Geçen bölüm ;Bütün bir gece şu sorunun cevabını düşündü "İNSAN HİÇ GÖRMEDİĞİ BİRİNE AŞIK OLABİLİR Mİ? " Sabaha doğru Selime mesaj attı.
"Ben sana aşık olmuş olabilir miyim ? "
Şebnem'in ağzından ;
Titreyen ellerle baktım yolladığım mesaja kendimi tanımakta zorluk çekiyordum. Kalp atışlarım hızlanmış, ellerim terlemişti, kulaklarım alev alev yanıyordu. Ani bir kararla Selim'in telefonunu çevirdim. Defalarca çaldı cevap veren yoktu tam kapatacakken sesini duydum.
"Efendim."
Şimdi ne diyecektim. Neden aradığımı bile bilmiyordum. Acaba mesajımı okumuş muydu yoksa ben mi uyandırmıştım onu?
"Mesajı mı gördün mü ?"
"Hangi mesaj , en son Burağın sana attığı mesajı gördüm. Sonra uyumuşum."
"Selim ben dün çok saçmaladım. Sana attığım mesajı sakın ciddiye alma olur mu ? Sen benim dertleştiğim bir arkadaşımsın. "
"Şebnem neler oluyor ? Ne yazdın ki? , mesajını okuduktan sonra dönüş yapmam daha doğru olacak"
"Hayır , hayır mesajı unut. Dönüş istemiyorum. Ben ben şe..y derse geç kalıyorum görüşürüz. "
"Şebnem bir dakika."
En son duyduğum ses buydu. Telefonu cevap vermesine fırsat vermeden kapatmıştım. Kendimi salak gibi hissediyordum. Görmediğim bir çocuğun sadece sesine ve fotograflarına bakarak aşık olmam imkansızdı. Ela gözleri ve güzel sohbetinide bu listeye katabiliriz tabiki. Düşünmemeye çalışarak evden çıktım ve otoparka doğru yürüdüm.
Arabamın yanında bekleyen biri vardı. Uzaktan yüzünü net olarak seçemiyordum. Geldiğimi fark edince bana doğru yürümeye başladı. Otopark ışıklarının sensörüde çalışınca gelenin Burak olduğunu anladım. Sürekli mesaj atıp, aramasına karşın aylardır yüzünü görmemiştim. Çok fazla kilo vermişti, yüzü çökmüş gibiydi, gözaltlarında kararmalar vardı. Gördüğüm manzaraya inanmakta zorluk çekiyordum.
"Şebnem nasılsın?"
"Burak senin burada ne işin var ?"
"Biraz konuşabilir miyiz?"
"Okula gitmem gerekiyor daha sonra konuşalım. "
Arabamın kapısını açmaya yöneldiğim anda kolumdan tuttu.
"Sadece biraz konuşmak istiyorum Şebnem."
"Ne istiyorsun Burak söyle ve git lütfen."
"Dün sana yazdığım şeyleri düşündün mü ? seviyor musun onu ? Şebnem seviyorsun değil mi ?"
Söylediği sözlerle birlikte tuttuğu kolumu dahada sıkmaya başlamıştı.
"Burak canımı yakıyorsun!!"
Bağırışımın üzerine kolumu bıraktı ve ellerini ceplerine soktu.
"Özür dilerim Şebnem farkında değildim kolunu sıktığımın."
Gerçekten de farkında olduğunu düşünmüyordum. Yaptığı hareketleri bilinçli olarak yapmadığına inanıyordum. Burak böyle bir insan değildi. Yalnızca ayrılık onu bu denli yıpratamazdı. Başka şeylerde vardı ama neydi ? bunu henüz bilmiyordum. Aslında öğrenmekte istemiyordum. Tek isteğim bir an önce gitmesiydi.
"Burak , birini sevip sevmediğim o kadarda önemli değil. Önemli olan şey bizim artık seninle ayrı olduğumuz. Denedik fakat başaramadık biliyorsun."
"Beni sevmiyor musun Şebnem ?"
Bana doğru bir adım attı. Geriye doğru çekildim.
"Söylesene sevmiyor musun?"
Bir adım daha geldi. Refleks olarak attığı her adıma karşılık bende bir adım geriye atıyordum kendimi. Son adımımı attığımda duvarı sırtımda hissettim. Kaçacak yerim kalmamıştı. Çok korkuyordum. Korkumun sebebi yıllarca birlikte olduğum Burak değildi. Benim eski Burağıma gram benzemeyen bu yeni Buraktı. Gözleri aşktan çok nefret ve intikamla dolu, donuk, çökmüş Burak...
