Ben Kim Taehyung. Şu anda Jimin denen it herifj öpüyor ve ona karşılık veriyordum.
~~~~~~
Kaç dakika olduğunu bilmiyorum ama hala bu dar tuvalet kabininde Jimin ile öpüşüyorduk. Duygularımdan emin değilken böyle bişey yapmak istemiyordum. Ama bir yanım yapmak istiyor. Hemde daha fazlasını.
Dakikalar içinde birbirimizden ayrıldık. Kabinden çıkınca aynadan kendime baktım. Dudaklarım öpüşmekten şişmişti. Üstümdeki kıyafetler göğsüme kadar açılmış ve saçlarım dağılmıştı.
Güçlü bir el beni kolumdan çekmesiyle sersemledim, zaten sarhoştum ve barın kokusu daha da etkiliyordu. Barın kapısından çıktığımızda yüzüme vuran soğuk hava bir nebze olsa da kendime gelmemi sağladı.
Jimin'in arabasının önüne geldiğimizde benim için kapıyı açtı. Centilmen erkek bir başka oluyor işte. Sürücü koltuğuna kendi geçtiğinde emniyet kemerini bağladı. Bense hala emniyet kemerini takmakla uğraşıyordum. Jimin'e baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Gözleri takmaya çalıştığım kemere kaydı. Birden üstüme gelerek kemeri takması ve yüzüme milimetrelerce yakın olan yüzü sıcaklamama neden olmuştu. Sanki daracık alan da öpüşmedik gibi.
Jimin'in evinin önüne geldiğimizde arabayı park etti. Benim oturduğum tarafın kapısını açarak kolumdan tuttuğu gibi eve götürmeye başladı. Haşin erkeğim benim.
Kapıyı açarak içeri beni itti ve kapıyı hiddetli bir şekilde kapattı. Üstündeki onu çok seksi gösteren ceket dakikalar içinde yerle buluşmuştu. Gözlerim gömleğin altından belli olan kaslara kayıyordu. Bakma Taehyung başka yerlere bak. Odanın tam ortasında geniş bir oturma takımı ve küçük bir kahve masası vardı. Jimin birden elimden tutarak beni güzelim oturma takımına itti. Kahverengi ışıl ışıl gözlerini gözlerime sabitleyerek sordu;
'' Tae, bana kızdın mı?''
Bu sorusu beni hazırlıksız yakalamıştı. Kafamı hayır anlamında sallamakla yetinmiştim. Gülümsedi. Ama bu gülümseme çok değişikti. Arkamdan tutarak ona doğru ilerlememi sağladı ve elleriyle bacaklarımı iki yana açtı.
Hızla dudaklarıma yapıştı. Şaşkınlığın verdiği etkiyle iniltili bir ses çıkarttım. Sanki önceden hiç yapmamışız gibi.. Öpüşürken gülümsüyordu. Şuan ikimizde sarhoştuk ve ne yaptığımızı anlamıyordum. Anlamlandıramıyordum.
Sarhoşluğun etkisiyle kendimi ona sürtmeye başladım. Şaheser gibi olan elleri omuzlarımdan aşağı doğru indirip karnımda gezdirmeye başladı. Tahrik oluyorum.. Gerçi şuan bu durumda benim yerime başkası olsa o da tahrik olurdu. Arada bir o yere fazla yaklaşınca belimi sımsıkı tuttu beni harekete geçirmeye çalışıyordu.
Birleşik olan dudaklarımızı çektiğimde sızlandı. Şuan bunu yapmamalıydım kendıme hakim olmam gerekti. Ayağa kalkmıştım ki Jimin yeniden kolumdan tuttu ve tekrardan be
''Senden bir isteğim var Tae. Şu andan itibaren ne yaparsam yapıyım asla sesin çıkmayacak, anladın mı?''
Başımı salladım. Jimin'le beraber olmak istemiyorum ama bir yandan onun olmak istiyordum. Gözleri heyecandan kahverenginin en güzel tonuna bürünmüştü.
''Güzel. Komşulara yakalanmak istemeyiz değil mi?'' dedi hafifçe kıkırdayarak.
Aniden gelen cesaretle önümdeki işe döndüm. Elimi pantolonunun fermuarında gezdirerek kendi kendime mırıldanırken Jimin'in zevkten başını arkaya atışıyla dikkatim dağıldı. Bu hoşuma çok kaçsa da az sonra olacaklara yarın sabah uyandığımda ne tepki vereceğimi bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knockout/VMin
Fanfiction"Bak Taehyung! 10 tane kalbim olsa bir tanesini bile sana vermem!" Ana Couple=VMin Yan Couple=YoonKook Yaoi'dir rahatsız olanlar okumayabilir