20. Bölüm

18.7K 982 55
                                    

Gözlerini açmak zor gelmişti bir an. Seni seviyorum derken sıktığı göz kapaklarını açmak birkaç uzun saniyesini aldı. Karşısındaki adam, işçilikte kusursuz denebilecek kadar iyi bir bal mumu heykel gibi duruyordu. Kollarını tutan ellerin kaydığını hissederken gözlerine yetişebilmek için başını kaldırdı. Göz bebekleri daha oynamıyordu. "senn..nn ne söyleyecektin?" dedi. Cümlesine başlarken sesi titremiş ve kekeleyen dilinin farkına varmamıştı. Konuşmasını istiyordu. Bir dakika dahil ayrılmak istemediği dudakların aralanmasını istiyordu. İçinde bulunduğu uzay boşluğundan dünyaya geri döndü ve ayakları yere bastığında ürpererek sırtını dikleştirdi. Hafifçe başını salladı ve kendine gelmeye çalıştı.

***

"ben seni çok önemsiyorum" derken söylediği her kelimeyi sindirerek, söyledi. Yapabileceğini tek şey kollarını bedenine dolayıp sarılmak oldu. Sarılarak ifade etmek istedi, isteyip de söyleyemediği her şeyi anlatabilmiş olmayı diledi. Kurtulmak isteyerek kollarının arasında kıpırdanan bedeni kollarındaki var olan tüm güçle birleştirdi. Kahverengi saçlarının üzerine öpücükler koymaya başladı. "benim için çok değerlisin" diye fısıldadı öpücüklerinin arasında.

"nefes alamıyorum Frances" dedi Isabella. Sözlerinde hem gerçeklik hem de mecaz saklıydı. Gerçekliği var olan bütün gücüyle kendisine sarılan kaslı kolların varlığıydı, mecazı ise karşısındaki adama karşı duyduğu aşktan geliyordu. Francesco geri kollarını yavaşça çözüp bir adım geriye çekildi. "canını yakmak istememiştim" dedi genç adam.

"bazen istemediğimiz şeyler yaparız. Önemli değil. Geçecek" dedi. İçindeki kırılmışlık ve her an ağlamak için zaman kollayan İsabella yüzündeki gülümsemenin ve sesindeki neşenin ardında saklandı. Ardından Francesco' u olduğu yerde bırakıp buzdolabına gitti. Dondurma kutularını tek tek koltukaltına sıkıştırdı. "Çizgi film izlemeye hazır mısın? Hadi kaşıkları alıp gel" dedi. Mutfaktan çıktı. Evin sinema salonu olarak düzenlenmiş büyük odasına gitti. Beyaz duvara çevrilmiş projektörden duvara Insıde Out isimli çizgi sinema yansıyor ve Pippa filmin karşısında kucağında patlamış mısır dolu büyük kase ile gözlerini bir an olsun ayırmadan izliyordu. Kucakladığı üç adet dondurma kutusunu önlerindeki sehpanın üzerine bırakıp kızın yanına oturdu ve başını kolunun üzerine koyup sırtını göğsüne yasladı. "film nasıl?" diye sordu. Pippa' ın mısır kâsesine daldırdığı elini bileğinden tutup kendi ağzına götürdü. Küçük kız İsabella' ın hareketi gülmüş ve ardından tekrar filmine dönüp "çok güzel" dedi. İsabella her ne kadar filmi izliyor gibi görense de aklı mutfakta tek başına bıraktığı Francesco' daydı. Odanın kapısının açılırken kafasını çevirip bakmamıştı. Francesco kızının diğer tarafına oturdu. Elindeki kaşıkları dondurmaların yanına bırakırken birbirlerine değen metallerin sesi kulakları rahatsız etmişti.

Isabella bir an yayılarak oturduğu kanependen doğrulup vanilyalı dondurmasını ve kaşığını alıp tekrar yaslandı arkasına. Kaşığı dondurmaya daldırıp çıkardı ve eriyip başlamış olan dondurmasını ağzına götürdü. Yarım kiloluk dondurmayı bitirmesi uzun sürmemişti. Kaşığı boş kapın içerisine atıp kendi kendine farkında olmadan mırıldanmaya başladı. "herkes kendi duygularını yaşar. Ben seviyorum diye oda mı beni sevmeli? Önemsiyormuş. Birde dalga geçiyor benim" derken farkında değildi mırıldandığının. Omzuna dokunan el bir anda konuşmasını yarım kaldı.

"iyi misin Isabella?" diye soruyordu Francesco.

"benn mi?" diye sordu dalgınca.

"Pippa uyudu. Onu odasına götüreyim" dedi. Filmin jenariği biterken Isabella. Projektörü kapatıp ışıkları açtı.

"bende uyuyayım. İyi geceler" dedi. Francesco' un kucağındaki Pippa' ın üzerine küçük polar bir battaniye örtüp yanaklarından öptü. "iyi geceler benim küçük kap kekim" dedi. Francesco çıkabilsin diye sinema odasının kapısını açtı. Kızıyla birlikte çıktı. Kızının yatağına yatırıp üzerini örttükten sonra hemen yan odaya, Isabella' ın odasına gitti. Havaya kaldırdığı eli ağır çekimde kapıya yaklaştı. Birkaç saniye kararsızca havada asılı kalan kolu inerken bir anda kapının koluna uzandı ve açıp içeri girdi. "Bella" diye seslendi kadına. Odada yoktu. Hızla gidip banyonun kapısına vurdu.

Burada Olan Burada Kalır ( HENÜZ DÜZENLENMİYOR.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin