Trigonmetriyi sevelim, sevdirelim

2.1K 185 20
                                    

17.11.2009

*Baekhyun*

Okullar açılalı üç ay civarı bir süre oluyordu. Ve ben doğru dürüst okula gelemiyordum. Çünkü bir süredir beni okuldan iten bir şey vardı. Sabah geç kalkıyor, aman öğleden sonra giderim diye düşünüyordum. Bazen öğleden sonraki iki derse yetişiyor bazen ise siktiri çekiyor yatıyordum. Tabi ki okul idaresi ve ailem açısından bu pek hoş karşılanmıyordu. Bu yüzden psikolog ile görüşmeye başlamıştım. Her hafta pazartesi günü okul çıkışında metroya biniyor ve canım psikoloğuma gidiyordum. Psikoloğum ve psikiyatrim ortak bir kararla bana 'kaygı giderici' düşük dozda bir anti-depresan başlatmışlardı.

Bu ilacı yatmadan önce alıyordum böylelikle çok daha kolay uyuyabiliyorum ancak bazen bünyeme fazla geliyor ve ortada ruh gibi dolanıyordum. Sınıftaki çocuklardan uzaklaşmıştım, alt sınıflardan eş cinsel olduğunu bildiğim bir kız ile takılıyordum. Okulun bir kısmı biseksüel olduğumdan haberdardı. Benden daha ufak tefek bir çocuk olan Woozi ile geçen çarşamba okulun tuvaletlerinde yiyişmiştim. Vay. Fena değildi.

Ve yine okuldaydım. Cuma günüydü. Ayık olduğum günlerden birisiydi. Beni çok fazla seven matematik hocam Bay Kim bana sık sık derslerde yardımcı olduğundan gereğinden fazla olan devamsızlığım bile en sevdiğim ders olan matematikten ve sevdiğim konulardan birisi olan trigonometriden geri kalmamı sağlamamıştı. Hatta öyle ki sınıfımdaki en iyi matematik ortalamasını elimde tutuyordum.

Öğle arası kantinden bir tost alıp bir kaç kişi dışında boş olan sınıfıma döndüm. Süt ürünlerinden olabildiğince gün içinde kaçıyordum. Derste uykumun gelmesi, mimlenmiş bir öğrenci olarak çok fazla dikkat çekmek demekti. Kolamdan yudumladım. Kafein!

O sırada önümdeki sandalye çekildi ve benden daha iri bir cüsse önüme yerleşti. Başımı kaldırdım. Sınıftan, Park Chanyeol kendine yer bellediği arka sıralar dışında önümde oturuyordu. Kollarını çarpmazlamış şekilde bana bakıyordu. Sol kaşımı havaya kaldırdığımda yüzüne oturan gözlükleri arkasından bana gülümsedi.

"Bir şey mi isteyeceksin?"

Tostumun son parçasını ağzıma atıp, kolamın pipetini dişlerim arasına sıkıştırdım.

"O kadar belli oluyor mu?"

Kenarları beyaz olan gözlüğünü düzelttiği sıra onu incelerken başımla onayladım. Okulun ilk haftası delicesine beğendiğim bu yakışıklı benden bir şey istemek için önümde oturmuştu.

"Matematik. Son konuları anlamadım. Akşam etüdünde bana anlatabilir misin?"

Başı yapılı cüssesine karşıt bir sevimlilik ile yana doğru düştü. Bende aynı anda tatlılığına karşı ufakça gülümsedim.

"Tabi. Son zilden sonra boş bir sınıf bul olur mu?"

Hevesle başını salladığında ben de sırıttım.

****

Okulun ilk haftalarında biseksüel birisi olarak kendime bir sınır koymuştum. Sevgili yok. Saçma işler yok. Ders çalışmak var. Ve tabiki bir hafta sonra tüm bu dediklerim müspette kağıt misali buruşup çöpü boylamıştı. Hasta taklidi yaptıkça okuldan eve gönderdiklerini fark ettiğimden beri her gün hasta olur olmuştum. Bu da okuldan ve sınıftan uzaklaşmamı sağlamıştı ve ilk görüşte hoşlandığım çocuktan da hevesimi alamadan bırakmamı sağlamıştı.

Bu süreçte sınıftaki kilolu kızın Chanyeol'dan hoşlandığını fark etmiştim. Bu yüzden herhangi bir beladan uzak durmak için kendimi geri çekmiş sayılırdım bir defa. Sorun yok, başım rahat olsun yeter.

Ancak şimdi hoşlaştığım bey olan Park Chanyeol benden ona akşam etüdünde ders anlatmamı istiyordu. Tabi ki seve seve kabul edecektim. Sürtük tarafımın güzel kalçasını kaldırdığını ve beynimde tur attığını hissedebiliyordum. Eğer birisini istersem kız ya da erkek benim olurdu. Biliyordum. Lanet sürtük taraf işte ne yaparsınız.

Okulun son dersi boyunca aklımda bunlar dönmüştü hatta bir ara ileri gidip artı on dokuz Park Chanyeol itenlerine bile karşı karşıya gelmiştim.

Zil çaldığında çantamı toparladım. Chanyeol gözümün önünden geçip gitti. Ben de bu kısa sürede hazırlanmıştım. Yeniden sınıfa girdi.

"Hey Baekhyun. Karşı sınıf boş. " başımla onu onaylayıp teneffüste hocalardan rica ettiğim tahta kalemleriyle beraber peşinden ilerledim. Hayatımda hiç trigonometriye bu denli yakın hissetmemiştim kendimi.

Ön sıralara çantalarımızı yerleştirdik ve bir saate yakın orada durup çalıştık. Ona ders anlattım. O da beni ciddi şekilde dinledi. Yan yana oturduk. Aynı kitaptan soru çözdük. Kısa muhabbetler ettik.

Ve ben o gün eve gittiğimde Park Chanyeol'dan bir mesaj almıştım.

"Teşekkürler, Baekhyun. "

Asıl ben teşekkür ederim Chanyeol.

*****

Ne yapıyoruuuz? Tarihlere dikkat ediyoruz. Yeey!

-Melody

Promise (Chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin