3. Bölüm

82 13 6
                                    

Evet çocukluğum olacaktı bu yurtta büyürken.
Oda benim gibi annesiz,babasız bir kızdı.
Büyük ihtimal.
Yoksa burada olmazdı herhalde.
Bunları sadece düşünüyordum.
Konuşamıyordum.
Sadece etrafımı seyrediyordum.
Gözlerim o karşımda ki duvarda sabit kalmıştı.
Elvinin bütün çabalarına rağmen yemek ve içmek dışında o duvardan gözleri mi ayırmıyordum.
Kaç gün geçti bilmiyorum Pelin hoca'nın da bütün çabaları boşa çıkmıştı.
Günlerce annemin benim üzerime giydirdiği elbiselerle oturdum.
Bir gece uykumda kötü bir rüya gördüm. Ağlayarak uyandım.
Annem kendini bir uçurum kenarından bırakıyordu. Artık hıckırıyordum.
Elvin kendi yatağından kalkıp koşarak yanıma geldi.
Bir anne şefkati ile sardı beni küçük bedeniyle.
O gece beraber uyuduk.
Okullar açılana kadar hep benimle uyudu.
Okul sabahı Pelin hoca yanımıza gelip ikimizin alnına bir buse bıraktı.
Annemi hatırlattı bena.
Başarılar dilerim kızlar dedi.
Bu'da bir rutin olmuştu her yıl aynıydı.
Taki liseye başlayana kadar.
Açıkta kaldığımız için özel bir liseye burslu bir şekilde gitmek zorunda kaldık.
Yıllarca Pelin hoca ve Elvin dışında hocalarla bile iletişim kurmamıştım.
Hayata küsen bir kız çocuğu olmuştum.
Bu yeni başlangıç biraz zor olmuştu.
Neredeyse bütün gün Pelin hoca yanımızdaydı.
Yurtta kaldığımızı bilenlerin aşağılayıcı bakışları vardı.
Elvin bazen onlarla tartışıyor bazen de onlar yokmuş gibi davranıyordu.
Elvine hep hayran kalırdım.
Asi kız.
Hatta o şımarık insanlarla bir yarışa bile girmişti.
Sınıf ikincisi olmuştu.
Benim için sınıfı geçmek yetiyordu.
Ama Elvin bıkmadan usanmadan bana ders anlattığı için notlarım yüksekti.
Sürekli etüt odasında bana öğretmen edası ile ders anlatırdı.
O görmeden tebessüm ederdim.
Okulda da herkese karşı beni korur savunurdu.
Pelin hoca da zaten bu okulda pek arkadaş edinmemizi söylemişti.
Zaten kimse ile konuşmuyordum.
Her sabah pelin hoca bizi arabası ile okula bırakırdı.
Yine öyle bir gün arabayı park ederken bir arabaya çarptı.
Bize sakin olun deyip aşağı indi önce arabaya sonra karşısındaki arabaya baktı.
30'lu yaşlarnın başında olan Edebiyatçı Enes hoca indi.
Enes hoca ile bir kaç dakika konuştuktan sonra bize inmemizi işaret etti.
Enes hoca zaten sakin bir tipti diğer insanlar yada hocalar gibi değildi.
Pelin hoca gibi oda beni hayata tutunmam için beni derse teşvik etmişti gerçekten dinlediğim tek ders edebiyattı.
Enes hocaya Elvin Günaydın dedi.
Enes hocada aynı şekilde Elvine Günaydın dedi.
Pelin hoca da beni dürttü.
Ben hala tepkisiz kalınca Hera hocana Günaydın de deyince kendime geldim.
Pelin hoca o tatlı gülümsemesi ile ödüllendirdi beni.
Onay verirce başını salladı.
Günaydın hocam dedim.

SESSİZLİK TANRIÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin