Kendimi sorguluyorum. Hayat mı cidden acımasız yoksa insanlar mı? Düşüncelerimle kendimi karanlığa hapsediyorum. Baş edemediğim için giderek büyümeye başladı. Umut ışığımda giderek küçülmeye... Neden herkes göründüğü gibi değil? Berk'in damla damla akan göz yaşları benimde damla damla içime işlemeye yetiyor. Şuan bunları düşündükçe beynim elektroşok verilmiş gibi ağrımaya başladı. Ben hep yalnızdım. Hep yıkıldım. Hep aldatıldım. Hep aldandım. Ama hep toparlandım. Hiçbir zaman yıkılmadım ve ayağa kalkmayı başardım. Aslında güçlüyüm sanarak kendimi kandırıyorum. Gülüşlerimle üzüntülerimi saklamaya çalışıyorum. Neden üzülmek kötü bir şey mi? Belki bu üzüntülerimin arkasında cidden mutlu olacağım günler ortaya çıkma zamanını bekliyor. Şuan da kendimi kandırıyorum. O zamanlar hiç gelmedi gelmeyecek. Vücudum gerginlikten ağrımaya başladı. Uyumaya çalışıyorum ama olanlar yüzünden uykum gelmiyor.
Yaşadığı olaylarda kaybolmuş ve kendisini uyandıran kabustan hatırladığı kareler yüzünden can çekişiyordu ve kan ter içindeydi. Etkilenmişti.
Sadece yarım saat uyuya bilmişim. Camdan baktığımda ise sokak tamamen bomboştu ve hava yavaş yavaş gri lacivert karışımı bir renge dönüyordu. Bir anda aklıma o bulduğum kutu geldi ve kutunun yanına doğru gittim. Kutu nedense çok şüpheli gözüküyordu. Yada ben birden tedirginleşmeye başladım. Artık her şeye bir şüphe ile yaklaşmaya başladım. Kutunun hareket eden bir yeri yok ama salladığımda içinden çok az da olsa ses duyuyorum. Çözmeye çalıştığımda bir yerde sertlik hissediyorum. Oradan açıldığına eminim ama nasıl? Üzerine defalarca bastırdım ve açıldı. Birden heyecan yaptım. Çok küçük bir delikti ve içinde anahtar vardı. Sinirlenmeye başlıyorum. Bir insanın bu kadar önemli, bu kadar gizli neyi olabilir ki? Önemli olan birde bu anahtarın girebileceği bir delik. Anahtar çok tuhaftı. Çünkü benzeri yok gibi uzun ince ve ucu normal anahtarlar gibi değil. Özel yapım olduğunu düşünüyorum. Kafayı yiyeceğim. Belkide anahtarın açtığı bu kutu değil de başka bir şeydir. Anahtarın girebileceği başka eşyalar arıyorum ama çok tuhaf bir oda bu yüzden bulamıyorum. Çoğu yerin siyah olma nedenini ise hala anlayabilmiş değilim. Birde o taşlar var tabii. Çekmecenin içinde bir harita var sanırım. Boyum kadar olan bu haritanın üzerinde 4 yer işaretlenmiş ve hedef gösterilmiş bir yer var. Birde üzerinde hangi alfabeye ait olduğunu bilmediğim yazılar.Harita bu mahallenin haritası mı? Hayır hayır harita sadece bu mahallenin haritası değil 7 veya 8 mahalle var ama yarısı şehrin bir tarafında diğerleri ise şehrin öbür tarafı.. Elimde bir anahtar bir de harita var. Acaba daha neler bulacağım. Şuan aklımdaki tüm düşünceler dağıldı ve sadece buraya odaklandım. Benden çok iyi dedektif olurdu herhalde. Acaba anahtarın bu haritayla bir bağlantısı var mı? Berk'in bunlarla ne işi olabilir ki? Daha doğrusu önemli olan neden?
