Sevgi hiçbir zaman bencillik olmadı

1.6K 159 20
                                    

02.01.2010

*Baekhyun*

Bazen Zaman bize inat yavaş akarken bazense yine bize inat yapar gibi su misali akıp gidiyordu. Akrep, yelkovanı kovalıyor yine de bir dakikada birden fazla kez onu yakalayamıyordu. Bu doğanın kanunu, dünyanın dengesiydi. Ama benim için geçerli sayılmazdı.

Kendimi maymun iştahlı olarak tanımlayabilirdim. Çocukça heveslerinin peşinde koşup, sıkılınca bırakan ve hayal aleminde yaşayan. Piyanoya başlamamın ardından en fazla iki üç ay bununla ilgilenip bırakmam bu yüzdendi. Tuvallerdeki Mutlu tablolara inanıp boyalara ulaştığımda çizime yeteneğim olmadığını fark etmemle beraber iki hafta sonra resim kursunu bırakmam da bu nedenleydi. Tam anlamıyla iyi olduğum bir şey asla olmamıştı ve olmayacaktı. Çünkü bir şeylerde iyi olacak bir kapasite ve sabır taşımıyordum.

Ayrıca bir şeylere yeteneğim olması da benim gibi bir kişiliğe eklenince berbat sonuçlar doğurabilirdi. Kendimle övünmeyi severdim. Ego değil burnu havalılıktı benimki. Kendimi üstün görürdüm kendimce. Cahilin aynası kendisini katlarmış derler Ya ben de kendime cahil aynasından bakıyordum. Bir özelliğim varsa bunu insanların gözüne sokmaya iyice çabalıyordum. Kötü bir özellikti yıllardır üzerinden atamadığım.

Ancak hayal dünyamda tanıştığım bazı arkadaşlarım sayesinde kendimi içime kapatmaya ve birilerine özel olmayı öğreniyordum yavaş yavaş. İçim içime sığmazken bir şeyleri yalnızca O'na göstermek istiyordum. Güzelliğimi herkes bilsin ama sadece Chanyeol fark etsin istiyordum. Ya da sadece beni fark etsin.

Bencillik değildi bu kimse buna bencillik diyemezdi. Sevgi hiç bir zaman bencillik olmamıştı. Sadece bazıları fedakarlıktan kaçarken buna bencillik demişlerdi.

Yutkunup önümde soğumaya yüz tutmuş olan şekersiz siyah çaydan bir kaç yudum aldım. Dalgın dalgın elimdeki kaşığı, bardağa çarpa çarpa çeviriyordum ve bu iğrenç tiz sesin tekrarlanmasına neden oluyordu. Öğleye yaklaşırken bulunduğum bölgesi boş olan kafede bir kaç masa ilerimde oturan kızın bundan rahatsız olduğundan son derece emindim. Ama canım istiyordu çünkü bencildim.

Telefonumdan saatimi bir kez daha kontrol ettim. Chanyeol'u bekliyordum. Bir haftadır raporlu olduğumdan dolayı okula gitmiyor ve sınavlara katılmıyordum. Bu gün kendimi iyi hissettiğimden öğle arasında Chanyeol ile buluşmak için sözleşmiştik. Yeni aldığım pantolonum ve kazağımı giymiştim, üzerime yapışan kazağımın yakası açıktı biraz. Yine de Chanyeol ile buluşacağım için özellikle seçmiştim bu kazağı.

Her zaman geldiğimiz kafe olan Mavi'de oturmuştum. Burayı sevmemin özel bir nedeni yoktu ama burada oturup yan kısmı cam olan ve arka yeşillik alanı gören kafede çay içmeyi seviyordum. Mutlu hissettiriyordu nedensiz. Ya da her şeyi düşünebilecekmişim gibi. Çünkü çoğu Zaman birilerinin beynimi okuduğundan şüphe ederdim. Kaygı geçirici ilaçlarım henüz buna bir çare olabilmiş değillerdi.

Bir kaç dakika sonra çantamdan nadiren kullandığım sigara paketini çıkardım. Paketi iki ay önce almıştım ancak içinde son iki tane kalmıştı. Birisi şans sigaramdı. Onu son içecektim. Mor çakmakla dudaklarıma yerleştirdiğim beyaz dalın ucunu körledim. Garsonun getirdiği küllüğe bir bakış atıp yeniden Ilık olan çayımdan bir kaç yudum aldım. Şu çay ile sigaranın verdiği huzuru veremeyen insanlar vardı.

Bir kaç dakikamı da böyle geçirdikten sonra sigaramdan son nefesi çekerken tanıdık sima görüş açıma girdi. Chanyeol, burnunun ucuna düşen kemik çerçeve gözlüklerini düzelterek bana doğru yürümeye başladı. Alışmıştı çünkü her zaman burada otururdum. Bu masa bana özelmiş gibi her Zaman boş olurdu.

Lacivert kaşe montunu çıkarıp yukarı kaldırdığı siyah saçlarıyla beraber karşımda yer edindi kendine. Ben de bu sırada elimde beklettiğim sigarayı küllüğe basarak, küllüğü bizden uzak bir köşeye ittim.

"Bir an gelmeyeceksin sandım. "

Soğuktan kızarmış ellerine uzandığımda hemen parmaklarını benimkilerden geçirdi. Kendime çekip sıcak nefesimi ellerine üfledim. Genelde her zaman soğuk olan ellerim Chanyeol'un çevresinde olduğumda sıcacık oluyordu ve ne hikmetse onun elleri ısınmaya muhtaç oluyorlardı.

"Seni ekmem. " diye mırıldandı. Dudaklarımı dişleyip yakışıklı yüzüne bakarken iç çekmemek için kendimi zor durdurdum.

Bir kaç saniye sonra ellerimizi ayırmadan oturuyorduk. Gelen garsona ortak pizza söyleyip yollamıştık ve kafenin fon müziğinde birbirimize bakıyorduk.

"Dudaklarında ne var?"

Söylemesiyle beraber dilimi dudaklarımda dolaştırdım. Dudaklarım çatlaması için şeftalili dudak koruyucusu kullanıyordum.

"Lipbalm" diye mırıldandım hemen sonra. Gözleri dudaklarımdaydı. Kendimi durdurmak istedim ama içimden bir ses de akışına bırakmamı söylüyordu. Ona büyük bir gülümseme vererek gelen pizzaya odaklandım.

Bizim için pizzayı dilimlerine ayıkladığında sevinçle el çırptım. Şu hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında geliyor olabilirdi pizza. Hayır en sevdiğim şey Chanyeol değildi. Midesine düşkün birisi olarak ilk sıraya yenmeyecek bir şeyi koymazdım.

İçtiği soğuk çayı bana uzattığında dudaklarım ile az önce onun kullandığı pipeti kavrayıp bir kaç yudum aldım.

"Az önce kimyasal öpüşme yaşadık" pipeti bırakır bırakmaz konuşmuştuk. Gözlerim yakışıklı yüzünü bulduğu Zaman bana öpücük attı. Dudaklarımı dişleyip yüzümü saklamak için aşağı eğdiğimde başımı kızların şanslı olduğunu düşündüm. Başlarını eğdiklerinde saçları onları saklıyordu bense pancar suratla ortada kalıyordum öylece.

****

Elim Chanyeol'un kolunu kavramıştı. Okula geç kalmıştı bir kaç dakika ama yine de benimle beraber büyük kitapçıya girdi. Rafların arasında dolaşırken biz mangaların önünde durduk. İstediğim mangaya uzanacağım sırada Chanyeol çenemi kavrayıp kendine çevirdi.

Saniyelik bir öpücükten sonra "Görüşürüz güzelim" diye mırıldanıp koşar adım okula yetişmek için kitapçıdan çıkarken ben bir klişeyi gerçekleştirmekle meşguldüm. Parmaklarım az önce kalın dudaklarını bastırdığı alt dudağımda dururken arkasından gülümseyerek bakıyordum.

Chanyeol nefes alışınla boşalacak kadar beni etkilerken, bıraktığın kelebeğin kanatlarından daha narin olan busenle kalbimde papatyalar açtırmıştın.

*****
Sanırım yazımı toparlamaya başladım. Değil mi? Hı? Hı?

-Melody

-Melody

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Promise (Chanbaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin