Zengin Sevgilim

Mehmet

Hepimizin haliyle başı ağrıyordu. Ben bi yandan dün ki geceyi unutmaya çalışıyorum, bi yandan da anlamsızca tebessüm ediyordum. Elimdeki çatal ile tabağımda ki zeytinler ile oynarken Rüçhan ın sesiyle irkildim.

Rüçhan: Biz çıkıyoruz. Mehmeti alıp buraya geliriz.
Ebru: Aman dikkatli gidin sizde kaza yapmayın.

Ebrunun cümlesi bitmeden kelimelerin dudaklarından nasıl güzel çıktığını inceliyordum adeta. O sırada Deniz hazırlanıp çantasını aldı. Rüçhan da ceketini giyindi. Ben Ebrunun yüzüne dalmışım bu sefer kapı sesi ile irkildim. Ebru tekrar sofraya dönüp tam karşımdaki sandalyesine oturdu. Ben yüzüne bakmak istemiyordum. Çünkü bana gece ile ilgili soru sorsa cevap vermezdim. Öyle sessiz sakin 2 dakika oturduk. Daha sonra sessizliği Ebru bozmuştu.

Ebru: Bu gün çok dalgınsın. Bana söylemek istediğin bişey var gibi hissediyorum ben.
Efe: Sana karşı birşey değil uyku sersemiyim hala ondandır.
Ebru: Peki. Hiç birşey demedin adam gibi. Biraz bişeyler ye de miden bulamasın.

Teşekkür edip masadan kalktım. Koltuğa doğru yürüyerek başım dönüyor sanki en iyisi koltuk şuan. Ebru da arkamdan masadan kalkıp koltuğa geldi. Tam yanıma oturdu. Ben kafamı arkaya doğru serbest bırakmıştım. Onun vücudu hafif bi açıyla bana doğru dönüktü. Elini dizimin üstüne hafifçe vurarak koydu. Bende kafamı önüme doğru kaldırdım. Ve bi anda Ebruya dönüp "bak Ebru. Dün geceden beri aklımdan çıkmıyorsun. Halbuki benim bu kadar yakınlaştığım ilk kadın değilsin. Ama bilmiyorum aklımdan bir türlü çıkaramıyorum seni" diyerek karşılık verdim. Ebru gözlerimin içine bakıp kaldı. Bir süre öyle baktıktan sonra istemsizce kafalarımız hafif eğilerek birbirimize yaklaşmaya başladı. Gözlerimiz kapandı ve çok yakındık. Nefesinin sıcaklığı yüzüme vuruyordu. Ve yavaş bi şekilde dudaklarımız birleşti. Daha 30 saniye civarı öyle kaldık. Daha sonra kafasını geriye çekip omzuma yaslandı. Öylece arkamıza yaslandık. Onun eli benim karnımdan belime doğru gidiyor, ben ise saçlarıyla oynuyordum. Bi yandan benden 9 yaş büyük olduğu, durumlarımızın kültürlerimizin çok farklı olduğunu düşünüp bi yandan onunlayken ne kadar mutlu olduğumu düşünüyordum. 40 dakika falan öyle kaldık konuşmadan gözlerimiz kapalı. Daha sonra kapı çaldı. Kapı çalınca ıkimizde aniden toparlanıp kapıya doğru gittik. Mehmet sağ salim gelmişti. Rüçhan ve Deniz koluna girmiş ne olur ne olmaz diye. Mehmet ile karşılaşınca sarılmıştık. Içeri buyur ederek ben koltuktaki yastıkları düzenlemiştim. Mehmeti üçlü koltuğa yatırdık. Ben Ebru ile ikili koltukta yan yana oturuyordum. Rüçhan ve Deniz ise tekli koltuklarda oturuyordu.