Jimin'den
Gözlerimin önünde yere yığılan bedene korku dolu gözlerle baktım. Herkes bir anda buraya toplanmaya başladığında kendime yeni yeni gelebilmiştim. Hızla ayağa kalkarak yere eğildim ve bakışlarımı etrafına toplanan insanların üzerinde gezdirdim.
"Herkes bi uzaklaşsın!"
Beni dinlemeyip aksine birkaç kişi daha geldiğinde sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum ancak.. pekte başarılı olamamıştım.
"Size kimse buraya gelmeyecek dedim!"
Homurtular eşliğinde Taehyung'ın başından uzaklaşmaya başladıklarında bakışlarımı hâlâ baygın bir şekilde yerde yatan bedende gezdirdim. O kadar masum duruyordu ki..
"Jimin ambulans çağıralım. Partimiz mahvolacak."
Seowoo'nun dediğiyle kaşlarım çatılmıştı. Ne saçmalıyordu bu kız? Şu an yerde yatan bir hastaydı ve bana ettiğim yemini çiğnetmek istiyordu. Derin bir nefes alarak yerde yatan bedeni kucağıma aldım ve gözlerimi etrafta gezdirdim. Neredeyse herkesin gözleri üzerimdeydi. Parti benim evimde olduğundan içeri doğru ilerledim. Ancak.. bu çocuk kilo mu almıştı? Niye bu kadar ağır geliyordu bana anlayamıyordum.
Aklımdaki düşünceleri boş vererek Taehyung'ın bedenini alt kattaki misafir odasına yatırdım ilk iş olarak üzerindeki kalın parçalardan kurtuldum. Acaba kalın giyindiği için mi böyle olmuştu? Ya da hasta mıydı? Aklımdaki düşünceler beynimi kemirmeye başladığından başımı iki yana sallayıp doktorluk vazifemi yerine getirmeye koyuldum. İlk önce tansiyonunu ölçtüğümde 90'a 60 çıkmasıyla gözlerimi büyüttüm. Tansiyonu çok düşmüştü. En iyisi ona bir serum bağlamak olacaktı ancak evimde seruma dair bir şey bile yoktu. Derin bir nefes alarak kravatını çözdüm ve bir kenara bıraktım.
Şu an bir bebekten farksızdı. Sanki.. sanki tüm dünya derdini bir kenara atmış gibi mışıl mışıl uyuyordu. Elimi ipeksi saçlarında gezdirirken kapının açılmasıyla hızla geriye çekilip gelen bedene baktım. Bu Yoongi'nin asistanı Jungkook'tu. Yanında ise züppeye benzeyen bir çocuk duruyordu.
"Sen.. benim minik bebeğimden faydalanmak için mi getirdin onu buraya!"
Kaşlarımı çattım. Sarhoş olduğu çok belliydi, ayakta duramıyor ve leş gibi içki kokuyordu.
"Ne saçmalıyorsun sen? Çık odadan."
"Onu almadan hiçbir yere gitmiyorum."
Kahkaha atarak söylediğinde gözlerimi sinirle kapatıp ayağa kalktım ve yanlarına yaklaşarak elimi omzuna koydum.
"Yoongi seni bekliyordu, bir şey diyecekmiş."
Dediğimle gözlerini kısıp bana bakmış ve yanındaki züppeyi çekiştirerek odadan ayrılmıştı. Bu kadar kolay gideceğini tahmin etmiyordum ancak.. iyi olmuştu.
"En iyisi bugün burada kalması..."
Kendimce mırıldanarak odadan ayrıldım. Bahçeye çıktığımda herkesin ayrı bir alemde olduğunu fark etmem uzun sürmemişti. DJ'in yanına giderek partinin gittiğini ve herkesin buradan gitmesini söylemesini istemiştim. Bir de bunlarla uğraşmak istemiyordum. O sırada birisinin koluma girmesiyle bakışlarım onu bulmuştu. Seowoo sırnaşık bir şekilde başını omzuma koyduğunda derin bir nefes aldım. Hele ki şimdi bununla ilgilenmek hiç istemiyordum.
"Jimin.. bu gece bir şeyler yapsak mı? Seni özl-"
Elini kolumdan çekip başımı olumsuz anlamda salladım
"Seowoo, evine git hadi. Çok yorgunum, sen de yorulmuşsundur. Görüşürüz sonra."
Bir şey demesine fırsat vermeden oradan ayrıldım. Odama çıktığımda telefonuma gelen mesajla kaşlarım çatılmıştı.
Yoongi: Seni sikeyim Jimin.
Tahminen Jungkook'u yanına saldığım için böyle demişti ancak bunu umursayan kimdi?
Kendi üzerime rahat bir şeyler giyinince bir takım da Taehyung için çıkartıp alt kata indim. Odanın kapısını açtığımda hâlâ uyuyan bedenle gülümsemeden edememiştim. Yanına yaklaşarak elimi gömleğine attım ve düğmelerini çözerek onun için çıkarttığım takımın üstünü, uyandırmadan giyindirdim. Yorganı üzerinden attığımda sıra pantolonuna gelmişti. Titrek bir nefes alarak pantolonunu da çıkarttığımda beni karşılayan görüntüyle gülmeden edememiştim. Boxerı.. pembe ve üzerinde ananas desenleri vardı.
"Küçük bir çocuk gibisin."
Gülümseyerek takımın altını da giydirince üzerini örtüp, kıyafetlerini askılığa astım. Odanın içindeki koltukta otururken en iyisi gece omunla beraber uyumanın olduğunu düşünecekten, oturduğum yerden kalkarak yatağa yaklaştım ve yan tarafındaki boşluğa uzanıp yorganın içine girdim. Olur da gece uyanırsa bir şey olmadığını söylemek için buradaydım, yoksa kesinlikle başka bir açıklaması yoktu.
Dakikalar dakikaları kovalarken gözlerimin kapanmasıyla kendimi uykuya teslim etmem uzun sürmemişti.
Taehyung'tan...
Sabah yüzüme gelen güneş ışıklarıyla huzursuzca kıpırdanıp gözlerimi araladım. Tanımadığım bir görüntü beni karşılayınca kaşlarımı çatarak elimi saçlarıma götürdüm ve alnıma düşen perçemlerimi geriye attım.
"Burası neresi..."
Yan tarafa döndüğümde yanımda uyuyan bir Jimin görmeyi kesinlikle beklemiyordum. Gözlerim yuvalarından çıkacak gibi fırladığında yorganı üzerimden attım. Doğrulur doğrulmaz karşımdaki aynada olan yansımama baktım.
"Siktir..."
Üzerimdeki kıyafetler benim değildi.. ve en önemlisi.. bunları bana kim giydirmişti!
"Ben niye buradayım!"
Sesim olabildiğince yüksek çıkmıştı ki, yatakta yatan beden uyanıvermişti..
__________
Herkese merhabalar, uzun zaman oldu değil mi? 2 yıl falan? Öncelikle beklediğiniz için çok özür dilerim, buraya girmek pek istemediğimden sizleri de bölümsüz ve heyecanda bıraktım. Ama bundan sonra elimden geldiğince devam etmeye çalışacağım ve ilk bölümleri düzenleyeceğim. Hâliyle 14 yaşlarımda yazdığım için pekte güzel olduğu söylenemez :D
Uzatmayayım, herkese güzel tatiller dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knockout/VMin
Fanfiction"Bak Taehyung! 10 tane kalbim olsa bir tanesini bile sana vermem!" Ana Couple=VMin Yan Couple=YoonKook Yaoi'dir rahatsız olanlar okumayabilir