Keyifli Okumalar...
🌼 Hifa'dan 🌼
Bukre'yle birlikte iki tane daha tabak ve kahve hazırlayıp içeriye geçtik. Yaptığımız şeyleri yerken bir yandan da özlem gideriyorduk. Utançla Sude'ye baktım.
" Sude seninle biraz daha tanışabilir miyiz?" Aklımda Meriç'in söyledikleri yankılandı bir anda, yutkundum.
" Yani abin biraz anlatmıştı ama pek detay veren birisi değil biliyorsun." Sude güldü ve başını salladı.
" Bilmez miyim, abimin de senin hakkında pek detay verdiği sayılmaz. Sadece, sana gerçekten aşık olduğunu hissettim." Hiç tanışmadığım bir adamın bana bu kadar aşık olduğunu hissettirmesi çok garipti. Keşke bende böyle aşık olduğunu hissedebilseydim, zira hissettirdiği tek şey nefretti.
" Biraz sevgiye ihtiyacı vardı. Kalbinde ki karanlıktan çıkarmak yerine, içeriye biraz ışık gerekiyordu. Hayatına ışık olup, sevgimle merhem oldum yaralarına." Bunları öylece söyleyebilmek beni fazlasıyla utandırmıştı. Kelimeler bir anda kendiliğinden çıkmıştı ağzımdan, veya kalbimden. Yutkundum ve bana şaşkınlıkla bakan gözlerle karşılaştım.
" Vay canına bu harikaydı Hifa, ona karşı bu kadar iyimser olman büyüleyici. Meriç'i kendine nasıl aşık ettiğin belli, eğer sana aşık olmasaydı garipserdim" Zümra elini çenesine destek yapmış hayranlıkla bana bakıyordu. Bazen keşke çenemi tutabilsem diye düşündüğüm çok zaman oluyordu. Meriç'in bana aşık olmadığını bağırarak söylemek istiyordum. Böyle güzel rol yapabildiği için herkesi kandırmış olmasını bir yana bırakmıştım, bende insanları kandırıyordum.
" Kalpleri ısındıran Allah'tır. Asla sevgiyi tadamayacağını, sevgiden tamemen yoksun olduğunu düşündüğümüz insanların içinde kocaman bir sevgi vardır. Hepsi içindeki sevgiyi çıkaracak insanı bekliyor o kadar." Hala konuşuyor muydum ben? Kalbimin bir süreliğine susması gerekiyordu artık. Sude ve Zümra sesli bir şekilde gülüp, beni daha da fazla utandırmışlardı.
" Birileri bugün ne kadar da güzel konuşuyor ya. Gerçekten mükemmel bir çiftsiniz, size öyle çok imreniyorum ki." Bende bize çok imrenmeyi isterdim, ne yazık ki imreneceğim çiftin birbiriyle hiç vakit geçirmemesi dışında bir sorun yoktu. Tabii kızın oğlanı tanımıyor oluşu da bir başka sebepti.
" Hadi bizi bırakalım artık kızlar, sizler konuşun biraz da. " Pastama bir çatal daha batırıp ağzıma attım ve kızlara baktım. Aynı şekilde hepsi de bana bakıyordu, tek kaşımı kaldırdım.
" Kızlar ciddi olamazsınız, anlatacak bir şeyleriniz illa ki vardır. Hadi ama ya, kız kızayız ne olacak. " Bukre derin bir nefes aldı, elinde ki çatalı tabağa bıraktı ve ellerini birleştirdi. Ciddi olmaya çalışma halleri epey komikti ve buna kahkaha atmamak için çabalamıştım. Bu ambiyansı bozarsam anlatmayacağını biliyordum.
" Aynı sınıftan arkadaşım olan kızın ikizi bana aşık. Adı Selim. " Bukre ve Zümra göz göze gelince kaşlarımı çattım. Sude de aynı şekilde Bukre ve Zümra'ya bakıyordu.
" Bunu bana anlattığın turuncu saçlı çocuk mu Bukre." Söylediğim şeyle irkildi ve gözlerini bana çevirdi. Başını salladı ve elleriyle oynamaya başladı.
" Onun benim için uğraşıyor olması o kadar sinirimi bozuyor ki, üstelik ikizi en yakın arkadaşım ve sürekli Selim hakkında bir şeyler anlatıyor. " İçimden bir ses Bukre'nin bana anlatmadığı şeyleri olduğunu söylüyordu.
" Neden ona ılımlı bakmaya çalışmıyorsun, senin için o kadar uğraşırken. " Sude'ye katıldığımı belli etmek adına başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZNÜN SESİ
EspiritualBütün hikayeler mutlu sonla bitermiş... Ya benim hikayem, benim umutlarımda da mutlu sonla biter mi...