Zaman odaklı partlara ayırmaya çalışıyorum. Bir sonraki part okul sonrası hayatlarını ele alacak.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli Okumalar...
Bahçe, cıvıl cıvıldı, baharın gelişi her yeri canlandırmıştı. Güneş pırıl pırıl parlıyordu. James onu bekleyen kız arkadaşının yanına giderken keyfi oldukça yerindeydi. Lily'le göl kenarında bir gün geçirmek, işte bu kesinlikle harikaydı. Neyseki Sirius'u Valeire Hanson'la buluşması için ikna etmişti ki, bir şeyler yapmak konusunda sorun çıkarmamıştı. Lily onu gülerek karşıladı. Aslında çoğu zaman birlikte sayılardı, sonuçta aynı binadalardı, dersleri aynı sayılırdı -Lily'nin birkaç fazladan dersi vardı- ama dersler dışında görüşebildikleri zaman kısıtlıydı, herkes, James bile, FYBS düzeyi sınavlarla boğuşuyordu.
Göl kenarında öğrenciler vardı ama herkes kendi halindeydi. James göle yaklaştı ve yerden bir taş alıp gölde sektirdi taş iki kere sekip suda kayboldu, Lily de taşı attığında James onun dört kere sektirmesini alkışla karşıladı.
"Taş sektirme yarışlarına alışığım." dedi. "Kız kardeşim sürekli beni buna zorlardı, başlangıçta o kazanıyordu ama büyüdükçe nasıl yapıldığını çözdüm." Lily bir kere daha taşı attı, bu kez üç kere sekti.
"Kafana koyduğunu yapıyorsun değil mi?" dedi James gülerek. Lily'nin yanında çimenlere oturdu ve izlemeye başladı.
Çıkmaya başladıklarından yani Sluggy'nin Noel balosundan bu zamana yaklaşık 3-4 ay geçmişti ve onların baş başa geçirdiği zamanlar sınırlıydı. Şimdi mezuniyet yaklaşıyordu ve konuşmaları gereken çok şeyleri vardı. James özellikle Lily hakkında endişeliydi, ne yapmayı planladığını bilmiyordu. "Evans." dedi, Lily göle ardı ardına taşları atıyordu. "Okul bitince ne yapacaksın?" Lily kısa bir süreliğine James'e baktı, sonra onun yanına oturdu.
"Bakanlık'a başvuru yapmayı düşünüyorum." dedi Lily göldeki yansımaları incelerken. "Belki Muggle ilişkileriyle ilgili bir dairede olabilirim, ne dersin?" diye sordu. İç geçirdi. "Ama eğer Bakanlık eğer şu safkan olayına takılırsa.. bilmiyorum, Hogwarts'ta her şey daha çocukça, ama büyüyoruz, işler ciddileşiyor ve ben büyücülerin yetişkin hayatının nasıl işlediğini bilmiyorum."
"Sen devlerle bile anlaşabilecek kadar iyi ikna kabiliyetine sahipsin." dedi James, kolunu Lily'nin omzuna atıp kendine çekerken Lily güldü. "Hiçbir şey için endişelenme Evans, sen doğuştan büyücüsün ve kimse bunu değiştiremez, ayrıca, her zaman yanında ben olacağım." Bu söz Lily için çok değerliydi. Her zaman yanında olacağım. Lily bu söze karşılık olarak James'i öptü.
"Çok garip biliyor musun?" diye sordu Lily. "Sen yanımda olduğunda her şeyle savaşabilecek kadar iyi hissediyorum kendimi."
"Sen güçlü birisin Lils." dedi James. "Hem de çok güçlüsün, zekisin, cesursun. Sadece Sirius'un dediği gibi, içindeki delilik biraz gizli kalmış." Güldüler. "Ama ben en başından beri görüyordum tabi."
"Ben de senin o içine kapanık uysal yanını görebilmeyi dilerdim ama hiç göremedim." dedi Lily alayla. "Ama çok daha iyisini gördüm." James onum elini tuttu.
"Ne kadar harika Quidditch oynadığımı mı?" Lily boşta kalan eliyle genç oğlanın omzuna vurdu.
"Aslında ne kadar iyi biri olabildiğini." dedi Lily. "Ne kadar çok sevebildiğini."
"Bunları ben sana söylüyordum." dedi James yapmacık bir somurtmayla. 7. sınıfta hayatında birtakım şeyleri değiştirmiş olabilirdi. Mesela artık kendi hayatıyla daha fazla ilgileniyordu, Slytherinlilerle düelloya girmiyordu - en azından onlar onu buna "zorlamadıkları" sürece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Potter Masalı
FanfictionHayatın beklenmedik sürpriziyle herkesten farklı olduğunu öğrenen Lily Evans; şımarık, kendini beğenmiş James Potter. Her şeye rağmen yıllar boyu konuşulmuş bir aşkın temellerini attıklarını nereden bilebilirlerdi ki? Kapak için @Hersus' a ve @dobb...