Onları geçirdikten sonra ben mutfağa Elvin ise odalara girip bütün kıyafetleri yerleştirmişti.
Baran için yasaklarımı ciğniyordum internetten çikolatalı pasta tarifine baktım.
Zaten pelin hoca bizi bu konuda yetiştirmişti.
İlk pastayı onun evinde yapmıştık.
İlk denemem pek iyi olmasa da daha sonra yaptığımız pastalar gayet güzel olmuştu.
Keki kalıba dökerken Elvin ile birbirimizin yüzüne sürmüştük.
Baya eğlenceli bir iş haline gelmesine rağmen ortalık mahvolmuştu.
Birbirimize baktıktan sonra direk lavobaya koşmuştuk.
Ne de olsa akşam misafirlerimiz vardı.
Mutfağa geri dönüp etrafı bal dök yala tarzı bir temizlikten geçirdikten sonra.
İlk Elvin sonrada ben duşa girdik.
Akşam olmuştu bile.
Ama daha gelen giden yoktu son olarak kekin üzerine çikolata sosunu döktük.
Ve tencere dibi yalayan iki adet çikolatalı surat olduk.
"Ya Hera yüzüme bak mahvoldu" gülümsedim "sen her halinle benim çikolatamsın" birbirimize sarıldık.
Ve kapı çaldı ağzımız yüzümüz çikolatalı bir şekilde kapıyı açtım allahtan sadece Baran vardı.
Baran yine ilk eve girdiği gibi hemen salona geçti.
"Hoşgeldin Baran "
"Hoş bulduk valla mutfaktan güzel kokular geliyor kızlar"
"Evet sen isteyince giriştik iki elden yaptık birşeyler" Elvin de salona girip
"Hoşgeldin Baran" dedi.
Baranın enerjisi hepimizi çekiyordu.
Biraz oturup sohbet muhabbet ettikten sonra mutfağa gidip akşam için yemek yaptık.
Sadece tatlı börek olmazdı.
Yemekler de bir saat içinde hazırdı.
Sonunda kapı ikinci defa çaldı.
Kapıyı Elvin açmak için gittiğinde.
Bende salona geçtim.
Pelin ablam ve eniştem gelmişti...
Artık öğretmen hoca değil abla ve abi yakında da eniştem olacaktı...
Enes abim içeri girdiğinde " eviniz hayırlı olsun kızlar " dedi
İkimiz de aynı anda "teşekkür ederiz" dedik.
Salona oturduk her zamanki olayları konuşurken artık yemeğe geçelim dediğimiz de Enes abi " Baran bizimkiler nerde oğlum hadi çağır
gel "
"Onlar gelmeyecekmiş abi ya ben geldim yeter şimdi Yiğit mırın kırın eder bide bizi azarlar."
Elvin usulca "amcası kılıklı" dedi.
Babasına benzettiğini söylemişti.
Enes abi "o bizim biraz inatçı biraz da sinirlimizdir." iyi çocuktur.
Herkes aslında özünde iyidir.
Ama hayat her insanı biraz değiştirir.
Aslında hiç kimse bile isteye seçmez kötü ya da hastalıklı bir insan olmayı.
Sadece hayat şartları insanları o raddeye getirir işte. Pelin abla
"Gidip çağırın olmaz böyle bak kızlarım ne güzel yemek hazırlamış."
Baran ayağa kalktı ama Enes hoca ona "sen otur şimdi seni üçü'de dinlemez biliyorum." iyi olurdu zaten Enes abinin sözünü ikiletmek iyi olmazdı.
Enes abi bir üst kata çıktı bi kaç dakika sonra bir elinde Gökalp bir elinde Hazar arkasında da Yiğitle gelmişti.
Baran onları öyle görünce güldü ve "eee ne demiş büyük büyük atalarımız dinsizin hakkından imansız gelir eline sağlık abi" herkes Baran'ın dediğine gülmüştü salonda ki yerlerini alırken.
Yiğit ve ben hariç yine sadece belki de iki saniye göz göze geldik o ara sadece o iki saniyede bile kalbim bana ihanet etti.
Bu böyle olmamalıydı.
Yerimize oturduktan sonra Elvinin yönlendirmesi ile yemek masamıza geçmiştik.
Yemekleri servis ettik.
Ve yemeğe başladık Enes abi muhabbet olsun diye "eee kızlar hedefler nasıl değişiklik yapmak isteyen var mı bak burada mühendis çok bir de doktor adayımız var "
Doktor adayı Yiğit oluyordu Baran o gece tam onu tanıtacakken işte bu da yiğit demişti.
Gökalp, Hazar ve Baran zaten mühendislik okuyordu.
Doktor adayı dediğine göre Tıp okuyordu.
Merak ettim ve sordum " hangi alanda olmak istiyorsun "diye yüzüme baktı uzun süre ilk defa onunla iletişim kurduğum için herkes şaşkındı.
" Fizyoterapistlik düşünüyorum "
Enes hoca bunu duyunca yüzü düştü.
"Yiğit bu konuyu konuşalım bir daha istersen."
"Ben öyle istiyorum abi" yemekte tatsızlık çıkmasın diye " öyle olsun" dedi Enes abi.
Bazen bazı şeyleri oluruna bırakmak en hayırlısıydı.
Bir de eğer o şey hayalin ise sonuna kadar savaşmak mübahtı destek olacağım mı düşünüp " hayallerinin peşini bırakma eğer istiyorsan sonuna kadar savaş düşeceksin kalkacaksın yerle bir olacaksın ama unutma yapacaksın"....Belki de yapamaz ama birinin yanında olduğunu ona hissettirdiğinde insanlar cesaret alır.
Yapamazsın dediğinde o insanın enerjisi düşer işte bu yüzden Yiğite bunu söyledim birgün elbet başarılı bir doktor olacak ve bir çok kişiyi hayata bağlayacaktı.
Çoğu şey bu hayatta caba ister ve bunun için çaba sarf etmek gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK TANRIÇASI
General FictionHırçınlık mı çağıracakdı aşkı hep,belki de bu sefer sessizlik kendini gösterecekti;Sessizliğin Tanrıçası Ama bu hikayede adam da kadın da sessizdi. Ve adam sessizliğin diğer yarısına aşıktı... Açı dolu bir hayat hikayesi. Mutluluğu bulabilecek mi il...