Duyduklarım beni olduğum yere mıhlamışsa da abime belli etmemeye çalışarak, "Ee?" diyerek konuşmamı sürdürdüm. Çünkü benim numaramın onda olmasının bir nedeni vardı ve bundan önemlisi de abimin nasıl benden habersiz nişanlanabileceğiydi. "Canım" dedi telefondaki ses, sanırım Cengiz Abi dışında kimse bana uzun süredir bu şekilde hitap etmemişti; irkildim ve merakla ne diyeceğini beklemeye başladım. "Beni tanımıyorsun, eminim. Abin beni terk etti ve İstanbul'a geri döndü. Ona ulaşamıyorum ve adresi bilmediğim için yanına gelemiyorum. Birlikteyken senin numaranı kaydetmişti telefonuma. Bir şey olursa sana ulaşabileyim diye." Dedi ve anında sözünü keserek, "Tamam" dedim. Abimin meraklı bakışları üzerimdeyken, "Turuncu Sokak, Günay Apartmanı, Daire 8 Kadıköy" deyip telefonu kapattım. Abimin bir şeyler anlamaya başladığına emin olduktan sonra, "Nişanlınmış, yakında gelir." Diyerek telefonu masanın üzerine bıraktım. Abim zaten sezmiş olduğu durumun kesinleşmesi ile gözlerini büyüttü ve bana inanamayan gözlerle baktı. "Ya, nasıl adresi verirsin? Ben zaten ondan kaçmak için buraya geldim." Dedi. Bu sefer gözlerini büyüten taraf bendim. Buraya ondan kaçmak için gelmişti, ve bunu bana bir marifetmiş gibi itiraf ederek nişanlısına adresi verdiğim için kızıyordu. Çünkü Simge buraya gelerek onun rahatına bozacaktı. Çünkü onun biricik kardeşi, ona burada hiçbir rahatsızlık vermiyordu. Onun biricik kardeşinin kalbinin kırılmasının bir önemi yoktu onun için ve zaten herhangi bir çaba göstermeyecekti kendini affettirmek için. Gözlerimden yaş akarken tek bir yüz kasım oynamadı ama yumruklarımı sıkmaktan da kendimi alıkoyamadım. Artık nasıl bir pot kırdığının farkına varan abim de, "Selen öyle değil." Dedi sinirli bir şekilde. "Buraya senin için geldiğimi biliyorsun." Diyerek kaşlarını kaldırdı ve benden olumlu bir geri dönüş, "Biliyorum abiciğim" diyerek boynuna sarılmamı bekledi. Öyle kolay değildi, çünkü artık benim bir abim yoktu. Üzgündüm, mutsuzdum ve hiç olmadığım kadar berbattım. Alışık olmadığım bir duygu silsilesine son 3 yıldır öylesine kapılmıştım ki, ne bir günüm eğlenceli ne de bir günüm huzurlu geçiyordu. Hiçbir arkadaşım yoktu, derslerim ortalamaydı ve hocalar adımı bile bilmiyordu. Çalışmak zorundaydım ama onlarca insana hizmet etmeye çalışmak da artık beni sıkmıştı. Bir hışımla odama kaçtım. Çünkü kaçmasaydım, başka türlü odama varamazdım. Kapıyı çarptım. Nasıl bir şiddetle kapıyı çaptıysam kapı sallanarak iki saniye daha titredi. Bu evden gitmesi gereken kişi ben değildim, ama o da değildi. Hatta annem ya da babam da değildi. Bu evden gitmesi gereken tek şey huzursuzluk ve mutsuzluktu. Artık benim rahata kavuşmam, kabuğumu kırmam ve kendime gelmem gerekiyordu. Yaşıtlarım gibi davranacaktım artık. Madem abim çok mutluydu, madem annem de babam da ayrı ayrı çok mutlular, o zaman bu ailedeki kederi ve mutsuzluğu sadece benim yaşamam da çok saçmaydı. Aynada kendime baktım. Ruhumun çürümüş olduğunu fark etmiştim artık. Gözyaşlarımı sildim, dudaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerimi yukarı doğru kaldırarak gözyaşlarımı durdurmak için birkaç saniye elimle yüzümü yelledim. İşe yaramıştı. Artık daha iyi hissediyordum. İlk iş olarak Cengiz Abi'yi aradım ve bugün işe gelemeyeceğimi söyledim. Bahane olarak da çok hasta olduğumu ve yattığımı belirttim. Üstelemedi, hastanelik bir işim olduğunda direkt olarak aramamı söyledi. Hemen Atakan'ı gönderecek ve imdadıma koşacaktı. Böyle telaşlanınca yalan söylediğim için içim acıdı ama bu kadar kolay pes etmeyecektim. Artık kötü olan ben olacaktım çünkü iyi olmak beni çok ama çok yormuştu. Üzgündüm.
Dolabımı açtım, şifon bir gömleği elime alarak şöyle bir baktım. Fazla usturupluydu. İçime sadece sütyen giyecektim. Üstten bir iki düğmesini açacak ve göbeğini bağlayarak insanlar için gayet normal ama Selen için büyük bir tarz değişikliği yapmış olacaktım. Altıma da dizlerini yırtacağım siyah bir jean giyecektim. Bu gece bana katılacak kimse yoktu ama tek başıma eğlenmek de benim için zor olmasa gerekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Süredir Yalnızım
Teen FictionGidip öldürmek istedim. Hayatımı benden çalan o insan dışı varlığa haddini bildirmek, yüzüne tekmeler, yumruklar savurmak, yere düşen vücudunun üzerine tekrar tekmeler atıp ölüşünü izlemek istedim. Gözlerinin önünde mahvolan hayatıma karşılık gözler...