*Jason'ın ağzından*
Sabah yanağımda hissettiğim ıslaklıkla uyandım. Sally yine beni uyandırmak için yanağımdan öpmüştü. Aşağıya indiğimde onu masanın başında kahvaltı ederken gördüm.
- Günaydın prenses
+ Günaydın abicim
Hemen masaya oturmadan ağzıma birkaç şey tıkıştırdım. Depoya gitmem lazımdı. Ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Arabama binip depoya doğru yol aldım. Depoya vardığımda James beni deponun önünde bekliyordu. James benim sağ kolum gibidir. İstediğim her işe koşar. Ona bugün neler yapıcağımızı söyledim. Ve depoya girip dün yakaladığım pisliği bir güzel dövdüm sonra ilk önce bıçakla vücuduna küçük küçük kesikler attım, acısı hemen dinmeden üstüne saf alkol döktüm daha sonra gövdesine asit döktüm en sonunda eski bir arabaya oturttum arabayı yaktım. Bu pisliklede işim bitmişti. Biliyorum çok psikopatım. Ama işiniz mafya olmaya gelince hiç de psikopatmışsınız gibi gelmez gözünüze. Depoda işim bittiğinde Jamesle buluşacağımız cafeye gittim. Ve beklemeye başladım. O sırada yan tarafımdaki masaya bir kız oturdu. Sarı saçlı kahverengi gözlü. Çok güzel bir kızdı. İlk görüşten hayran bırakmıştı kendisine. Yanında bir kız daha vardı. Sanırım arkadaşı. Kötü bir şey hakkında konuşuyorlar galiba. Yanındaki kızın beti benzi attmıştı çünkü. O sırada James geldi. Elindeki dosyada sanırım araştırmasını istediğim şeyler vardı. Onunla o dosya hakkında konuştuk bir süre. Daha sonra yan masadaki kız kalktı. Bende hemen bir işim varmış gibi kalktım masadan aceleyle. O taksiye binip ilerlerken bende arabama atlayıp onu takip etmeye başladım. Bir evin önünde durduğunda onun evi olduğunu anladım. O içeri girince bende hemen evimin yolunu tuttum. Eve geldiğimde Sally'e bir şey söylemeden direk odama çıktım. Üzerimi değiştirip direk yatağımın içene girdim ve bir süre bugün gördüğüm kızı düşündüm. Daha sonra zor açık duran göz kapaklarımı daha fazla yormadan kapadım. İyi bir uykuya ihtiyacım vardı.
...
Sabah uyandığımda üzerimi değiştirip direk evden çıktım. Ve depoya doğru yol aldım. Depoya vardığım James' e dün yanımızda oturan kızı araştırması gerektiğini söyledim ve beklemeye başladım.
2 saat sonra...
James elindeki dosyayla yanıma geldi. Ve dosyayı bana uzattı. James'e teşekkür edip çıkabileceğini söyledim. O çıktıktan sonra dosyayı bir güzel inceledim. Güzel kızın adı Lara'ymış. Annesiyle yaşıyormuş. Babası küçükken ölmüş. Lara için çok üzülmüştüm küçük yaşta babasını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu çok iyi bilirim. Çünkü aynı şey banada oldu. Ama benim tek babam değil bütün ailem gitti bir tek Sally hariç. Onada bu yüzden çok bağlıyım. Onunda başına bir şey gelmesini hiç istemem. Onuda kaybetmekten çok korkuyorum. Çünkü o benim biricik göz ağrım. Neyse bu kadar duygusallaşma yeterli. Gel gelelim Lara'ya, gerçekten çok güzel bir kız ama James'ın getirdiği dosyada fazla bilgisi yoktu. Demekki çok gizemli bir kız. Telefonumu elime alıp direk James'in numarasını tuşladım. İlk çalışta açtı
- Efendim abi?
+ Alo James sana söylediğim kız varya onu takibe al.
- Tamam abi bende o iş.
+ Sağol koçum
Cevap vermesine izin vermeden telefonu yüzüne kapadım. Lara'yı bir süreliğine takibe alıp onun hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalıyım. Depoda işim bittiğinde eve doğru yol aldım. Eve vardığımda anahtarımı unuttuğum için kapıyı Sally açtı. Sinirli gözüküyordu.
- Ne oldu prensesim pek bi sinirlisin?
+ Neden sabah beni uyandırmadan gittin abi?
- İşim çıkmıştı özür dilerim prenses.
Dedikten sonra kollarımı iki yana açtım ve sarılmasını bekledim. İlk baş biraz somurtsada gelip sarıldı. Biz böyleyiz işte birbirimize hiç küsemiyoruz.
