Yazarın Ağzından:
Sabah uyandığında midesinde bir yanma hissetti. Yanmanın nedeni akşam yedikleri ya da hasta olması falan değildi, uyanır uyanmaz bugün yapacaklarının aklına gelmesiydi. Bugün birkaç aydır götürmeye çalıştığı bir birlikteliği bitirecekti. Aslında bunu yapmakta geç bile kalmıştı. Bitmeli dedi içinden, "Her gün bu tatsız uyanış bitmeli."
Esmer oğlan, bunları düşünürken suratı şekilden sekile giriyordu. Süratle giyinerek dışarı çıktı. Krystal'dan ayrılma vakti gelmişti. Onu sevmiyordu, sevemiyordu. Sevmeyi denemişti Jongin, olmuyordu. Kalbinde ve aklında Kyungsoo varken, Krystal'ı sevemiyordu.
Seul, soğuk ve yağmurlu bir nisan ayı yaşıyordu. Jongin, gökyüzüne bakarak iç geçirdi, "Bulutlar bizim
yasayacaklarımızı biliyor, onlar bile ağlıyor halimize."Buluşma vakti gelip çatmıştı. Artık buluşacakları iskeledeydi. Birkaç dakikalık beklemeden sonra
karşıdan Krystal'ın geldiğini gördü.Simdi midesindeki ağrı daha da artmıştı. Dakikalarca konuşmadılar.
Genç kız, Jongin'in bu durgunluğuna anlam verememişti. Durgun olması gereken kişi kendisiydi çünkü Amber'ı kaybetmişti.Krystal anlamıştı Jongin'in kendisine bir şey söylemek istediğini.
"Bana bir şey mi söylemek istiyorsun?" Jongin, soruya karşılık kafasını evet anlamında salladı.
"Söyle Jongin."
"Soojung, söze nasıl başlanır bilmiyorum."
"1.'si bana Soojung deme, bilirsin ki bu adı kullanmayı sevmiyorum. 2.'si artık söyle Jongin, dakikalarca yüzüme boş boş bakıyorsun. Artık ne diyeceksen söyle sevgilim."
"Krystal, olmuyor. Seni sevmeyi deniyorum ama bu sevgi arkadaşlıktan ve dostluktan öteye gitmiyor. Sen güzel, kariyerinde başarılı ve genç bir kadınsın. Bana ihtiyacın yok, seni sevmeyen birine ihtiyacın yok. Ama, burada hep abi, dost, arkadaş olarak yanındayım. Özür dilerim Krystal, bunları söylemek benim için çok zor. Gerçekten özür dilerim."
Jongin kafasını kaldırdığında, iki çift ona bakan kahverengi gözle karşılaştı.
"Özür dileme Jongin, özür dileme. Özür dilesen bu yaptığın geçecek mi? Neden, Jongin neden beni değilde o Kyungsoo denilen herifi sevdin? Neden? Ben seni bu kadar severken neden? Jongin, sana kızamıyorum seni o kadar çok seviyorum ki sana kızamıyorum. Ama şunu unutma Jongin, siz mutlu olamayacaksınız. Kyungsoo ve sen mutlu olamayacaksın Jongin. Kyungsoo, sevdiğimi elimden aldı, her şeyimi elimden aldı. İkinizde bu yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz. Jongin, sen beni hiç sevmedin. Benimle mutlu olabilirdin, ama sen onu seçtin. Eğer benimle olmayacaksan mutlu olmanında ne anlamı var? Söyle Jongin, ne anlamı var? Beni birazcık bile mi sevemezdin?"
Gözlerinden akan yaşlar ve hıçkırıklarıyla beraber sözlerini tamamladı Krystal.
"Krystal, seni seviyorum. Ama bu sevgi arkadaşça, dostça. Benide anla."
"Ah, Jongin sen beni anla. Karşılıksız sevilmek ne kadar zor biliyor musun? Her sana baktığımda, seni Kyungsoo'ya bakarken buluyorum. Bu benim için ne kadar zor haberin var mı?"
Jongin'in söyleceği tek bir kelime vardı, "Özür dilerim" diye fısıladıdı, yerinden kalkıp oradan uzaklaştı.
---
Kyungsoo ve Jiyong, Krystal'ı bekliyordu. Neredeydi bu kız? Hala gelmemişti. Jiyong'a bir şey söylecekken kapı açılmasıyla, sustum. Gelen Jongin'di.
"Kyungsoo, yanındakide kim?"
"Ben, Kwon Jiyong. YG şirketinde stajyerim. Ah, ayrıca Kyungsoo'nun yakın bir arkadaşıyım. Çok yakın."
Yakın demesiyle, Jongin'in tıslaması bir oldu.
"Jongin, Krystal nerede?" dedi Kyungsoo. Sözünü tamamladıktan bir saniye sonra Jongin'in telefonu çaldı. Jongin arayan kişiyi gördüğünde ağzından küfür savurdu.
"Yine ne istiyorsun Krystal?" diyerek telefonu açtı Jongin.
"Merhaba, telefonun sahibi Jung Krystal, şiddetli bir trafik kazası geçirdi. Üzgünüm, ambulans geldiğinde her şey için çok geçti. Hayatını kaybettiğini ailesine söylerseniz sevinirim."
Jongin duyduğu sözlerle beynine kan sıçramıştı, elindeki telefon düştü. İnanamıyordu, Krystal ölmüştü. Eğer ondan ayrılmasaydı belki hala yaşıyor olabilirdi. Jung Krystal, hayatını kaybetmişti.
"K-Krystal ölmüş."
Kyungsoo büyük olan gözlerini, dahada büyültmüştü.
"N-nasıl olur?" dedi şaşırmış bir ses tonuyla Kyungsoo. Odadaki sessizliği bozan, Kyungsoo'nun telefonuna gelen mesajdı. Eline telefonunu aldığında, gördüğü manzara pekde iyi değildi.
Bilinmeyen Numara: Asıl, oyun şimdi başlıyor Do Kyungsoo. Her şey asıl şimdi başlıyor. Hazır mısın? Daha yeni başlıyoruz. Cesetler, kan kokuları ve korku. Seni bekliyor Kyungsoo. Şunu aklına sok, ben ortaya çıkmak istemedikçe, asla beni bulamazsın. Görüşeceğiz Kyungsoo, bir gün görüşeceğiz. Beni gördüğünde yüzündeki tepkiyi merak ediyor olacağım. Kendine iyi bak. Yeni cinayette görüşürüz, minik Soo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who is next || KaiSoo
Fiksi PenggemarOrada kanlı bir kağıt duruyordu, kağıdı almak için eğildim. Kağıdı elime alıp katilin yazdığı nota baktım. "Sıradaki kim?"