da yoktu, yine de kendime bakınca duygulanmıştım.

Annem ve arkadaşlarım başka işlerle ilgilenmek ve biraz daha içki bulabilmek için odadan ayrıldıklarından şimdi yalnızdım.

İçim kıpır kıpır bir halde kendime bakmayı kesemezken gelin odasının büyük kapısı birden açıldı.

Jilet gibi giyinmiş damadımı karşımda görünce önce ne kadar yakışıklı olduğunu görüp soluksuz kaldım, daha sonra hemen onu kovmam gerektiğini hatırladım.

"Justin!" diye bağırdım mızmızlanarak. "Beni görmemen gerektiğini biliyorsun, annem uğursuzluk getireceğini söylemişti."

Ama benim o an söylediğim şeylerin hiçbir anlamı yoktu.

Justin daha kapıyı açtığı yerde duruyor, büyülenmiş gibi bakıyordu bana. Göz bebekleri büyümüş, olduğu yerde öylece kalakalmıştı.

"Elsa," diyebildi sonunda. "Çok güzel olmuşsun."

Bana doğru birkaç adım attığında kafasını yana yatırıp alt dudağını dişlerinin arasına almıştı. Gözlerinin neredeyse ağlayacakmış gibi dolduğunu gördüm.

Justin'i ağlarken çok az gördüğüm için bu beni baya şaşırttı. Hemen yanına gidip yüzünü ellerimin arasına aldım.

"Sakın şimdi ağlayayım deme çünkü sen ağlarsan benim de ağlayacağımı biliyorsun," dedim ama sadece dolmuş gözlerine bakmak bile benim de gözlerimin dolmasına neden olmuştu. "Ve eğer kendi düğünüme rimelim akmış şekilde gidersem sana bunu bir ömür ödetirim."

Yanağını kavrayan elimi tutup avuç içimi öperken gözlerini kapattı ve bir gözyaşı yanağından öylece akıp gitti. "Benimle bütün ömrü geçir," dedi. "Her saniyesinde bedel ödemeye razıyım."

Gülümseyip onu dudaklarından hafifçe öptüm. Kısa bir öpücük planlıyordum çünkü dakikalar sonra evlenmek için nikahımızın olacağı sahile inmemiz gerekiyordu. Ama Justin daha tutkulu bir öpücük için belimden yakaladı beni.

Çok kısa bir süre sonra kocam olacaktı ama beni her öptüğünde sanki ilk defaymış gibi kalbim ağzımda atıyordu.

"Senin gibi bir meleği hak edecek ne yapmış olabilirim?" diye sordu biraz geri çekildiğimizde. "Bunun gerçek olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum Elsa."

"Çok uzun sürdü, değil mi?" dediğimde gözlerim yeniden dolmuştu.

Elimde değildi, gerçekten çok uzun sürmüştü. Hatta daha da uzun sürecekti ama Justin okulu bitirince benim de bitirmem için beklememiz gerekmediğini düşünmüştük. Hem son senemi okuyup hem de evli biri olabilirdim.

Kafasını sallayıp kocaman güldü ama aynı zamanda yeniden ağlamak üzereymiş gibiydi. "Şimdi düşününce fark ediyorum ki aşık olduğumuzda henüz çocuktuk. Sen beni seviyor olmaktan bile çekiniyordun. Bense sürekli hatalar yapan, aptalca davranan bir çocuktum. Her şeye rağmen elimi bırakmadın ve birlikte büyüdükçe ben dünyanın en şanslı adamı oldum." Gözlerimin içine bakarken elimi tuttu ve birleşen ellerimizi kalbinin üzerine sabitledi. "İlk defa lisenin koridorunda adımı seslenip yanıma geldiğin andan şu ana kadar, sana baktığımda hayal ettiğim tek şey bütün hayatımın seninle ne kadar harika geçeceği oldu. O kadar uzun bir süre seni izleyip evimizi, çocuklarımızı, beraber bu hayatta yaşayacağımız maceraları düşündüm ki. Şimdi bütün bunların gerçekleşmeye başlamasına çok az kaldı."

Screenshot Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin