-ZAYN-
Sabah gözlerimi açtığımda içimde bilemediğim ve tarif de edemediğim bir heyecan vardı.Hemen ayağa kalkıp her zamanki hizmetçiyi aradım evi temizlemesi için ona ihtiyacım vardı.Sonra da giyinip okula sürmeye başladım.Okulun önünde çocuklar bekliyordu.Onların yanına gidip Harry'nin arabasına yaslanıp onları dinliyormuş gibi gözüktüm.Çünkü aklım bu akşam olacaklardaydı.
-Belki bir şey olmayacak bence bu kadar heveslenme.
Harika iç sesim yine devreye girmişti ve moralimi bozuyordu.Oysa ki ben bu gece bi öpücük bile kapabileceğimi düşünüyordum.
-Hah! rüyanda görürsün Malik!
Sen ne anlarsın ki zaten iç ses
-Oğlum sabah sabah ne içtin kız sana yüz vermiyo sana ödev için katlanacak unutma
Sağol gerçekten harika moral veriyorsun.
-Her zaman
İç sesimle konuşmayı kesip -ki bence ona bi ad takmalıyım-zilin çalmasıyla sınıflara dağıldık.İlk dersimizin ne olduğunu bilmiyordum o yüzden ben ilk dolabıma gittim.Yine mi vampir takıntılı hocanın dersi.Hani geçen gün vampirle ilgili soru soran hoca varya kadın artık her derste onlarla ilgili konuşup bizden yorumda bulunmamızı istiyor.Bu çok saçma biri şu kadına o çeşit şeylerin olmadığını söylesin olsaydı muhtemeln ben vampir olurdum yani bu yakışıklılık en çok vampirle uyum sağlayabilir.
-Nerde o yakışıklı ben göremiyorum.Bi kenara kay bakıyım galiba senin arkanda kalıyor.
İç sesim yine yorumunu esirgememişti.Sağolsun.
Her zamanki defterimi alıp sınıfa girdim.Hoca daha yeni girmiş kağıtlarla uğraşıyordu.En arka sırada lucy'i görünce yüzümde saçma sapan bi gülümseme oluştu.Neyseki o beni görmemişti.Hızlı adımlarla ve kızların beni soyan bakışlarıyla yerime geçtim.Bu okuldaki çoğu kızdan bu yüzden iğreniyordum.Nerdeyse hepsi sürtüğün önde gideniydi.Lucy geldiğimi anlayıp kafasını kaldırdığında bana o muhteşem gülüşünü gönderdi.Tanrım! Onu sonsuza dek izleyebilirim.Bende ona kusursuz gülüşlerimden birini yolladım.O da buna karşılık kafasını geri çizimlerine gömdü.Neden bu kadar soğuk ki.
-Kız güldü ya oğlum bu bile sana fazla tipe bak ya.
Biraz konuşabilirdik sonuçt- heyy ne varmış benim tipimde iç ses
-Ne yokki desen daha kısa sürebilirdi Malik.
İç sesimle kavgamı Bayan Watson'ın sesi yarıda kesti.
-Çocuklar bugün ben şey- biraz yorgunum ders i-işleyemeyeceğim serbestsiniz.
Heyy! Noldu bu kadına?Lucy kafasını eğip gülümsedi.Hatta bi kıkırtı bile duyduğumu söyleyebilirim.Bunda komik olan neydi ki? Düşünmeye devam edip kafamı çizimlerime çevirdim.Aklıma ilk gelen şeyi yapmıştım.Vampir dudakları -dişleri yandan çıkmıyo ağzı açık-biraz daha dikkatli bakınca bunun Lucy'nin dudaklarına tıpa tıp benzediğini gördüm.Kimse göremeden özellikle de Lucy görmeden sayfayı değiştirdim.Lucy'e baktığımda düşünceli bir şekilde boş kağıda baktığını gördüm.Konuşmanın tam sırası olduğunu düşünüp ona döndüm.
-Çizecek bir şey arıyorsan benim mükkemmel ötesi yüz hatlarımı deneyebilirsin.
Diye fısıldadım.Kafasını kaldırıp bi bana bir de önümdekine baktı.Merak edip çizdiğim şeye bakttığımda onu yüz hatlarına benzediğini gördüm
-Sen başlamışsın bile.Dedi ve kıkırdadı.
Tanrım!O duyduğum sesi dünyadaki bütün seslere değişebilirdim.Ayrıca bunu söylerekn kulağıma baya bi eğilmişti ve o dolgun yapışıp bir daha asla bırakamayacağım dudakları da kulağıma değmişti.İlk defa bu kadar yakın olmamızın verdiği mutlulukla gözlerimi kapadım.Ancak bu uzun sürmemişti çünkü zil çalmıştı.Kafasını geri çekip derin derin nefesler almaya başladı.Nedenin bilmiyordum zaten bana çaktırmamaya çalışıyordu.Ona yaklaşıp ne olduğunu soracağım sırada çantasını da alıp sınıftan çıktı.Ne olmuştu ki kendimi tahrik edilip bırakılmış daha doğru kullamılıp atılmış gibi hissediyordum.Ama biz okul çıkışı eve gidecektik.