Neden bilmiyorum ama ailem bu sıralar bana çok fazla ilgiliydi.Evet benimle ilgilenmeleri güzel birşeydi hatta çok iyiydi ama bu benim hoşuma gitmiyordu. Yaklaşık bir haftadır bana olan bu ilgileri , beni şımartmak istemeleri ve bana karşı olan bu yalancı sevgi benim tuhafıma gidiyordu. 6 yaşında olmam ve benim bu yaşta bunları düşünmem beni korkutuyordu. Ben bunları istediğim o kırmızı ayakkabılara bakarak düşünürken bu soğuk havada daha fazla üşümemi istemeyen ve o minik narin mavi gözlerimin soğuk havadan ıslanmasını istemeyen biri kolumdan tutup beni arabaya doğru götürdü. Kafamı kaldırdığımda bu kişinin annem olduğunu fark ettim. Annem:
-biz yanından olmadan bir yere ayrılmamanı soylediğimizi hatırlıyoruz. Doğru değil mi? Ben ise biraz kekeleyerek:
-Aaa... Arabada sıkılmıştım. Bundan dolayı mağazaya baktım. Buradayım işte.
-"Senin burada olmaman lazım güvenliğin daha önemli ve sen bizim yanımızda güvende olabilirsin. Bu yüzden bizden izinsiz arabadan bir daha inme!" annemin böyle sinirli konuşması benim sinirlenmemi sağlıyordu. Arabada ki gürültü daha da artmaya başladı. Neyse ki babam:
-Tamam, yeter! Kesin artık şu gürültüyü.
Babamın ağzından bu sözler çıktıktan sonra annem benim daha fazla üstüme gelmeyerek:
-Hangi mağazaya gidiyoruz?, diyip annem ortalığı biraz yumuşatmıştı. arabada beş dakika konuşmadan geçirmiştik. Hemen söze girişerek :
-Şu mağazadaki ayakkabılar hoşuma gitti. Güzelmiş,dedim. Annem:
- O mağazadaki ayakkabıları sevdiysen bize söylemen yeterli. Oraya tek başına gitmemelisin.
-Anne tamam bu kadar uzatmana gerek yok.
-"Nasıl ...Nasıl endiselenmiyeyim alyziah...Sen daha küçüksün ve..." annem bunları söylerken birden ağlamaya başladı ve sustu. Babam anneme hemen bir peçete vermiş ve arabadan sakin bir şekilde inmemizi sağlamıştı. Arabadan indiğimizde arabada yaşadığımız herşeyi unutmuş ve aklımda kalan kımızı ayakkabılara doğru koşmuştum. Mağazaya girdiğimizde dışarıdan görünen o küçük mağaza yerine kocaman lüks bir yerdeydik. Burası oldukça büyüktü. Annem benim elimden sıkıca tutuyor ve ben bundan hoşnut olmasam da buna izin veriyordum. İste o gördüğüm kırmızı ayakkabısıydı. Bu ayakkabıları annem ve babamdan almalarını söyledim. Onlar ise hiç tereddüt etmeden aldılar. Noel bugündü ve tüm evde harika bir noel olması için hizmetlilerin hepsi çalışıyordu. Ben ayakkabılarımı aldıktan sonra alışverişe devam ettik ve bir mağazaya daha girdik. Babam yanimizdan ayrılmıştı. Annem'e:
-Babam nereye gidiyor?,Diye sorduğumda annem "bir yere gitmediğini sadece bir telefon konuşması yapacağını soylemişti. Babam ve annem bu son zaman ki tuhaf hareketler yapması beni kuşkulandırıyordu. Önceleri annem ve babamla zaman geçirmek için can atarken şimdi ise korkuyordum. Bu korku nereden geliyordu bilmiyorum ama bu içimdeki korkuyu unutmak istiyordum. Babam yanımıza gelmiş ve anneme:
-"Tatlım artık eve gitsek iyi olur .Yorulmadınız mı? Hadi eve gidelim. Hizmetli Bella çoktan yemeği hazırlamıştır."Elimizdeki paketleri alan babam arabaya doğru yürüdü. Arabaya binmiş ve bu muazzam magazadan ayrılmıştık. Buharlanan cama kendi baş harflerini yazarak ismimi tamamlamaya çalıyordum ve daha sonra yazdığım şeyi siliyordum. Bu yaptığım işten sıkılınca cama kafamı yaslamış ve Los Angeles sokaklarında geçen arabaları sayıyordum. Arabadan inmiş ve babam paketleri alması için görevliyi çağırmıştı. Annem yine kolumdan tutuyordu. Annemle birlikte eve doğru yürürken yan eve yeni birilerinin taşındığını gördüm.Bir adam ve yanında benim yaşlarımda bir oğlanı eve doğru girdiğini gördüm. Çocuk sanki zorla eve girdiriliyor ve bunu gören baba çocuğa bağırıyordu. Bunlar yeni taşınan kişiler olmalıydı. Adamın yüzü pek gözükmüyordu. Oğlanı da gördüğüm söylenemez. Daha sonra oraya bakmayı bırakarak eve girmiştik.Annemin kolunu bıraktım ve odama doğru çıkmıştım. Odama gelmiş ve kendimi yataga atmıştım. Derken hizmetli Bella odama gelmiş ve esyalarımı odama bırakmıştı. Bayan Bella'ya:
-Bayan Bella. Bir insanın size yalan söylediğini nasıl anlarsınız?
-"Tedirgin hareketler yaparlar ve siz bundan hoşnut olmazsınız. Üzgünüm ama bugün noel ve benim evime gitmem gerekiyor. Yemeği hazırladım. Üstünüzü değiştirip aşağı inin ve iyi noeller,"diyip odadan çıktı. Üstümü ve kırmızı ayakkabılarımı giyip kendimi tekrardan yatağa attım ve annem beni uyandırdı.
-Alayziah hadi tatlım uyan. Bugün noel ve bizim kutlamamiz gerek .
Yataktan kalkıp babamın yanina doğru yürüdük. Bugün hayatımın en güzel günüydü. Ailemle ilk defa düzgün bir şekilde noel kutlayacaktık.
Normalde ailemle daha önceden kutladığım özel birgün yoktu. Evet bu benim tuhafıma gidiyordu. Daha önceden ailemle karşılaştırınca. Daha önceden ailem benimle yemek yerken bile ellerinden telefonlar düşmezdi. Babama onların ne iş yaptığını sorunca ise,"gizli bir görev "der susardı. Ama bugün benim hayatımın en güzel günlerinden biriydi.ailemle mutlu bir gün geçiriyordum. Aileyi aile yapan bu mutluluk olsa gerekti.Yemeğimizi yemiş noel ağacını ailecek süsleyecektik. Birden babama bir telefon geldi ve babam anneme endişeli bir şekilde:
-Alayziah'ı al ve onunla birlikte yukarıda bir yere saklanın dedi. Babam bunu der demez ışıklarımız gitmiş ve karanlıkta annem bana bağırarak :
Alayziah!! Neredesin demişti. Annemin sesine doğru giderek annemin kolundan tuttum. Annem acele etmemiz gerektiğini ve beni bir yere sağlayacağını söyledi. Annem beni dışarıya köpeğimizinkulübesine doğru götürdü.Dışarıya çıktığımızda etrafın kapkaranlık olduğunu fark ettim. Karanlıktan korktuğum ve tedirgin olduğum için annem beni kolumdan sürükleyerek götürüyordu. Daha sonra yeni aldığım kırmızı ayakkabımın teki çıkmıştı.
-Olamaz ayakkabım. Dediğimde annem:
-Şuan ayakkabı önemli değil tatlım. Diyip annem kopegimin kulubesine koyarak gidecekken :
-"Korkuyorum. Titriyorum anne." Ben bunları söylerken bir yandan ağlıyordum.
Geri geliceksiniz değil mi? Bugün noel ve bizim bunu kutlamamız gerekiyor. Annem:
Tatlım bu mektubu al ve birgün eline geçince oku. Şimdi değil. Bu benim senden babanla istediğimiz bir şey. Diyip dolabın kapağını kapattı.Annemin verdiği mektubu yanıma koyup dışarıda köpeğim maxle karanlığın içinde gömüldüm.Ağlamaktan gözlerim ağrıyordu. Maç yanımdan koşarak gitmişti. Şimdi daha da çok korkuyorum.Yanımda ne annem ne babam nede maç vardı. Birden max in sesini duydum ve arkasından birinin daha sesi geliyordu.Şimdi daha da çok korkuyordum.Gözlerimi o minik narin ellerimle kapatıp sessizliğe bürünmüştüm. Daha sonra benim yasitimda olan bir çocuğu maxle birlikte gördüm. Yanıma gelir gelmez bana sorular sormaya başlamıştı:
-Burada ne yapıyorsun? Bugün noel ve senin burada ne işin var?
-Ailemi bekliyorum. Annem bana geliceğini söyledi ve onu bekliyorum babamla. Peki senin burada ne işin var?
- Köpeğin bizim bahçeye geldi ve bende bizim evden babamın peşinden geldim. Peki sen ailenin neden burada karanlıkta bekliyorsun? Benim babam bu eve geldi. Ben buraya gelmeden önce telefonda birine bağırıyordu.
-Ne?,dedikten sonra yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Kulübedeb hızla çıkıp eve girdim. Konuştuğum çocuk benim arkadan geliyordu. Önümü görmüyordum. Bir yanda korkuyor ve bir yandan da ağlıyordum. Derken karanlıkta babamın sesini duydum biriyle bağırışıyordu. Çok korkuyordum. Karanlıktan...
Derken yanıma o yeni taşınmış çocuk geldi ve:
-"Şşşt...Sessiz ol. İçeride benim babam var.
-Senin baban benim babama bağırıyor şuan önemli olan simdi napıcağımız.
Herneyse duyurma kendini.Sessiz ol! Yoksa senide öldürürler. Dediği anda gözlerinde dökülen yaşların bir anda durduğunu ve içeride birinin yere düşüş sesini duyduktan sonra kendimi karanlığın içinde kaybetmiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emrace The Darkness(Karanlığa Sarıl)
RomanceSadece bana baktı. Gözlerime...derinlemesine... Sanki okyanusun dibine batmıştım, sadece o gözler beni kurtarabilirdi. Ondan uzak durmaya çalışmam gerekiyordu. Beceremedim işte... Uzak duramıyordum Bu sırada gözümden bir damla yaş aktı sanki onun s...