"Evet seni dinliyorum Byun Baekhyun." dedikten sonra karşımdaki çelimsiz çocuğa baktım. Öksürüp boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı.
"Gözlerimi açtığımda karanlık, pis ve rutubet kokan odada kendimi bulmuştum. Yerlerde sigara izmaritleri, kırık bira şişeleri duruyordu. Başım deli gibi dönüyor, midem bulanıyor ve çok soğuk olduğu için titriyordum. Gözlerim karanlığa alışmıştı. Başımın dönmesiyle, kendimi soğuk taş zemine fırlattım. Doğrulmaya çalışmıştım fakat, bütün vücuduma giren ağrı ile gözyaşlarıma hakim olamadım. Vazgeçip, kendimi zeminin soğuğuna bırakmıştım. Derin bir nefes alıp yutkundum. Çok uzun süre sonra, kapı açılmıştı. İçeriye giren parlak ışık gözümü alıyordu. Neler olduğunu anlamak için kafamı kaldırmıştım. Baştan aşağı siyah giyinmiş ve yüzüne maske takmış birisi öfkeli adımlarla bana ilerliyordu. Yüzüme gelen darbe ile inlemiştim. Zemine baktığımda kırmızı kanlar olduğunu fark ettim. Kanları kendime ait olduğunu anlamam bir kaç saniye sürmüştü. Gücüm yoktu. Ve vücuduma gelen tekmelerle, iyice yorulmuştum. Gözlerim kapanmamak için direniyordu. Fakat ben gözlerimi karanlığa teslim etmiştim."
Pür dikkat karşımdaki çocuğu dinliyordum.
"Katilin cinsiyeti ne biliyor musun?" dedim.
"Hayır, kendisini gösterecek hiçbir şey yoktu."
"Olay yeri neresiydi Baekhyun?"
Hafifçe tekrardan öksürdü.
"Busan'daydım."
Busan demesi ile gözlerim büyümüştü. Busan, benim doğduğum büyüdüğüm tüm çocukluğumu geçirdiğim şehirdi. Ve emindim ki, katil bunları biliyordu.
"Tamam teşekkürler Baekhyun, başka şeyler olursa haberdar etmeyi unutma. Ayrıca, kendini güvenli hissetiğin yerlerde olmaya dikkat et. Söz veriyorum insanlara zarar gelmeden o pisliği bulmaya çalışacağım."
"Teşekkürler, şimdi gitmeliyim. Eşim Park Chanyeol beni saatlerdir burada bekliyor. Eminim ki beni beklemekten feleği şaşmıştır. Ve tekrardan teşekkürler Kyungsoo, iyi günler."
Gülümseyerek onu uğurladım. Katil bu sevimli çocuktan ne isteyebilirdi ki? Fakat katilin masum insanlarla değil benimle bir meselesi vardı. Ama işin garibi şu ana kadar kimseyle bir olayım dahi olmamıştı. Telefon sesiyle zihnimdeki düşünceleri susturdum. Gelen çağrı, Jongin'dendi. Telefona cevap verdim.
"Merhaba Kyungsoo, bugün eve gelmeyeceğim. Beni merak etme."
"N-nereye gideceksin Jongin?"
"Krystal beraber akşam yemeği yemek için çok ısrar etti. Hatta senide çağırmamı, evde tek başına sıkılacağını beraber eğleneceğimizi söyledi. Gelmek istersen beraber gideriz."
İçimdeki şeytan onlarla beraber gidip akşam yemeklerini mahvetmeyi söylüyordu.
"Olur Jongin, ben de kafa dağıtmak istiyordum. Sen, ben ve Krystal çok eğleneceğiz."
"Pekala Kyungsoo, akşam sekizde hazır ol."
"Görüşürüz Jongin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who is next || KaiSoo
أدب الهواةOrada kanlı bir kağıt duruyordu, kağıdı almak için eğildim. Kağıdı elime alıp katilin yazdığı nota baktım. "Sıradaki kim?"