14.Bölüm

22 2 0
                                    

Yeni evimiz için artik yola çıkmıştık.
Yeni şeyler bizi bekliyordu.
Vedamız biraz ağır olmuştu.
Elvinin o trajedik hayatını öğrendim.
Her insanın kusuru,sorunu, derdi vardı.
Sorunsuz insan yoktu.
Her an hayatımızda herşey olabilecek gibiydi.
Mesela düşününce ben sadece anne kaybı yaşamıştım.
Evet basit bir şey değildi.
Çünkü annem benim tek varlığımdı.
Elvin ise önce annesinin babasını aldattığını öğrenmiş, gözü önünde annesi babasını öldürmüş, doğmayan kardeşinden ise hala haberi yok.
Avukat olmak istemesinin tek sebebi kardeşini bulmakmış.
Amcasını dahi kaybetmiş onun tanıdığı ama onu tanımayan bir kuzeni var.
Belki bir gün tanışırlar.
Yiğit de acı çeken bir çocuk.
Onun gözlerindeki derinlik ise beni içine çekiyor.
Tarifi olmayan duygular beni sarıyor.
Yine düşüncelerden arabanın artık kalacağımız apartmanın yanında durması ile biraz olsun toparlandım.
"Hadi kızlar inin ve size ait olan evin kapısını açın" dedi pelin hoca gözlerimizin içi parlıyordu.
Bizim evimizdi Elvin ve Heranın evi.
"Bizim evimiz Hera" biz birlikte yaşayacağız baksana çok güzel " bahçeye bakıyorduk evet gerçekten güzel bir bahçesi vardı.
Kapıdan girerken bir asma vardı.
Demirlere sıkı sıkı tutunan dalları vardı.
Yan tarafında ise küçük küçük bodur ağaçlar ile örgülü bahçe tam ortadan ikiye ayrılmıştı.
O bölünen parçalarda ise güller vardı.
Yalnız bir bölüm de papatyalar vardı.
Benim dikkatimi papatyalar çekmişti.
Papatyalara yakın yerde ise bir köpek yavrusu vardı.
Tabiki ben papatyaları görünce o tarafa ilerlediğim için çok sonradan fark ettim.
Havladığında bahçenin ortasında çığlık atmıştım.
Ve benim bu çığlığımla balkonlara çıkmıştı insanlar.
Aslında korkmazdım ama öyle birden havlayınca sıçramıştım.
Elvin ve pelin hoca ise kahkaha atıyordu.
Korkmuştum onlar ise gülüyordu.
Kafa mı kaldırıp yukarıya baktığımda ise ikinci şoku yaşıyordum.
İkinci katın balkonunda doğum günüm de tanıştığım dörtlü vardı.
İlk buraya geldiğimizde hiç kimse yoktu.
Papatyalara falan bakmadan direk bizimkilerin yanına gitmiştim.
Yalnız bir ses dikkatimi çekmişti

" hey kral sakin ol oğlum "

Bu ses Hazarın sesiydi öyle hatırlıyordum.
Tekrar baktığımda yanılmadığımı anlamıştım.
Pelin hocanın yanına gittiğim de bavulumu alacakken yukarıdan ikinci ses geldi

" gidip pelin hanıma yardım edin"

bu ses ise o kadar soğuktu ki kim olduğunu direk anlarsınız.
Yiğitin sesiydi.

"Tabiki de bayanlara yardım ederiz biz"

deyip merdivenlere koşan sevimli varlık ise Baran beydi.
Çok sevimli bir çocuktu ve Edebiyat seviyordu.
Yanımıza geldiğinde sanki yıllardır arkadaşmışız gibi samimi bir şekilde önce pelin hoca sonra bize sarıldı.

"Yenge siz yürüyün biz Hazar,Gökalp  taşırız"
dedi  Baran ben en çok kendime Baranı yakın görmüştüm.
Yiğit ise aşağıya bile inmemişti.
Neden Yiğitti ya neden aklıma o gelmişti.
Kendine gel Hera.
Hep beraber binanın içine girmiştik.
Bizim daire birinci kattı.
Zaten bu işte de bir tuhaflık vardı.
Bize evi Enes hoca bulmuştu.
Ve yine bizi koruma iç güdüsü ile başımıza dört koruma dikmişti.
Bunu tek Enes hoca planlamamıştı pelin hanımın da haberi vardı elbet.
Yoksa benim diretmem işe yaramazdı böyle bir çözüm bulmasalardı.
Merdivenlerin sonundaki daire kapımıza altı kişi gelmiştik.
Kapıyı Elvin açıp hepimizi içeri buyur etmişti.
Dışarıda bu kalabalık iyi olmazdı.
Baran rahat bir şekilde eşyaları kapının yanına bırakıp bizim salona geçti.

"Oh be temiz bir ev" gülümsemiştim.
Pelin hoca ise sesli bir şekilde gülmüştü.

"Ayy Baran ilahi oğlum"demişti.
"Ama öyle yenge bu ayılar yiyip oturup gezmekten başka birşey bilmiyor."

"Hatta şu yarısı siyah yarısı sarı kafa olan Gökalp ile aynı odayı paylaşıyoruz annesi gibi odasında çoraplarını topluyorum."

"Olur öyle şeyler oğlum gençsiniz bakalım benim kızlar bir evi geçindirebilecek mi"

"Tabiki de abla gözün arkada kalmasın ben kardeşime ve kendime çok iyi bakacağım"

"Göreceğiz bakalım şimdi siz yavaş yavaş yerleşin biz akşam Enes ile misafir geleceğiz"

"Hay hay pelin sultan bekleriz " oradan baran atıldı

"Biz de ev görmeye geliriz değil mi çocuklar"

Hazar sakin bir şekilde kafasını
salladı ve Baranın annesi tavrı ile

" seninle görüşeceğiz biz evde dedi."
Baranın umrunda dahi değildi.

"Kızlar siz şimdi kek, pasta, börek bilirsiniz akşama bana bi su böreği,bir çikolatalı kek gibi birşey var ya size zahmet ondan yapıverin ayol "
dediği an Elvin gülmekten karnını tutuyordu 
"olur sen gel ben yaparım "
Dedim pelin abla ise
" afferim benim kızıma misafir perver olacak"
Bana gülümseyip yerinden kalktı kapıya onu geçirirken Gökalp Baranın kafasına bir tane patlattı
"Hadi beyinsiz bizde gidelim kızlar yerleşsin dedi" içlerinde bir tek Baran çok konuşkandı.
Sevimli varlık Baran....

SESSİZLİK TANRIÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin