Yıllar önce terk ettiği eve geri dönmek zordu. Özellikle de, asla gelmeyeceğini bağıra bağıra söyledikten sonra. Sirius Black, eve adımını attıktan sonra duygu karmaşası yaşadı. Safkanlık takıntısı, onun deyimi ile 'saçmalığı' yüzünden, mutlu geçtiği söylenemeyecek bir çocukluk geçirmişti. Yine de, her şeye rağmen; bu evde yaşanmış olan birkaç mutlu anı bulabildi. Regulus ile çocukluğundan kalma anılardı bunlar. Bulanık ve cızırtılı şekilde canlanmasına rağmen, o anıların değerli ve mutlu anılar olduğunu biliyordu. Kardeşi ile iyi anlaşırdı küçükken. Beraber, Hogwarts' a gitmenin hayallerini kurardılar. Büyücü satrancı oynamak da, zevk aldıkları ve çok eskide kalan bir alışkanlıktı. Regulus her zaman kazanırdı. Buna rağmen, Sirius onunla oynamaktan bıkmazdı.
Regulus'u hatırlamak acı verici bir durumdu. Duyulan söylentilere göre, Ölüm Yiyen olmaktan korkmuş ve kaçmıştı. Böyle bir şey yapmak, ölümden başka bir sonuç ile sonlanmazdı.Bunları hatırlamak, üzüntüsünü daha da perçinliyordu. Neden onu uyarmadım ve gerçekleri görmesine yardım etmedim diye pişmanlık çekmişti, Sirius Black.
Bu evden hâlâ nefret ediyordu. Hiçbir şey yapmadan burada oturmak zorunda kalacağını bilmek, hayatının sonuna kadar Sihir Tarihi dersini dinlemekten daha zordu.
James ve Lily'i düşündü. On dört yıl öncesini... Hayatının keşkelerden ibaret olmasına neden olan o kararı hatırladı.
"Sensiz olmuyor be Çatalak. Asla da olmayacak. Evans'a 'Evans' demeyi özledim. Yaptığımız bütün çılgınlıkları özledim. Sizle ilgili her şeyi özledim lan. Harry'nin vaftiz babası olarak görevimi yerine getiremedim hiç. Berbat bir çocukluk geçirdi benim yüzümden. Bana bıraktığınız tek şey oydu ama ona bile bakamadım ben. Nefret ediyorum kendimden, özür dilerim. Harry'nin ve sizin hayatınızı mahvettiğim için köpekler gibi pişmanım."
Eskiden kendi odası olan odaya geçen, Sirius; tozlarla dolu bir koltuğa uzanmış ve pişmanlıklarını dile getiriyordu. Bir yerden sonra konuşacak gücü kalmadı, konuşmanın başında zorlukla bastırdığı göz yaşlarını daha fazla tutamadı.
Evin etrafında yankı yapacak seviyede, hıçkıra hıçkıra ağladı ve haykırdı. Hayatı boyunca ne yaparsa yapsın, yaptıklarının verdiği acının asla geçmeyeceğini biliyordu.En sonunda, ağlamaktan yorulmuş halde uykuya daldı o odada. Yirmi yıl sonra tekrardan, pişmanlıklar ve acılar içinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Potterhead El Kitabı | Harry Potter
Non-FictionLütfen, cahil Muggle'lara burada yer yok. SPOILER WARNING. Non-Fic kategorisinde #1 olmuş ilk Potterhead non-fic kitabı. {En yüksek - #1 in Kurgu Olmayan, 03.11.2016} Kapak: @dreamersgraphics Harry Potter Fandomu.