SUNG-KYUNG
Bir haftalık düşünmenin ardından teklifi kabul etmiştim. Sehun'unsa bu durum pek hoşuna gitmemiş olacak ki ne zaman göz göze gelsem öfkeli bakışları altında eziliyordum. Bu beni üzse de küçüklükten beri hayalini kurduğum şeylerin gerçekleşmesi için elime çok büyük bir fırsat geçmişti.
Önümde patlayan flaş gözlerimi acıtmaya başladığında nasıl poz vermem gerektiğini anlatan kadın elinde su şişesiyle yanıma gelmişti. Ben mutlu olup tam eline uzanacakken su şişesini açıp kendi içince suratımdaki mutlu ifade silindi.
-Ne yorucu gündü ama!
Bana söylüyor gibi değil de kendi kendine konuşuyor gibiydi. Birkaç şey daha mırıldandıktan sonra bana döndü. Sanki orda olduğumu yeni farketmiş gibiydi.
-Sen neden hala buradasın?
Bu dediğiyle iyice sinirlenirken o ise hiçbir şey olmamış gibi yanımdan geçip gitmişti. Bunu bana yapan kadının da yönetmene kahve getir götür yapan kadın olması ayrı bir ironiydi.
Kulise gidip üzerimi değiştirdikten sonra saatin gecenin 11'i olmasıyla panikledim. Bu kadar uzun sürdüğünü farketmemiştim. Eve giriş saatini kaçıracak olmamla aklımda Sehun'un bütün eşyalarımı kapı önüne koyduğu anlar belirdi.
Yapmazdı değil mi?
Muhtemelen yapacak olduğunu bilmem içimdeki panik dalgasını daha da körüklerken çoktan bu gece nerede kalacağımı hesaplamaya çalışarak kendimi dışarı atmıştım.
Cüzdanıma bakıp ne kadar param olduğu kontrol ediyorken korno sesiyle birden irkildim. Başımı kaldırdığımda gözüme vuran ışıkla yola çıktığımı farketmemiştim.
Tanrım ezilebilirdim!
Ben korkuyla arabaya bakarken şoför kapısının açılmasıyla sinirle çarpılması bir olmuştu. Tam ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım ki önümde mahkeme gibi suratıyla duran silüetle afalladım.
-Önüne hiç bakmaz mısın sen!
Bana doğru yürüyüp sinirli oluşunun aksine nazik bir şekilde bileğimi tutup arabaya çekiştirdi. İtiraz etmeden arabaya bindim.
Eve yola çıktığımızda bu saatte bile yoğun bir trafiği olan Seoul'e içimden sinirlendim. Çünkü şuan yanımda direksiyonu sıkıca kavramış kişiden yayılan gergin atmosfer yüzünden arabada buz kesilmiştim.
Nasıl olsa konuşacağını bildiğim için sesimi çıkarmadan o anı bekledim. Ona karşı eskisi kadar çirkef olamıyordum. Normalde olsa bağırır çağırır hatta tekmeler arabasına bile binmezdim. Bu sıralar ona karşı olan duygu değişimim davranışlarımı hanım bir kıza dönüştürmeye başlamıştı sanırım. Tam o sırada tahmin ettiğim gibi konuşmaya başladı.
-Bu saate kadar ne b*k işin vardı orada?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO'DA YENİ MENAJER
FanfictionEn büyük hayali büyük bir yıldız olmak olan Sung Kyung parasız yani kendine göre sefil bir hayat sürerken oldukça cezbedici bir teklif alır. O günden sonra dünyaca ünlü olan EXO grubunun menajerliğini yapacaktır. Komik ve eğlenceli bir hikayedir...