"Burak benden uzak dur!"
Sesim otoparkta yankılanıyordu. Neden kimse gelmiyordu ?
"Şebnem, seni çok seviyorum. Lütfen bana geri dön."
Elleriyle ellerimi tuttu ve duvara yasladı. Kollarımı hiç bir şekilde kımıldatamıyordum bana göre çok güçlüydü.
"Burakkk beni bırak artık "
"Hayır Şebnem."
Dudaklarını dudaklarıma doğru yaklaştırdı. Artık gözüm dönmüştü hiç bir şey düşünmüyordum. Burağın duyguları, yaşadığımız güzel anılar hiç biri umrumda değildi.
"Senden nefret ediyorum! " dedim çok yüksek bir sesle . "Sana asla bir şans daha vermiyorum çünkü senden nefret ediyorum anladın mı beni ? Defol git hayatımdan kimi sevdiğim seni asla ilgilendirmez."
Burak bu sözleri benden beklemiyor olacak ki hiç bir tepki vermedi. Kilitlemiş olduğu ellerimi bıraktı. O an Burağın kolunu gördüm.
"Burak koluna ne oldu senin !!" diye bağırdım. Kolundaki yüzlerce iğne izine bakarak.
Koşarak uzaklaşmaya başladı. Arkasından bağırdım.
"Uyuşturucu mu kullanıyorsun sen Burak!!"
Selimin ağzından ;
"Ben sana aşık olmuş olabilir miyim?" Mesajı defalarca okudum. İyiki bu mesaja cevap verme demiş Şebnem. Çünkü bunu soran bir kıza verilecek cevabın ne olduğunu bilmiyorum. Şebnem iyi bir kız, sohbet etmek bana çok iyi geliyor fotograflarda da gördüğüm kadarıyla güzelde bir kız fakat o kadar diye düşündüm. Aşk için sevgi için bundan çok daha fazlası gerekir. Kızlar her şeyi ne kadar abartıyorlar. Çalan telefonumla düşüncelerden kurtuldum. Arayan arkadaşım Yasemindi.
"Efendim Yasemin."
"Selim ne yapıyorsun?"
"iyilik ne olsun, evdeyim her zamanki gibi tembellik sen ne yapıyorsun?"
"Şimdi bu fasılları boşver de bizimkilerle İstanbula gidiyoruz gelmek ister misin?"
Yazarın ağzından ;
Selimin üniversiteyi okumak için İstanbula giden bir çok arkadaşı vardı. Onları görmek çok iyi fikir diye düşündü içinden. Birden durdu. İstanbula bu kadar çok gitmek istemesinin bir nedeni de Şebnem olabilir miydi? Aylardır her gün konuştuğu ve çok iyi anlaştığı kızın nasıl biri olduğunu çok merak ediyordu. Evet evet ,kesinlikle en büyük nedeni Şebnemdi.
"Evet " dedi kararlı bir şekilde. "Geliyorum Yasemin."
Telefonu kapatır kapatmaz Şebnemi aradı. Telefonuna cevap alamadı. Mesaj atmak için ekranı açtı fakat tepkisini canlı canlı duymak istediği için vazgeçti.
Akşama doğru çalan telefonuna hızla koştu Selim. Çok heyecanlı ve neşeli bir ses tonuyla;
"Şebnem nelerdesin? Sabahtandır sana ulaşmaya çalışıyorum. Sana çok güzel bir haberim var. "
Konuşmasını aniden kesti ,telefondan Şebnemin hıçkırık sesleri geliyordu.
"Şebnem ne oldu sana ?"
"Selim lütfen bir daha beni arama !"
Selim şoka girmişti. Ne hissedeceğini ne diyeceğini bilemiyordu. Ne olmuş olabilirdi ? Sabah ben sana aşık olmuş olabilir miyim ? diyen bir kız neden aynı günün akşamında beni arama diyordu? Soruların içinde boğulmuş bir şekilde kendini yatağına attı.
Çalan telefonla uykusundan uyandı Selim. Bu gün olanlar rüyaymış diye düşünerek telefonu açtı.
"Efendim Yasemin."
"Konuştuğumuz gibi Selim. Biletlerimizi aldım. İki gün sonra İstanbula uçuyoruz."
..........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SANAL HALİ
عاطفية"Aşk bile bile ateşe yürümekmiş değil mi Şebnem. Sonunu görmediğin bir yolda bir ışık bulurum diye rastgele karanlığın içinde yürümekmiş. Yalnızsan aşk tek kişiliktir. Biri hayatına girdiğinde cümleye dönüşür. Sen benim cümlemdin ama yarım kaldık ta...