Bolum-195

1K 12 3
                                    

Mecburen kafamda sorular ile birlikte eve döndüm.  
Galiba beni terk etmişlerdi. Haklılardı belkide, benim yüzümden ölmeleri büyük haksızlıktı. Eve geldikten sonra uyudum. Çok yorulmuştum. Sabah olduğunda annemler beni kahvaltıya kaldırdılar. Kahvaltı yaptıktan sonra elime kitabı aldım. Bu olanların neden olduğu hakkında bir ipucu aramaya başladım. Akşama kadar aradım ama hiçbir sonuç bulamadım. Zaten kitaptan da hiç yoksa 25-30 sayfa eksikti. Ama hiçbir zaman o eksik sayfaları bulamadım. Gece olduğunda yine bir umut tekrardan onları çağırmaya çalıştım.
Defalarca denememe rağmen hiç bir sonuç çıkmadı. Artık umudumda kalmamıştı. Ya, bu olanları kabul edecek, ya da mücadeleme kendimi başıma devam edecektim. Daha fazla bir şey karıştırmadan yatıp uyudum. Uyurken birinin adımla seslendiğini duydum. Gözümü açıp bakmaya çok korktum çünkü bana seslenen pek hayra alamet bir ses değildi. Bana yardım için gelecek birisi de olmadığı için, bana seslenen şerlinin zarar vermeye geldiğini anlamıştım. Bu iğrenç sese daha fazla tahammül edemeyip arkamı döndüm. Arkamda 4 kişi vardı. Yüzleri o kadar gaflet ile bakıyordu ki, onların en büyük düşmanları benmişim gibi bir halde bakıyorlardı. O an ne oldu ise hatırlamıyorum...

O zaman ya uyudum rüya gördüm ya da onlar tarafından ele geçirildim. Çünkü uyandığımda dere kenarında düğünün olduğu yerdeydim. Yukarıda cadı kadının evi vardı ve oradan akın akın şerliler geliyorlardı. Bu gece artık yolun sonuna gelmiştim.  
Akın-akın gelen şerliler etrafımda katman-katman halka şeklinde etrafımı çevirdiler. Hepsi dişlerini bilemiş, sanki beni parçalamak için geliyorlar gibiydi. Ağızları normalde o kadar büyük olamaz gibi oluyor fakat dişleri çok uzun ve iğne gibiydi. Ağızlarını açtıklarında ince uzun dilleri çıkıyor. Ucu yılandili gibi çatal şekildeydi. Gözleri tamamen göz bebeğinden oluşuyordu. Bana saldıracak gibi omuzları yukarı aşağı hareket ediyordu. Etrafımı tamamen doldurdular ve bana dokunduklarını, sanki etimi alıyor gibi zarar verdiklerini hissediyordum o anda uyandım. Bu bir rüyaymış. Çok korkmuştum, sanki boğazıma kadar sıkışmış gibiydim. Kalkıp su içtim geçmedi bedenimdeki o tuhaf his…

Elimi yüzümü yıkayayım dedim açılırım dedim ve aynanın karşısına geçtim. Direkt gözüme çarpan kollarımdı. Kollarım mos mor olmuştu. O an ki korku ile üzerimde ki t-shirt ü çıkardım. Göğüsüm ün her yeri sanki kerpeten ile çekilmiş gibi kan toplamıştı. Vücudumun diğer yerlerinde de aynı kan toplaması ve morluklarla karşılaştım. Yaşadığım şey rüya gibiydi ama ben nasıl bu hale gelmiş olabilirdim. Bana resmen işkence etmişlerdi. Bu şey rüya olamazdı. Ben oraya gittiğimden adım gibi emindim. Fakat yatağımda uyandığımdan da adım gibi emindim. Beni alıp götürmüş olacaklarını düşünüyordum. Başka bir yerimde bir iz var mı diye öyle bir kaba olarak baktım ama göremedim. Sabaha kadar oturdum. Bu olay artık benim yalnız başıma halledebileceğim bir şey değildi. Dedemin mirası olan şerliler de ortada yoklardı. Belki de öldürülmüşlerdi diğer kabile tarafından bu konuların akıbetini bilmiyordum. Sabah olunca babam benim oturduğumu gördü. Ne olduğunu sorunca kollarımı gösterdim ve olayı anlattım. Babam yinemi gördün, yinemi geldiler dese de onların hiç gitmediğini söylemedim. 

Babam olaylar duruldu sanıyordu ama olaylar her zaman daha da kötüye gitmişti. Geçmiş olaylardan bahsetmedim. Babam da yine hoca arayışlarına girmişti ve bu durum benim canımı daha çok sıkıyordu. Bu macera benim için çok uzamıştı. Artık akıbetim ne ise onu yaşamak, başımdaki bu derdin bir an önce son bulmasını istiyordum. Babam yine telefon ile sağı solu aramaya başlamıştı. Bu durumu tekrardan yaşamak istemiyordum.  
Vücudumun her yeri acılar içindeydi. Morlukların geçmesi için annemden uygun bir krem alıp banyo ya krem sürmeye girdim. Tamamen soyundum. Banyomuzda küçük bir tabure vardı. Tabureye oturdum ve kolumun yetiştiği kadar moraran ve kan toplayan yerlerime sürdüm. Elimi sırtıma uzattım. Sırtımda elimle dokunduğumda acıyan yerler olduğunu hissettim. Ayağa kalktım ve aynaya sırtımı dönüp baktığımda dün gece yaşananlardan bir not bulacağımdan habersizdim. Sırtımda omuz tarafımın altında Arapça bir yazı yazıyordu.

(يأتون إلين)  Bize gel…

Zuzumbilesi Hikayesi - FullHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin