Hayatta gelinmiş en uç noktalardan biri kendini tanımış olmandır.
Evet uç nokta çok önemlidir.
Küçük yaşta hayatın sana neye güleceğini , neye ağlayaçağını öğretmesidir.
Neye ağlayacağım mı?
Ve sessizliği. Öğretmişti bana.
Çünkü gülmek pek mühim değildi.
Senin Tanrıçanın hayatında.
Yiğit için de öyleydi.
Onun için de gülmek mühim değildi.
Konu yiğite gelmişti neydi bu sessizliğin çekimi.
Yaşamak belki bizim için bir refleksti.
Yoksa bu hayat çekilecek gibi değildi.
İnsanın insana karşı bir savaş vardı.
Bu her şeyden kötüydü.
Bazen düşünüyorum da insan neden güçlü bir hafızanın büyük bir ceza olduğuna inanır ki?
Geçmişte yaşadığımız kötü anıları hatırlayıp bu günümüze şükür edebiliriz.
Şükürler olsun hayat hayallerimin peşinden gitmek için fırsat tanıdı.
Şükürler olsun iyi bir dost kazandım.
İyi bir abla.
Bir de artık eniştem vardı.
Küçük bir aile olmuştuk.
Belki onlar olmasa o gece ölürdüm.
Yurda geleli bir kaç gün olmuştu.
Yemek içmek dışında kimse ile iletişim kurmuyordum.
Hala bir izi var o olayın.
Merdivenlerden inmek için basamakların başında bekledim.
Düşündüm eğer buradan atlarsam ölürüm ve anneme kavuşurum dedim.
Ve yaptımda en son hatırladığım Elvinin çığlık sesiydi.
O gün onlar başımda saatlerce hastahane de beklemişlerdi.
Rüyamda annemi görüyordum.
Annem ile rüyamda konuşmuştum.
Annem bana kızar tonda Hera sen bu musun? Meleğim sen güçlü birisin demişti.
Bu rüya hic bitmesin istemiştim.
Annem gelmişti.
Evet anne ben bir meleğim.Evet anne hata ediyorum.Ben senin güçlü kızınım. Hata yapamam.
Evet haklısın yaşamalıyım hayallerime tutunmalıyım.
Tamam anne sana cevap vermiyorum.
Gözlerimi açtığımda gözleri kızarmış Elvin ve Pelin hoca başımda bekliyorlardı.
İşte şimdi yaptığım hatanın farkındaydım.
Ölmek istemiştim annemin yanına gitmek istedim.
Daha fazla kendimi tutmamın bir anlamı yoktu.
İki damla yaş almıştı bile.
Keşke kuşlar kadar özgür olabilseydim. Ama değilim.
Küçücük kalbiyle kocaman seven bir kız kardeşim ve şafkati her şeyi yok edecek kadar değerlim, herşeyim olan Pelin hocaya bunu yapmaya hakkım yoktu.
Sıkıca sarıldım onlara.
Tek bir kelime edemeyen kocaman bir sessizliktim ben.
Büyüyünce bile geçmeyen bir çocukluk bizimkisi Elvinle.
İçimizde saklanan bir çocukluk.
Çocuk olmak bazen çok iyi keşke büyümeseydim dediğim oluyordu.
Büyümek çocukluğa olan bir ihanetti.
Kitapları severdim uyuyamadığımda okurdum bu gece ihtiyacım vardı onlara.
Şairler, yazarlar hepsine aşık bir kızdım.
Evet bu yüzdendi edebiyat aşkım.
Nerde bir yeni kitap hemen yarışa girerdim almak için okumak insanı insan yapan şeydir.
Kitaplar benim olmayan kardeşleridir.
Her hafta bir kitap alırdı pelin hoca bize.
Bunu her cumartesi bizi kitapçıya götürerek yapardı.
İkimize de farklı kitaplar alırdı.
Ben kitabı çok hızlı bitirirdim.
Sırf Elvinin kitabını okuyabilmek için.
Yemek yemez uyumazdım.
Sırf çok kitap okumak için.
Çekik gözlü biriydim.
Gözlerim küçüktü böylelikle daha da küçülüyordu.
Uykum da gelmişti zaten.
Yarın veda günüydü bu odaya bu yurda....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK TANRIÇASI
Genel KurguHırçınlık mı çağıracakdı aşkı hep,belki de bu sefer sessizlik kendini gösterecekti;Sessizliğin Tanrıçası Ama bu hikayede adam da kadın da sessizdi. Ve adam sessizliğin diğer yarısına aşıktı... Açı dolu bir hayat hikayesi. Mutluluğu bulabilecek mi il...