Bölüm 8

279 15 18
                                    

SEHUN

  Sinirle ayağıma gelen taşı savurdum. Neden o kızdan bu kadar nefret ettiğimi ben de bilmiyordum ki mantıklı bir cevabım olsun. Ona o kelimeyi söylediğim için tabiki pişmandım sadece anlık sinirle söylediğim aptalca bir şeydi. Ama orda gözlerinin nasıl dolduğunu ve bana nasıl baktığını görünce..

    -Ayyyş!

  Çalıların üstünde deli gibi tepinmeye başladım. Ondan nefret ediyordum evet ama bu ona karşı içimde bir çekim olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Biraz yerinde dursa ben sinirlendiğimde bana karşı dik kafalı olmasa belki zamanla ben de ona karşı diğerleri gibi olabilirdim. 

  Biran durdum ve düşündüğümü tarttım. Hayır kesinlikle bana karşı gelmesi deli gibi sinir etse de hoşuma gidiyordu. Mazoşist olduğumu düşünmeye başlamıştım. Ona karşı mesafeli olmalıydım evet. Bu doğru bir seçim olur. İkimiz içinde..

  Geçen gece olanlar aklıma gelince salak salak sırıttım. Sabah beni görünce domates gibi olmuştu bu yüzden onu daha fazla utandırmamak için hiçbir şey olmamış gibi davranmıştım. Ama beynimdeyse o sahne dönüp duruyordu. O duyguyu bir kez daha tatmak istiyordum. Sadece bir kez daha. Belki ne olduğuna anlam verebilirdim. 

  Kendi kendime durup onu ne zaman bu kadar düşünmeye başladığımı sorgulasam daha iyi olacaktı sanırım. Belki onu yakın bir arkadaş ya da eğlenceli bir arkadaş olarak görmeye başlamıştım. Arkadaş kelimesini düşününce sol taraflarda küçük çaplı bir sızı hissettim. Arkadaş..




  Uzunca bir süre düşünmeyi ve sinir atmayı bıraktığımda kaç saattir burda olduğumu bilmiyordum. Artık geri dönme vaktim gelmişti sanırım. Oturduğum ağacın dibinden kalkıp batmış olan pantolonumu silkeledim. Geldiğim yoldan geri döndüm. Sulugözlü bir veletten özür dilemem gerekiyordu.




  Kamp alanına geldiğimde diğerleri yemek için ateş yakmaya çalışıyordu. Suho başını kaldırıp beni gördü ve rahatladı daha sonra yan taraflarıma bakınıp birini aradı ve kaşlarını çattı.

    -Sungie nerde?

    -Sizinle değil mi?

  Baekhyun oturduğu sandalyeden kalktı ve etrafa bakındı.

    -Hayır senin peşinden gitmişti.

  Kaşlarımı çattım. Benim peşimden mi gelmişti? Neden ki? Lay hızla yanıma geldi. 

    -Bana senden özür dilemek için peşinden gideceğini söyledi ve arkandan gitti. Hun o seninle değil miydi?

  Endişe mi korku mu? Şuan hissettiğim neydi bilmiyorum ama galiba hepsinden ortaya karışık bir duygu bokluğu içerisindeydim. Ve bu hiç hoşuma gitmemişti. 

     -Hayır kimse benim arkamdan falan gelmedi. Bakın bu beni vicdan yaptırıp pişman etmek için yaptığınız bir şakaysa..

   Chanyeol  Baekhyun'un yanından ona garip bir bakış atarak geçti ve karşıma geldi.

    -Hun burada kimse şaka yapmıyor. Eğer seni bulamadıysa ve bu saate kadar dönmediyse ciddi bir sorunumuz var demektir.

   Hepsinin yüzlerindeki ifadeye baktım.Doğruyu söylüyorlardı. Kalbim götümde atıyordu sanırım şuan. Havaya baktım. Yavaştan kararmaya başlamıştı ve koskoca ormanın bilmem neresindeydi.Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım ancak bu mümkün gibi görünmüyordu. Koca bir siktir!

EXO'DA YENİ MENAJERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin