3. Bölüm- Bedel

160 16 5
                                    


Geçen Bölüm ;

"Burak koluna ne oldu senin !!" diye bağırdım. Kolundaki yüzlerce iğne izine bakarak.

Koşarak uzaklaşmaya başladı. Arkasından bağırdım.

"Uyuşturucu mu kullanıyorsun sen Burak!!"

Şebnemin dilinden ;

Burak söylediğim söz karşısında suç üstü yakalanmış küçük bir çocuk gibi boynunu büktü.

"Şebnem madem benden nefret ediyorsun o zaman hayatım hakkında hiç bir şeyi bilmeye hakkın yok. "

"Bu kadar kolay değil anlatacaksın ne olduysa. Evet ilişkimiz bitti ama bu basit bir konu değil ve onca yılın hatrına bu iyliği yap bana ve anlat. "

"Sen onca yılın hatrına sustun mu Şebnem? Aksine senden nefret ediyorum diye bağırdın bana."

Diyecek bir kelimem yoktu, sonuna kadar haklıydı. Hiç düşünmemiştim kelimeler ağzımdan çok rahat çıkmıştı.

"Haklısın Burak peki anlatma."

Arabama binmek için kapıyı açtım.

"Bedel ödedim Şebnem seni sevmenin bedelini ödedim!"

"Bin arabaya Burak gidip bir yerlerde konuşalım."

Birlikte olduğumuz zamanlarda en çok geldiğimiz , deniz kenarında sessiz sakin restorantımıza geldik. Arabayı valeye vererek içeriye geçtik. Yol boyunca koruduğumuz sessizliği ben bozdum.

"Burak anlatır mısın artık ?"

"Senden ayrıldığım ilk zamanlardı. Ömerle bile doğru düzgün konuşmuyordum. Ömer, Defne ,diğerleri hepsi bana seni hatırlatıyordu çünkü. O sıralar kendime ev arkadaşı arıyordum. Evi toplamayı bırak kendimi bile toplayamıyordum. Ev arkadaşı iyi gelebilir diye düşündüm. Üniversitenin sitesine bir kaç ilan yazdım. Biri ilanıma geri dönüş yaptı tanıma gereği bile duymadan hemen kabul ettim. İşleri birlikte yapıyorduk. Ev biraz yaşanabilir bir hal almıştı. Uzun süredir açamadığım içimide ona açabilmiştim. Hemen hemen her konuda çok iyi anlaşıyorduk Mertle. Bitmek bilmeyen ev partileri dışında tabi. Eve her dönüşümde hiç tanımadığım insanlar evimde çılgınca dans ediyor, içki içiyor, bağırıyor hatta bazı çiftler odamı, yatağımı kullanıyordu. Bu durumdan iyice rahatsız olmuştum ve Mertle bu konuyu konuşmakta kararlıyım. O gün olmasaydı tabikide."

Anlattıklarının nereye varacağını tahmin edebiliyordum. Duymak istemiyordum çünkü tarif edilemez bir düğüm hisediyordum boğazımda. Bu düğüm vicdan azabıydı. Burak suyundan bir yudum alarak konuşmasına devam etti.

"Yine yüksek sesten birbirimizi bile duyamadığımız bir partideydik. O kadar sinirlenmiştim ki yukarı çıkıp ona artık bu partilere bir son vermesi gerektiğini söyleyecektim.Odasına girdiğimde bir arkadaşıyla birlikte uyuşturucu kullandıklarını gördüm. O an odadan çıkabilirdim veya Merte bu partiyi artık sonlandırması gerektiğini söyleyebilirdim. Ama yapmadım Şebnem ikisinide yapmadım. O gün hayatımda ilk kez uyuşturucu kullandım. Sonra... sonrasıda geldi işte."

Gözlerim dolmuştu hiç bir şey söyleyemiyordum. Yutkunmakta bile zorlanıyordum. Tek bir laf daha ederse ağlayacaktım. Kendimi toparlayabilmek adına soğuk suyumdan içtim. Durumumu anlamış olacak ki hiç bir şey söylemeden bekledi beni Burak. Zaten onunda bir kelime daha söyleyecek hali kalmamıştı.

"Burak bırakabilirsin" dedim inançlı bir ses tonuyla. "Kullanmaya başlayalı uzun süre olmamış vücudundan bu pislik temizlenir ve bir dahada içmezsin."

AŞKIN SANAL HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin