MERHABA ARKADAŞLAR!MULTİMEDYADA BÖLÜMLE ALAKASI OLMAYAN, AMA HEPİMİZİN HATIRLAMAKTAN ZEVK DUYACAĞI BİR ŞARKI VAR, ÜSTELİK MEVSİME DE UYGUN.
HADİ BİRAZ NOSTALJİ YAPALIM...KEYİFLİ OKUMALAR...
ONUNCU BÖLÜM
MİNE
"Bana güvendiğinden emin değilsen, hala geri dönme şansın var."diye hafif bir alayla mırıldandı Cemil ve ben aksayan cesaretimi yeniden toparlamak adına derin bir nefes alıp:
"Güveniyorum dedim ya!Hadi aç artık şu kapıyı!"diye tedirginliğimi örtmek için sabırsızca çıkıştım.İki gündür biriktirdiğim cesaretim, buhar olup uçmuştu sanki.
Cemil anahtarı kilide sokup, kapıyı açtı ve hafifçe belimden tutarak beni içeriye doğru beraberinde yürüttü.Elini koyduğu yerden tüm bedenime arzu etmediğim ürpertiler yayılsa da, bu onun benimle ilk fiziksel teması değildi aslında.
Daha birkaç gün önce, çarşamba gecesi, "Yörünge"nin basçısı Altay'ın doğum gününde bir araya gelmiştik.Daha doğrusu Selvi ve ben, bir hayli kararsızlıktan sonra, davet edildiğimiz o kutlamaya son anda katılmaya karar vermiştik.Tabi kararsız olan bendim, orada Cemil'le yüz yüze geleceğimi biliyordum ve hala kendimi buna nedense hazır hissedemiyordum.Ama korkunun ecele faydası yoktu.Adil olmak gerekirse, adama söz vermiştim ve kaçınılmaz olanı ertelemenin de anlamı yoktu.
Bu durumun bende neden böyle bir tepki doğurduğunu soğukkanlılıkla incelemeye de çalışmıştım üstelik.Vardığım sonuç moral bozucuydu.Adamdan fazlasıyla hoşlanıyordum , ama karşılık görme ihtimalim yok gibi bir şeydi.En azından benim beklediğim tarzda bir karşılık, hayalden öte değildi.Ve ben, deniz kenarında durup, sahile vuran dalgalardan kaçınmaya çalışan bir ahmak gibi, ıslanmamak için, bir o yana, bir bu yana zıplayıp duruyordum.Ara sıra ürküp,bir türlü başaramasam da, yine de oradan tamamen uzaklaşmaya çabalıyordum.Çünkü o dalgalara kapılırsam, ıslanmakla kalmayıp, o kocaman denizin içine sürüklenerek, çaresizce boğulmaktan korkuyordum.Çünkü beni orada karşılayıp, sevgisiyle sarmalayacak ve deniz kızına dönüştürecek bir adam yoktu.Çünkü Cemil Caymaz tek gecelik ilişkileriyle meşhurdu.Benimle ilgilense bile, bu türde bir ilgi bana göre değildi.Bununla beraber, adamda şeytan tüyü vardı.Hala daha, hiç niyette değilken, o lanet arkadaşlık sözünü benden nasıl kopardığını aklım almıyordu.Hal böyle olunca da, düşünmek bile istemediğim bir çok şeye, beni kolayca ikna edebileceği endişesini taşımam normaldi.
Ben, kendine güvenen, sosyal yönü güçlü bir kızdım.Her ne kadar ablamın intiharı ruhuma ve kişiliğime güçlü bir darbe indirse de, yine de, öncelikle onun hatırına ayağa kalkıp, dimdik durabilecek kuvveti içimde bulmuştum.Konuşmayı, gülmeyi ve hayattan zevk almayı sevsem de,asla kaybetmeyeceğimi sandığım sakin ve mantıklı yanım, her zaman ölçüsüz davranışlardan sakınmamı garantiye alıyordu.Ama Cemil söz konusu olduğunda, bu yanıma bile fazla güvenemiyordum artık.Özetle, korkularımın kaynağı o değil, kendimdim aslında.
Zaten o gece de restoranda, bir yanımda Selvi, diğer tarafımda ise benimle sohbet etmeye çalışan doğum günü çocuğu varken, gözlerimin sürekli girişe, henüz teşrif etmemiş yakışıklı solistin yoluna odaklanmasından, daha şimdiden bu korkunun ne kadar yerinde olduğu belliydi.
Ve nihayet Cemil göründüğünde, içimde bir şeyler rahatladı ve anında onu görmezden gelme moduna girecek gücü buldum.
Bulunduğumuz restorandaki kutlama yapılan özel bölme oldukça kalabalıktı.Anladığım kadarıyla, grubun çalıştığı müzik şirketinden ve teknik kadrodan da davetliler vardı ve Cemil benim oturduğum yerden bayağı uzakta kaldı.Konuşmalar, gülüşmeler ve şerefe kaldırmalardan sonra bazı çiftler dans etmek için kalkmaya başladığı sırada, sandalyemin yanında birinin varlığını hissetmemle, başımı kaldırdım ve bana ciddi bir yüzle bakan Cemil'in çarpıcı yeşil gözleriyle karşı karşıya geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)
Romansa"Yörünge" rock grubunun ele avuca sığmayan dört yakışıklısı onlar...Ama her biri kendi hikayesiyle aynı zamanda bizden biri... Cemil'in gizemli sorunlarının çözümü,Mine'nin cesaretine bağlı... ...