Aras'ın ağzından;
"Ağzını kapatmayı öğrenmen lazım çömez. Ayrıca artık koş!"
Sonunda atladığında bende arkasından atladım. Bi kaç takla atıp durduğumda çevreme baktım. Ölen yoktu. Hayret.
Herkes abimin gür sesiyle etrafına toplandı. Bende ayağa kalkp üstümü silkeledim ve abime yöneldim.
"Çömezler. Şimdi cesaretinizi kanıtlama vakti. Burdan atlicaksınız.. Ee ilk önce kim atlıyo?"
Abimin söylediğine güldüm. Aşağıda file olduğunu biliyorduk. Sadece yeni gelenlerin cesaretini test etmeye çalışıyordu ve bizlerin ilk atlamasına izin vermiyorlardı.
Yanımdaki platin saçlı çocuğun kolunu dürttüm. "Ee atlasana ne duruyosun? Kızın yanında baya cesurdun?" Bana kötü bakışlar atıp öne ilerledi. Bu çocuk gazla çalışıyor. Çözdüm.
Boşluğa doğru ilerledi. Aşağıya baktığında göz bebekleri büyüdü. Ben bu haline sırıtırken korkuyla geri döndü. "Sanırım yapamicam." Daha çok sırıttım ve abimin duyabiliceği şekilde bağırdım.
"Neden? Yoksa korktun mu? Korktuysan burda ne işin var?!!"
Çocuk utanarak arkaya ilerlediğinde daha çok sırıtıp önüme döndüm. O sırada yanıma az önce ki kız geldi. Koluma vurduğunda anlamsız bakışlarla ona döndüm.
"Naptığını sanıyosun sen?!"
Kaşlarımı çattım. "Bilmem napmışım?" Göz devirdi. "Çocuğu korkutmana gerek yoktu. Bu o kadar da büyük bişey değil. Herkes ordan atlayabilir!" Bunada sırıttım. "Ee hala niye duruyorsun? Atlasana."
Mira'nın ağzından;
Onun hırsıyla kötü bakışlarımı yollayıp arkamı döndüm. O sırada bi kıza çarptım. Kız bana döndüğünde..
Yine mi bu kız?
"Yürümeyi mi bilmiyorsun? Yavaş ol!"
Bu kız trende çocuğu kıskanan kızdı. Allah ım ne istiyor bu benden? Sinirle soludum. "Yolun ortasında durmasaydın o zaman salak."
"Fark ettiysen burası yol değil."
"Ben geçiyorsam yoldur!"
Tam ağzını açtığında lider bağırdı. "Kız kavgasını dinlicek değiliz! Atlıyo musunuz artık? Korkak mısınız yoksa?"
Bi adım öne çıktım. "Ben atlıyorum." Arkamdan yankı gibi ses geldiğinde arkama döndüm. O kızda elini kaldırmıştı. Sürtük ben atlicam. Bana öfkeyle baktı. "Hayır ben atlicam."
"Görücez."
Dediğim gibi koşmaya başladım. Boşluğun kenarında durduğumda aşağıya baktım. Yuh çüş deve. Neyse en fazla ölürüm. Kızda yanıma geldiğinde aynı tepkileri oda veriyordu.
Yanyana kenarlarda durduğumuzda sinsice sırıttım. "Sevgiline cesurluk gösterisi taslamak için sencede tehlikeli bi yer değil mi?" Sinirle baktı. "O. Benim. Sevgilim. Değil."
Her kelimesini bastırarak söylemişti ve bana yaklaşıyordu. İbneliğin doruklarına çıkarken daha çok sırıttım. "He o zaman bana ayarlasana yakışıklı çocukmuş." Arkadan o çocuk "Ne?" Diye bağırdığında kız üstüme yürüdü. Yerimi bozmazken kolumda bi baskı hissettim. Aa bide kolumu sıkıyor. Sürtük!
Kolumu tutan elini çektiğimde çocuğa döndüm. "Yalandı seninde götün kalkmasın." Kız daha çok sinirlenirken birbirimize girdik. Sonunda çelme taktığımda benide tuttuğu için..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZLAR (Devam Ediyor)
Ciencia FicciónBundan yıllar sonra teknoloji ilerlemiş ve bilim adamları tarafından insanlar sınıflara ayrılmıştı. Artık insanları becerilerine göre ayırıyorlardı Bilgeler, Fedakarlar, Dürüstler, Barışçıllar Cesurlar ve ve biz... Bize uyumsuzlar diyorlardı. İns...