Havaların bir ısınıp bir soğuduğu zamanlar geldim buraya yavaş yavaş ve hiç acelem olmadan. Kaç gece, kaç gündüz oldu geleli bilmiyorum. İçimde bir amaç saklı, bir şeyleri bekliyorum. Günleri sayar oldum. Her gündoğumu bir yeni umuttu benim için. Sarı umut bir bir doğup batarken denizin sessizliği canımı sıkıyordu. Önceleri ne güzel fısıldardı kulağıma. Bugün içimde değişik bir heyecanla uyandım ve her zamanki yerimi tüm heybetimle aldım. Bu sefer her şey daha farklıydı. Bu sessizliğin bozulacağının hayalini kurardım geceleri ve sanki o zaman gelmişti. Tüylerimi güzelce kabarttım ve derin bir nefes alıp beklemeye başladım. Güneş tam ortaya gelmişti. İki kişinin biraz uzağa oturduğunu gördüm. Bir süre konuşmalarını dinledim. Sürekli gülüşüyorlardı. Gülüşleri o kadar samimi ve içtendi ki onlara bakanların birbirlerine aşık olduklarını anlamamaları imkansızdı. Benim gibi bir tecrübe de bunu kolaylıkla anlardı. İkisinin de gözlerinin içi gülüyordu. Tanıdık bir siması vardı sanki. Biraz daha dikkatle gözlerine bakınca hatırlamıştım onu. Yine o gelmişti. Dikkatlice her köşeyi didik didik ediyor ve sanki bir şey arıyor gibiydi. Kendimi ona göstermek istedim, var gücümle bağırdım ama sesim o kadar yüksek değildi. Zaten çoğu zaman da kimse beni dinlemezdi. Benim yerime sanki deniz konuşmaya başladı. En güzel şarkılarını söylüyordu. Artık zamanım gelmişti, biliyordum. Amacımı gerçekleştirmek için çok az zamanım kalmıştı. Beni duymuyordu ama her adımda bana daha çok yaklaşıyordu. Bir an göz göze geldik, yine o bakışımı attım ona. Benden mutlusu olamazdı. Belki sadece Cihan'ın mutluluğu benimkini geçebilirdi. Heyecandan nutkum tutulmuştu, her yerim titriyordu. Deniz hiç duymadığım şarkılarını fısıldıyordu kulağıma. Martılar sanki daha güzel ötüyordu artık. Mehpare sanki daha bir güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZA DEK
Short StoryKüçük bir çocuğun masum gözlerinde saklıdır aşk ve kollarının arkasında buluşuncaya dek açılması kadardır sonsuzluk. Biz sevmeyi çok küçük yaşta öğrendik. Kimimiz unuttu sadece...