Birden duraksadı ve kendine şu soruyu sordu: " Korkmamı gerektirecek bir şey var mı? " Aslında bulduğu her şey onu daha da heyecanlandırıyordu ve sorgulamasına neden oluyordu.
Daha fazla hayal kırıklığına uğramak ve onun hakkındaki gerçeklerden kaçmak için burnumu sokmak istemesem de, ellerim daha fazla ipucu istercesine beni yönlendirmeye çalışıyor. Yani en fazla ne olabilir ki? Ne güzel. Bulmadığım bir defter kalmıştı sanırım. Onu da buldum ya helal olsun. Defterin başında Türkçe bir şekilde "Sakın dokunma" yazıyor. Sonunda Türkçe bir yazı. Tam da mutlu olmuştum Türkçe diye ama yanılmışım. Yeter ama yinemi şu bilmediğim alfabe? Demek her şeyden önce şu alfabeyi çözmek önceliğim olacak. Peki alfabeyi çözünce her şey bitecek mi? Burada 3 alfabe var. Hangi işsiz 3 alfabe için bu kadar uğraşır ki? Kelimeler ayrı ayrı ayrı yazılsa bulması kolay olabilirdi ama hepsi birleşik yazıyor. İlk alfabede normal harfler var ama karışık bir biçimde yani bulmak o kadar kolay olmasa da imkansız değil. İkinci alfabe değişik şekillerde. Üçüncü alfabe ise tuhaf onu tanımlayamıyorum. Büyük ihtimalle düşündüğü mantık şu şekildedir; Bu yazıyı çözmek için öncelikli ilk alfabe var. İlk alfabeyi bilerek basit yaptı çünkü defterinin okunmamasından çok okunmasını istiyor. Çünkü çok basit en fazla zorlasan harfleri çıkartabilmek için 3 haftanı alır. Onu çözebilirse ikinci alfabeye geçiyor. İlkini bulsa da ikincisi zor olacak çünkü şekilli. Burada ise "defteri çözebildiğine sevinme daha yeni başladık" mesajını veriyor. Yani resmen oynuyor. Çok karışık olan bu alfabe bir şekilde çözülse bile üçüncü alfabeyi büyük ihtimalle çözemeyecek çünkü çok fazla karmaşık ve üst üste binmiş birçok şekil var. O yüzden defterin çözülebilmesi için çok zeki olmak gerekiyor. Yani kalkışsan bile eninde sonunda pes edeceksin diyor. Ama bu benim için geçerli değil. O kadar şey buldum bu yüzden peşini bırakacağımı sanmıyorum. Ama her şeyden önce bunu neden yaptığını bilmek istiyorum. Her neyse baya vakit geçmiş. Anahtarı yerine koyayım. Eğer Berk odaya gelmeye kalkarsa yakalanmak istemiyorum. Ne oluyor? Kutunun kapağı kapanmıyor. Anahtarsız kapanıyor delik ama anahtarla kapanmıyor. Ben buraya bunu nasıl sokacağım? Hay.. Çok zeki sokmak için başka bir yol denemem lazım ama nasıl?
O ses neydi? Neydi o ses? S-silah sesi miydi o? Berk?
O kadar çok korkmuştu ki. Merdivenlerden aşağıya inerken neredeyse ayağı takılıyordu. Berk yerde kan içinde ve nefes almakta zorlanırken Gülru çığlık içinde kalmıştı. Evet silah sesiydi ve karşısındaki kişi ise
" Selam vermeyecek misin? Yoksa özlemedin mi beni kız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıplak Gece
Teen FictionHayatının en kötü günü diye düşünmüştü Gülru çünkü eski sevgilisiyle en yakın arkadaşını lunaparkta öpüşürken görmüştür. Sinirle oradan koşarken bir çocuğun üstüne düşer ve Gülru utanarak orayı terk eder. Daha çocuğun adını bilmeden... Fakat gece e...